34.Bölüm| Yaz Kızım.

354 44 20
                                    

-

"Yaz kızım." Derlerdi önceleri. Tok ses tahta sandalyelerin arasında dolaşır, içeride olan bir kaç kişiyi heyecana boğar ve hakimin yüksek yakalarından çıkan otoriter ses salonda yankılanırdı. Etrafı bir ciddiyet sarar, nefesler tutulur ve eller dua için birleşir, sonuç iyi olsun diye umut edilirdi.

"Yaz kızım." Derlerdi. Bu iki kelimeye bağlanırdı hayatınız. Bazen bir olurdu, bazense üç. "Sanığın," diye devam ederdi hakim sizin geleceğiniz hakkında olacakları söylerken. Rahat bir edayla, keskin gözleri ve ok gibi size yönelmiş kirpiklerini kısarak konuşurdu. Devamında gelecek sözler altın gibi değerli olurdu. Müebbet yemek vardı, idam, belki bir kaç ay ya da bir kaç gün en fazla bir kaç yıl. Eğer kötü bir insansanız acımazlardı, yaptıklarınıza bağlıydı hayatlarınız. Tabii rüşvet almadıkları zaman. Şimdi ise büyük geniş bir odada, kendimle beraber elli kişinin de bulunduğu bir mahkeme salonunda gözlerimi solumda duran Wonwoo'dan çekemezken kulaklarım 'Adalet.' yazısından bir kaç adım uzakta olan saatin tik takları ile doluyordu. Salona girmeden önce Vernon beni sıkıca kucaklamış merak etmememi söylemişti. Biliyordum, kazanacaktım.

Ama gel gelelim ki Wonwoo'nun yüzündeki sırıtış içimde büyüyen kurdu beslemeye devam ediyordu. Kendinden oldukça emin, güzel dudaklarını yüzüne oldukça yakıştırdığım ve şu konumda olmasak gerçekten yeniden ve yeniden aşık olacağım kadar da güzel bir gülümsemeydi yüzünü aydınlatan ve benim canımı sıkan.

Junmyeon ellerini yüzüme karşı salladığında yakışıklı yüzüne ve vücudunu saran cübbesine değdi gözlerim. Junmyeon üzerinde parlayan 'Kazanacağım.' ifadesi ile bana bakarken gülümsedi. Bütün deliller Wonwoo'nun aleyhineydi. Fakat o adi, adi olduğu kadar güzel sırıtış Wonwoo'nun yüzünde sakin sakin kendini belli ederken, beni hiç sakin hissettirmiyordu.

"Şu adam." dedi Junmyeon ben düşünmeye devam ederken. "Wonwoo'nun avukatı olan adam, gördün mü? Sağ tarafta takım elbiseli adam, işte o adam bize bu davayı kazandıracak olan adam."

Söylediklerinden sonra aklıma gelen ilk kelime 'Rüşvet.' oldu. Junmyeon ise birine rüşvet veremeyecek kadar adil bir adamdı.

"Nasıl?"

Yüzüne yayılan sarkık gülümseme ile ona bakındım bir süre.

"Yeni mezun.Bu onun üçüncü davası ve ilk ikisini kaybetti." Yüzünd ki sırıtış büyürken benim gözlerimdeki kuşku daha da arttı. "Nasıl?" dedim yeniden salonda başlayan hareketlenmeleri fark ederken.

"Daha önceki iki davasını neden kaybetti biliyor musun?" Hakimin salona adım atmasıyla beraber bizde ayaklandık Gözlerim yeniden Junmyeon'a odaklanırken kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Kaybettiği davalara bakan avukat bendim." Öz güven o an için bütün vücuduna yayılırken belli belirsiz gülümsedim ona. Hakim cübbesinin içinde, büyük, yüksek kürsünün arkasından salonu inceledi bir süre. Hemen arkasındaki büyük duvarda büyük gri harflerle 'Adalet Sarayı.' yazıyor onun yanında iki köşede salınan Kore bayrakları ve soldaki bayrağın altında bir başka kürsü bulunuyordu. Kürsünün çaprazında, hakimin kürsüsünün hemen önünde bir masa ve o masa da 'Yaz kızım.' sözünü hayata geçirecek bir kadın bulunuyordu.

Hakim bir süre iki yanında oturan adamlarla konuştu,kim oldukları hakkında bir fikrim yoktu bilmekte istemiyordum açıkçası, daha sonra sol tarafında olan çekici diğer yarısı ile birleştirdi ve mahkemenin başladığını bildiren o tok sesi salonda yankılandı.

Love Race |Meanie.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin