-
Nerede kalmıştık?... Ah evet! Tanıştığımız bölüm, yeni mürekkep aldım, sanırım yeterli olacaktır. Okumaya devam edin. İyi satır başları!
-Kim Mingyu
-
Küçük bardağı kafama diktikten sonra tezgahın üzerine hışımla vurdum tekrardan. Sanırım bunu yirminci defadır yapıyordum, bilemiyorum. Wonwoo karşımda güzelce gülümsüyor boşalan bardağımı ve eksilen limonlarımı tazeleyip duruyordu. Bardağı tezgaha vurduktan sonra dilimi kullanma yetkimin azaldığını hissediyordum, gözlerim fır dönüyor bazen nefes alamıyordum.
Gülümseyen suratımla Wonwoo'ya baktım bir süre .
"Çok güzelsin."
Ellerimi çenemin altında birleştirmiş, gözlerimi seyrek seyrek kırpıyordum.
Wonwoo durdu, sessiz bir şekilde beni izledi. Parmaklarım yeniden dolu bardağı bulacakken elimi tuttu, gözlerimin içine bakıp yavaş bir şekilde fısıldadı, anlayabilmem için kelimeleri belirgin bir şekilde söylüyordu.
" Bir daha bu bara gelirsen,seni öldüresiye dövdürtürüm."
Gülümseyen suratımla onu izlerken elimde ki bardağı alıp tepesi dikti. Ardından bağırdı "Coups! Sana paket var!"
Tezgahı bezle silmeye devam ediyordu, ben şaşkın gözlerle onu izlerken sonra bir el belime dolandı, ardından sürüklenmeye başladım. Bir kaç dakika içinde kendimi ayaza bulanmış sokaklarda bulduğumda kafamı yerden kaldırıp yıldızlara tükürmek istedim. Kafamı kaldıramadım,yıldızlar ise tükürmek için çok uzaktaydı.
-
Ayağıma atılan tekmeyle açtım gözlerimi.
Hava aydınlanmaya yüz tutmuş, Vernon yüzünde piç bir sırıtmayla bana bakıyordu.
"Ne oldu? Bakıyorum da yıldızlar seni tükürmüş?"
Elini uzatıp beni yerden kaldırdı, yüzüme bakıp arada sırıtıyor, sırıtışları kahkahalara bürünüyordu.
"Vernon eğer bir daha gülersen seni öyle bir döverim ki bırak koltuğa oturmayı, direksiyona bile yetişemezsin!"
Yüzüme bir süre baktı ve bastı kahkahayı. En azından birimizin gecesi gülebileceği kadar eğlenceli idi.
Arabaya binmek üzere kavga etmiştik sanırım, ben yolu çift görüyordum fakat Vernon'ın o pis kıçını arabama koymasına da gönlüm el vermiyordu. Sonunda beni ite-kaka arabaya bindirip,şoför koltuğuna da kendisi oturmuştu.Eve geldiğimde ise hakikaten yıldızlar beni tükürmüş gibi hissediyordum.
Akşama kadar yatakta kıpırdamadan uyumuş, uyandıktan sonra ise kirpiklerimi koparmak istediğim türden bir baş ağrısını misafir etmiştim. Şuan ise mutfakta oturmuş, önümde duran meyve suyunun içine attığım hapın çözünmesini bekliyordum.
Gözlerimi kapattığım anda önümde Wonwoo denilen o çocuk beliriyor, sol kroşesiyle beni yere seriyor ve yıldızları yüzüme tükürüyordu. İrkilerek açıyordum gözlerimi, içim sıkıntılıydı ve yağmur yağıyordu. Bugün yarış yoktu, bugün dışarı çıkamazdım . Meyve suyunu uzun yudumlar sonrası bitirdim. Telefonumun melodisini duyduğumda mırıldana mırıldana yanına gittim. Tanımadığım bir numara, ama gizli değil. Yeşil çubuğu kaydırıp telefonu kulağıma dayadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Race |Meanie.
Fiksi PenggemarGökyüzünü aydınlatacak güneş bendim ama sen,karanlığı seçtin Wonwoo. -Kim Min Gyu. - Meanie Wonwoo×Mingyu - 06102015 ommanamu -