Uzun aradan sonra; Selam! İşler biraz karıştı, bir yarış kaybettim ve bir kavgaya karıştım. Vernon beni cezalandırdı şuan gizli gizli tuvalette yazıyorum. Lanet herif. Her neyse, devam edelim. İyi satır başları!
-Kim Mingyu
Kısa süreli ve bol lavlı olan depresyonumdan çıkmış, elimde kahveyle Wonwoo'nun karşısında oturuyordum. Bugün daha sessizdi,daha bir buruk gibi. Kahvemden bir yudum daha aldım ona bakarken. Donuk donuk etrafa bakıyordu, isteği yok gibiydi sanki. İnanır mısınız, geldiğimden beri bana laf bile sokmamıştı! Wonwoo'dan bahsediyoruz! Fincanı tezgaha bırakıp,yüzümü ellerimin üzerine dayadım.
"Wonwoo," dedim, gözlerimi üzerinden çekmeden. Siyah saçları dağılmış alnına düşmüştü.
"Neyin var ? " Elindeki bezi omzuna attı, bir süre bana baktı.
Ağlayacak gibi oldu sanırım bir anda, sanki boğazında büyük bir yumru varmış gibi yutkundu, kafasını sallayıp geçiştirdi beni.
Kahveden tüten sıcak dumanın gözlerime ulaşıp, yavaş yavaş sulandırmasını izledim. Ellerimle tekrar oynamaya başladım, canım belirgin bir şekilde sıkılmıştı.
Wonwoo karşımda ifadesiz bir şekilde duruyor, sorduğum sorulara cevap vermiyordu. Laf bile sokmuyordu! Beni görmezden geliyordu ve bu canımı yakıyordu,garipliğini yitirmişti.
Arka kapıdan içeri giren Coups'u gördüğümde,sandalyeden kalkıp yanına gittim. Deri ceketi kaslı kollarını sarmış,sarı saçlarıysa güzel güzel havadaydı.
"Coups,Coups. Wonwoo'nun neyi var biliyor musun?"
Coups önce yüzüme baktı, ardından gülümsedi.
"Bu bakışı biliyorum ben!" dedi gülerek.
"Kedini kaybettiğin günkü gibi bakıyorsun! Bu kadar değer veriyorsan bana daha önce söylemeliydin!" Ceketini çıkartıp , tişörtünü düzeltti.
"Ev arkadaşı, bir kaç gece önce aşırı dozdan öldü. Ev sahipleri de piç adamın teki. Wonwoo sabaha karşı eve gitmiş, adam kapıya yazı asmış. 'Arkadaşın öldü ama umurumda değil, kirayı öde yoksa kovulursun' Wonwoo bunu görünce sinirlenmiş ve kapıyı kırmış, adamla kavga etmiş. Wonwoo karakoldayken adam evini boşaltıp bütün eşyaları dışarı atmış,arkadaşının eşyalarını da dilenciler alınca Wonwoo bir şey yapamadı. Uzun diyebileceğim bir süredir bu halde." Derin bir nefes alıp yüzüme baktı.
"Bir kaç gündür Jeonghan ve benim evimde kalıyor. Bizim için sorun yok ama onun rahat olmadığına eminim. Ayrı eve çıkacak gücü de yok ayırca, şuan için zor bir dönemde."
Gözlerini üzerimde dikip,"Keşke biri ona yardım etse!" dedi,açık açık beni kışkırtıyordu, üzerine atılıp alnından öptüm onu.
Wonwoo'nun yanına gittim tekrardan, klasik Wonwoo'dan bu kadar uzak oluşu ruhsal olarak çökse de hiç bir şey belli etmedim.
Sandalyeye oturup,Vernon'a onu birazdan arayacağımı ve beni bozmaması gerektiğini içeren bir mesaj attıktan sonra telefonu kulağıma dayadım. Gözlerimi Wonwoo'ya dikip açılan telefonu cevapladım.
"Ne var?Kurtulamadım senden bir türlü! Lavlar gerçek değil Mingyu,içine attım ya seni,yanmadın hani!Aklında bulunsun!" Dedi Vernon.
"Kanka ne haber?" Dedim ben de sesimdeki küfür imasını anladığını umuyordum.
"Benim gibi meşgul birinin, bak meşgul diyorum.Altı çizili,vurgulu. Boş yere zamanından çalıyorsun.Söyle ne derdin var?"
"Bizim ev işi ne oldu?"
Sesimi yükseltip ev kelimesine vurgu yaptım, Wonwoo ufaktan da olsa beni dinliyordu biliyordum.
"Ne evi? Kocaman rezidans sana yetmiyor mu? Parayı harcayacak yer bulamadın etrafa mı saçıyorsun? Ver bana ver! Kardeşin harcar, kafa rahat.Oh mis!"
"Tamam anladım. Yalnız bana bir oda arkadaşı lazım."
Vernon'ın anlaması için içimden dua ediyordum resmen eğer beyni yeterse anlayacaktı ve benimle işbirliği yapacaktı.
"Ben varım ya lan. Kimi istiyorsun daha!" Kulağımda cızırdayan sesini boş verip konuşmaya devam ettim.
"İhtiyacı olan birileri belki,hem evin kirası da ucuz. Tanıdık birileri de olur fark etmez."
"Ben varım diyorum ya!" Dedi Vernon yine.
"Peki,peki kapatıyorum Vernon."
Telefonu kapatıp yüzümde gülümsemeyle Wonwoo'ya döndüm, biraz ilgili de olsa bana bakıyordu.
"Oda arkadaşı mı arıyorsun?"dedi gözlerini büyütmüş bir şekilde.
"Evet" dedim,"İlgileniyor musun?"
"Belki evet, belki hayır."
"Arıyorsan ben olabilirim, şu aralar ev arıyorum da."
Sanki Vernon, ' seni bırakıp annemin yanına gidiyorum' demiş,sanki Wonwoo ,'Seni seviyorum!' diye boynuma atlamış gibi bir his vardı içimde.
"Tamam!" dedim heyecanlı bir şekilde.
Wonwoo o gün ilk defa gülümsedi bana.
Keşke o kadar güzel gülümsemeseydi kalbimin düştüğü hali bilmiyordu çünkü. Sanırım gittikçe tutuluyordum ona ve bu şuan için berbat bir şeydi.
-
Bir kavgaya karışmış olabilirim ama bir mal Vernon değilim şükür ! Benim dövdüğüm adamlara gidip ;'Siz benim arkadaşımı nasıl döversiniz?' diye diklenmiş. Şimdi yanımda, yüzü ve başka organları yer değiştirmiş durumda.Ben ne diyeyim ki?!
-Kim Mingyu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Race |Meanie.
FanficGökyüzünü aydınlatacak güneş bendim ama sen,karanlığı seçtin Wonwoo. -Kim Min Gyu. - Meanie Wonwoo×Mingyu - 06102015 ommanamu -