7. Bölüm |Sıcak Aşk-Ev.

853 109 41
                                    

Birisiyle birlikte yaşamak demek,onun en yakını olmak demek. Onun her şeyi olmak,ondan bir parça haline gelmek demektir. Ben Wonwoo'nun en yakını olabilecek miydim?
Boğazımı kesmeden bir kaç gün yaşardık herhalde, şuan bu satırları tek parça yazıyorum merak etmeyin. Aslında sanırım Wonwoo'nun bana aşık olduğu dönemdi. En güzel anılarımızın en berbat anılarımızla harmanlandığı dönem.

-Kim Mingyu

-

Wonwoo'ya söylediğim yalan yüzünden her ne kadar gecem gündüzüme karışmış olsa da, beraber yaşayabileceğimiz bir evi Vernon'ın isyanları üzerine ve on defa anlatsam da anlamamakta diretse de sonunda sıcak bir aşk-yani ev hazırlamıştık.

Üç odası ve bir salonu olan küçük bir daire idi burası. Duvarlar rengarenk, odaları biraz da olsa büyüktü. En sevdiğim yeri ise balkonuydu. Seul'un gürültüsünden uzak tamamen bir ormana bakıyor sessiz sakin bir balkonu vardı. Kendi odam,lacivert odayı kendi zevkime göre ayarlamıştım. Vernon evde sadece iki gün kalmış ve evi sanki aylardır kullanıyoruz havası vermişti.

Wonwoo ve benim odam dip dibeydi,evin duvarları ince ve yalıtımsızdı. Buna nasıl mı karar verdim? Vernon malı , altı çizili vurgulu. Banyoda sabahın köründe büyük bir konser vermiş, üstüne üstlük bunu küçük osuruk taneleriyle renklendirmişti.

Sonra ben onu evden kovdum tabii. Her neyse işte bugün sonunda Wonwoo eve taşınıyordu. Sabah erkenden uyanmış etrafı toplamış ve kahvaltı etmiş hazır bir şekilde Wonwoo'yu bekliyordum.

Gergin miydim ? Tabii ki hayır.
Aslında Wonwoo'nun acılı olduğu dönemden yararlanmış onu kanayan yerinden vurmuştum. Biraz adi biriydim sanırım. Ama sonuçta kalbim beni dinleseydi eğer bunlar olmayacaktı.

Bir yarım saat kadar sonra kapı çaldı. Koşarak , ciddiyim koşarak gidip kapıyı açtım. Karşımda Coups'u görünce biraz şok geçirmiş olsam da Coups'un arkasında ufacık kalmış Wonwoo'yu görünce gülümsedim. Altı adet valizi en üst kata çıkarmak kolay olmasa gerekti ki ikisinin de pelti çıkmıştı.

Coups önce bir koltuklara yayıldı. Ay çok yoruldum havalarına girdi.Sonra gözlerinin içine baktım ve dedim ki gözlerimle, "Coups,kalkmak için on saniyen var." Bir beş saniye sonra Coups'un yerinde yeller esiyordu. Bunu Vernon'a yapsaydım onun kalkması beş yılımızı alırdı. Göt kafa.

Uzun bavul yerleştirme işinden sonra Wonwoo salona geldi. Kucağımda mısır kasesi,dilimle mısırları almaya çabalıyordum. Kaseyi kucağımdan çekti,gözlerimin içine baktı.
"Eğer bu evde beraber yaşayacaksak,kurallara ihtiyacımız var."

Başlıyorduk.

"Ne gibi? İkimizde erkeğiz ne olabilir ki?"
Güzel savunma, on puan bana! Tamam bir olsun.
Mingyu-1
Wonwoo-0

"İkimizde 'erkeklerden' hoşlanan erkekleriz!"

Uf!Sert geldi.
Mingyu-1
Wonwoo-1

"Ben biseksüelim aslında."

İyi kıvırdım,kabul edin.
Mingyu-2
Wonwoo-1

"İstersen çüksüz ol. Beni ilgilendirmez."

Acıttı. Sesini duydunuz değil mi ? Kalbim kırıldı da.
Mingyu-2
Wonwoo-2292877217

Yarışma bitti. O kazandı. Her zamanki gibi.

"İlk kural;Bana dokunmak yok!
İkinci kural; Bana dokunursan canını alırım.
Üçüncü kural;Her sabah kahvaltı istiyorum güzel bir şekilde.
Dördüncü kural; Banyo sırası ilk benim."

Wonwoo sustuğunda ona gülümsedim.

Gerçekten onun kurallarına uyacağımı mı zannetmiştiniz?! Hadi oradan!

Koltuktan kalıp hızlı adımlarla kendimce düzenlediğim kural tablosunu getirdim. Burada benim istediğim bütün kurallar yazıyordu. Wonwoo'nun eklemek istediği kurallar için ise bir kaç boşluk bırakmıştım.

"Kural tablosu bu. Geçen ev arkadaşımla da aynısını kullanıyordum. Ama senin için düzenledim.İstediklerin varsa yaz.Ve imzala.Kural tablosunun dışına çıkan kişi cezalandırılır. "
Wonwoo ona getirdiğim kalemi alıp kurallarından birini yazmak için eğilmişti ki ilk maddeyi gösterdim ona.

"Madde 1; Kim Mingyu ve ev arkadaşı ......... (İsmini Yaz Lütfen) Aşağıdaki bütün kuralları uygulayacağına dair söz veriyor.

Madde 1.2; Kişiler arası ten teması yasaklanamaz. Bu insanları yakınlaştıran yegane şeydir."

Wonwoo suratıma uzun süre baktı. Belli ki karşı çıkmak için bir neden arıyordu. Derin bir nefes çekti ciğerlerine ardından yenilgiyi kabul etti. Aslında,evet bu yaptığım adilikti. Kendi çıkarlarım için onun acısını kullanıyordum.

"Tamam!" dedi Wonwoo. Gülümseyerek baktım ona. Anlaşmayı imzaladıktan sonra evin girişinde ki duvara astım. Artık baktıkça hatırlayacaktık.

Wonwoo'nun yan odada sessiz bir şekilde uyuyordu. İçim içime sığmıyor, duvarları aşıp ona ulaşmak istiyordum. Ardından ultra kalın (!) duvarlarımızdan taşan bir ses duydum. Bir iniltiydi,Wonwoo kaynaklı bir inilti. Duvarları tırmalayarak yatağın içinde zıpladım.

Wonwoo inliyor! Hemen yanı başımda! İçimde bir yerlerde uzun süredir kafeste olan bir şeyler uyandı. Zincirlerini kırdı,kendinden geçti. Yavaş yavaş yatağın içinden yere yuvarlandım. Wonwoo düzenli aralıklarla inlemeye devam ediyordu. Güzel bir huşu içinde yerde yatarken inildemeler bir anda çığlıklara dönüştü. Yerden kalkıp hızla yan odaya daldım.Wonwoo yatağın içinde iki büklüm olmuş,yastığı yerde, örtüsüne sımsıkı sarılmış bir halde sayıklıyordu. Uzun parmakları örtüyü hapsetmiş, gözlerini sımsıkı kapatmıştı. Alnında ve boynunda ter damlaları vardı. Her ne kadar seksi görünse de, göğsümde kalbimin orada bir yerde beni öldürecek kadar acı çektirecek bir yeri ağrıtıyordu.

"Wonwoo?!" dedim yanına yaklaşıp. Kısık kısık nefesler alıyor daha da küçülüyordu yatağın içinde. "Wonwoo uyan!" Ellerimle omuzlarını desteklemiş bir şekilde sarstım onu.

"Wonwoo!" diye bağırdım yüksek sesle. Sıktığı için kaskatı olmuş çenesi gevşedi, gözlerini yavaşça açtı. Gözlerinden bir damla süzüldü. "Tamam," dedim. "Geçti,buradayım." Omzunu sıktım.

Kesik nefesler alarak gözlerini kapattı. Elim saçlarını buldu,uzun uzun okşadım saçlarını. Terden ıslanmışlardı ve sanırım biraz da ateşi vardı Wonwoo'nun. Alnına yaklaşıp dudaklarımı değdirdim.

"Tanrım! Sen yanıyorsun!" Kısık sesle söylemiş olsam da gözlerini açıp bana baktı.

"Acıyor." Endişeli gözlerle inceledim onu. Kıvrılmış vücuduna rağmen sağ eli beline sarılmış bir şekilde duruyordu. Örtüyü hızla çekip, koluna dokunmak için izin istedim.
"Hayır,hayır." İnildeyerek konuştu yine. "Acıyor ,yapma."
"Bırak bakayım." Kolunu kaldırmak için tekrar dokundum ona, tekrar inledi.

"Wonwoo, izin ver yardım edeyim sana." Acı dolu sesimle konuştuğumda gözlerimin içine baktı, ardından yavaşça kolunu kaldırıp görmeme izin verdi.

"Siktir! Siktir! Siktir!"
-

İçimde Wonwoo'ya karşı olan duygunun sadece bir kıpırtı değilde aşk olduğunu o zaman anladım.
Onun hakkında ilk defa telaşlandığımda. Onun çektiği acıyı, onun yerine ben çekmek istediğimde. Hangi ara aşık olduğumsa benim için Atlantis'i bulmak kadar zordu .

-Kim Mingyu

Love Race |Meanie.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin