-
Bir keresinde annem, bir şeylerden eksik kalan insanların, her zaman daha hırslı olduklarını söylemişti. İçlerinde bitmek bilmeyen bir eksiklik olduğunu ve bu eksikliği gidermek için ellerinden gelen her şeyi yapabileceklerini söylemişti.
Wonwoo'nun içimde bıraktığı eksikliği tamamlamak için her şeyi yapmaya hazırdım.
Buna kendime inandırmak için, önce çevremden başlamalıydım.
Mesela, Lacivert Saçlı Mingyu'ya, Wonwoo muamelesi yaparak, kendime aslında Wonwoo'dan uzak olmadığımı ispatlamaya çalışıyordum.
Onun bende ki anılarını tetikleyecek şeyler yapıyor, onu kendi içimde yaşatmaya devam ediyordum. Şimdi ise Wonwoo'nun asla karşı koyamadığı bir şey olmuştum.
Aslına bakarsanız, amacım Wonwoo'nun bacaklarının arasına girmek değildi. Amacım Wonwoo'nun kalbine girebilmekti. Fakat Wonwoo, kalbi yerine bacaklarını aralamayı seçmişti ve Jungkook ise Wonwoo'yu bunun için seviyordu.
Bilirsiniz,Wonwoo ne zaman Jungkook'u görse bacaklarını aralıyordu. Ve bu beni her adımda biraz daha öldürüyordu, işin garip yanı, bu zamana kadar beni kimse gömmemişti. Çürümüş bir halde, yarım bir halde kalmıştım. Her zaman ki gibi.
Şimdi ise, yüzümün sol tarafında sızlayan bir yara, vücudumun sol tarafında ise hiç bir zaman kabuk bağlamayacak bir yaraya sahiptim. Wonwoo benden giderken, beni çok fazla eksik bırakmıştı.
Ve annem demişti ki, eksik insanlar hırslı olurlar.
Aslında, bir yarışçı olarak ben pek fazla hırsa sahip biri değildim. Sadece,yaptığım işte en iyisiydim ve bu Tanrı'nın bana bahşettiği bir lütuftu.
Tanrı, sanki benim için biraz sıkıntılı bir konu değil mi? Annem demişti ki, eğer sıkıntıya düşersen veya kimseye söyleyemeyeceğin bir şey olursa,o seni dinler demişti.
Ama Tanrı'nın bana cevap vermeyeceğini söylememişti ve ben bu yaşıma kadar,ne zaman sıkıntı çeksem ilk başvurduğum kişi o olmuştu.
Daha sonra bana birini göndermiş, gönderdiği kişiye kalbimi sökmesini emretmiş ve ben bu yolculuğun sonunda , kalpsiz, ruhsuz ve başı boş olan bir herif olarak kalmıştım.
Eksik kalmıştım.
Fakat dostlarım, bu eksikliğimi bir çok şeyle kapatmayı öğrendim. Mesela düşünemediğim zamanlarda, eksik değildim. Gözlerimin kapalı olduğu zamanlarda eksik değildim. Konuşmadığım zamanlarda, nefes almadığım zamanlarda özellikle eksik değildim. Lacivert Saçlı Mingyu'nun , Wonwoo olduğu zamanlar da eksik değildim
Peki şimdi nerede miyim ?
Uzun süre sonra bir bütün hissettiğim yerdeyim. Gözlerimi kapatmış, sol ayağımı düzenli bir şekilde sektiriyorken, zihnimi meşgul eden cümleleri susturmaya çalışıyorum.
Yapamıyorum. Her zaman ki gibi, kendi zihnime bile söz geçiremiyorum.
Düşüncelerim yoğun, içlerinde bir sürü anlam var. Düşüncelerimin dinlenmeye ihtiyacı var. Fakat bunları Tanrı'ya anlatmak istemiyorum.
Seni seçtim.
Sen.
Düşüncelerimi duymana ihtiyacım var. Yardım et bana.
Uzun,siyah, kalın silindirler görmeye alışık insanlar tanıyorum.
Hayata sürekli bazı şeylerin arkasından bakmanın ne demek olduğunu, büyük, hırslı ve tutkulu kelimelerle anlatabilecek insanlarda tanıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Race |Meanie.
FanfictionGökyüzünü aydınlatacak güneş bendim ama sen,karanlığı seçtin Wonwoo. -Kim Min Gyu. - Meanie Wonwoo×Mingyu - 06102015 ommanamu -