13.Bölüm |Yumurta Yanıyor.

792 85 55
                                    

Birisi hakkında ilk görüşünüz her zaman değerlidir. Bir insanı ilk gördüğünüz zaman oluşur her şey ve öyle de kalır uzun bir süre. İnsan bedeninin aşık olma süresi doksan saniye imiş. Böyle okumuştum bir yerde. Doksan saniye gibi kısa bir süre içinde hayatımızda olup bitecek, belki de sizin hayatınızda büyük bir iz bırakacak insanı seçiyordu bedeniniz. Bu denli büyük bir mekanizmanın bu kadar kısa bir sürede böylesine büyük bir olayı gerçekleştirmesi akla hayale sığmıyordu, ben sığdıramıyordum.

Wonwoo'yu ilk gördüğümde,hareketlerinde öte, yüzünü gördüğümde, gözlerini, dudaklarını, ipeksi saçlarını ve gülüşünü gördüğümde doksan saniye benim için başlamıştı. Wonwoo bedenimde ona ait olan doksan saniyenin sonuna geldiğinde, ona olan nefretim büyüyecek ve beni bitirecekti. Ya da olmayacaktı. Kim bilebilir ki? Bu gün burada yazdıklarımın doğru olduğunu... Ya da gerçek olduğunu...

-Kim Mingyu

Sabah gözlerimi göğsümde uyuya kalmış bir Wonwoo ile açtım. Evet, Wonwoo benim göğsümde uyuya kalmıştı.

Wonwoo göğsümde. Uyuyor.
Benim göğsüm. Göğüs kafesim. İçinde kalp olan göğüs kafesim!

Dün onca acıyı çektikten, Vernon'a olan sinirimi tükettikten sonra, yemeği yakmış ve Wonwoo'dan azar yemiştik. Sonra Vernon, Taehyung için alması gereken bir şey olduğunu söyleyip evden sıyrılırken ben de yorgunum diye geveleyip kendimi odama atıp yorgan şehrine inmiştim.

Asıl soru, en basit bir nefes sesine bile uyanan ben, nasıl olur da Wonwoo'nun nefes sesine uyanmamıştım.

Artı olarak; Wonwoo odanın kapısını açmış, yatağa kadar yürümüş, başını göğsüme koymuş, ellerini göğsümde birleştirmiş bunun üzerine ben onu daha da sararak yakınıma çekmiş ve ellerimi beline koyup, onunla beraber mutlu mesut uyumuştum. Ve hiç bir uyanma belirtisi göstermemiştim.

Tanrım! Köreliyor muyum yoksa?! Nasıl olur?! Nasıl birini yatağıma alırım?! Şuan kendimi Vernon'ın giydiği iç çamaşırları kadar kirli hissediyordum. Derin bir nefes almak için ciğerlerimi şişirdim. O sırada Wonwoo kıpırdandı, nefesim ciğerlerime takılı kaldı bir süre sonra yavaş yavaş verdim nefesi geri. Uyansın istemiyordum, bütün gün öylece dursun, onu hissedeyim istiyordum. Wonwoo, kıpırdamadı. İsteğimi duymuş gibiydi sanki.

Her şey güzeldi. Ta ki benim içtiğim su kendini uzaklaştırmaya çalışana kadar. Mesaneme giren kramplar yüzünden Wonwoo'yu yavaşça yatağa attım ve koşarak, uyuşmuş popomla, koşarak tuvalete gittim. Geri döndüğümde Wonwoo yatağın içinde top haline gelmiş bir şekilde uyuyordu.

Bakın bir insanı uyuyarak gördüğünüzde yüzüne bir şeyler çizmek isterdiniz, değil mi? Geçen sefer Vernon uyuya kaldığında onu bir korsana çevirmiştim. Sol gözündeki boyayı çıkarana kadar boyayı her yere dağıtmıştı ve yüzünü tekrar boyamıştı... Mal adam.

Ama şuan yatakta yatan Wonwoo idi ve içimdeki Vernon 'Yap!' diyordu.

'Yap, ulan!' diyordu içimdeki Vernon.

'Tamam sakin!' diye onu yatıştırmaya çalışıyordum.

'Anlamam ben! Yap diyorum!'

Love Race |Meanie.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin