Love Race |Meanie.

26.Bölüm| Wonwoo | 2|

   "Wonwoo ne zaman gelecek?" Ellerimi başımın arkasında birleştirmiş, ayaklarımı yatağın içinde gelişigüzel bir şekilde sallarken söylemiştim.

"Eğer bunu bir defa daha sorarsan," dedi Vernon sabrı tükenmiş bir şekilde  elini bana doğru sallarken. "Yemin ederim Kim Mingyu seni camdan aşağı atarım!" 
E haklıydı tabi, bugün bininci kez falan soruyordum bu soruyu.

"Ama iki gündür gelmedi. Geleceğini söylemişti." Sıkıntılı nefesimi dışarı verdim.

"Uyuya falan kalmıştır." Elinde bilgisayara bağladığı  konsol  vardı, bir yandan karşısındaki adamı döverken bir yanda da bana laf yetiştirmekle meşguldü.

"İki gün boyunca mı ?" Sesimden masumiyet akarken sordum. O sırada Vernon'ın  karakteri öldü ve büyük bir çığlık atarken küfürler savurdu. Oyun oynarken hep agresif olurdu, özellikle de yenildiğinde ve Vernon her zaman yenilen taraf olurdu.

"Gelecektir Mingyu. Gelmezse de sana adam mı yok. "

Tamam. Bunu alayla söylemişti,  yüzünde de piç bir gülümseme vardı hem.  Ama bu, onun yüzünü parçalamama ya da ani bir dürtüyle boğazını kesmeyi düşüneme engel olamamıştı.

   Derin bir nefes alıp, aklımda dönen düşünceleri bir kenara bıraktım. Vernon oyunda yeniden yanıp konsolu yere fırlatırken kıkırdadım.

  "Taehyung nerede?" Neden sorduğum konusunda hiç bir fikrinin olmadığı ve zihnim tarafından lap diye ortaya atılan bu soru Vernon'ın  omuzlarını  düşürdü, kafasını aşağı eğdi. Kısık, acı dolu ve kızgın bir sesle; "Onun adını ağzına alma!" dedi bir kaç saniye sonra.

"Anlatmak ister misin?"  Fark ettiğiniz üzere bu herhangi bir 'Anlatmak ister misin?' değil. Bu, 'Anlat yoksa  başının etini yerim!' 'Anlatmak ister misin?'i idi.

  Başını kaldırıp gözlerimin tam içine baktı. Göz dilini konuşmak istiyordu. Konuyu bilmiyordum. Kelimelerinden sadece acıyı seçtim. Bol bol acı ve biraz pişmanlık vardı.

"Anlat!" dedim gözüm kararırken. "Kelimeleri kullan. "

  "Taehyung," dedi derin bir nefes aldı. "Ejderha'nın adamıymış ."

Ne demişti?

Gözlerim olduğu hacmin bin beş yüz katına çıkarken devam etmesini söyleyen bir hareket yaptım.
  "Senden sonraki sevgilisi Taehyung imiş." Kelimelerini söyledikten sonra bir kaç saniye bekledi ve devam etti.  

"Sen Ejderha'yı bıraktıktan sonra, Taehyung onun mekanlarından birine gitmiş."

Uzun süre bekledi.  Sonraki cümleyi söylemek için.

"Aşık olmuş." dedi. Sesindeki tını kasvetliydi.

  "Taehyung, Ejderha'nın  yakınında olabilmek için her şeyi yapmış. Her şeyi... Bir gün, aslında kalp krizi geçirdiği gece, Taehyung Ejderha için bir eğlence hazırladığını ve ona, seni unutturabileceğini söylemiş."

Bu kısımda hafifçe gülmüştü, ciğerlerine derin bir nefes çekti.  Bu sefer daha sağlam fakat daha acı çeker bir halde konuşmaya başladı.