23.Bölüm |Şövalye.

485 54 18
                                    

-

Rahatsız edici sahneler ve küfür içeriyor,bilginize.

-


Yaşamak gerçekten acı çekmeye değer mi?

Nefes almak, yaşamak anlamına gelir mi?

Karanlıkla boğulduğum şu günlerde,karanlık beni ele geçirmişken, bir parça ışıkta ölemez miyim?

Kalbimin atıyor oluşu, ölmediğimi kanıtlar mı?

Boka sarmış duygularım arasından gün yüzüne çıkan bir kaç firari. Onları yakalamayın olur mu?

-Kim Mingyu






Ellerim karanlığa bulanmış,gözlerim kapalı. Göğüs kafesim adrenalinden hızlanan kalbimi ve nefes almak için çırpınan ciğerlerimi bir arada ve içeride tutmak için çabalıyor. Salonun büyük kapısından giren adamlar ki büyük, uzun, güçlü ve beni öldüresiye döven adamlardı onlar, Wonwoo'yu ve Vernon'ı kollarından sürükleyerek götürüyorken Wonwoo'nun uzun çığlığı kulaklarımda yankılanıyor.

Acı dolu bir nefes boğazımı tıkıyor, ciğerlerim uzun uzun yanıyor o sırada. Ellerimle karşımdaki adama karşı koymaya yelteniyorum. Burnuma inen büyük bir yumruk, geriye savrulan bedenim ve Taehyung'un korkmuş yüz ifadesiyle beni izleyişi, ardından sürüklenerek, biraz da olsa kibar bir şekilde odadan çıkartılması. Enseme inen bir cisim ve bilincim saniye saniye kaybolurken karanlığa mahkum oluşum...

Hepsi o kadar kısa bir süre de gerçekleşmişti ki sanırım saniyeler içinde bilincimi kaybetmiştim. Duyularım dış dünya için kapalıyken bir rüya gördüm. Beni kıvrandıran ve acı içinde bırakan bir rüya.Rüyamda Wonwoo, Vernon ve Taehyung benden bir kaç adım ileride duruyor, ben ise ellerimde büyük zincirler, kollarımın belirli yerleri kanıyor ve nefes almakta zorluk çekiyordum. Bir adam vardı. Uzun, gülüşü güzel ve keskin kokuyor, onları benden alıyor, enseme büyük bir cisimle vuruyor ve yere düşürüyordu beni. Zincirler o anda ağırlaşıyor, kollarımdaki kan izleri küçük gölcükler oluşturuyor, acı çekiyordum.
Ardından gözlerim açılıyordu.

Karşımda güzel bir adam görüyordum. Bana bakan, gülümseyen ve keskin kokan.

Bilincim yerine gelmişti. Wonwoo, Taehyung ve Vernon benden bir kaç adım ötede duruyor, ağızları bantlanmış ve elleri bağlanmış bir şekilde sandalyede oturuyorlar. Başlarında onları tutan adamlar, adamların yüzünde adi birer gülümseme , bellerinde parlayan soğuk metaller gözlerimi alıyordu.

Vernon'ın bakışları kızgın ve gözleri kırmızı. Wonwoo en solda hıçkırarak ağlıyor, Taehyung ve Vernon hafif hafif burunlarını çekiyor, sanırım kötü bir şey olmuş. Bilemiyorum. Gözlerimi onlardan çekip kendime yöneltiyorum. Ellerimde büyük zincirler var, kollarım kan içinde, sersem hissediyorum. Ağzımda kan tadı var ve uyumak istiyorum.

"Ejderha canlı istiyor. Ölü değil!"

Uzaklardan boğuk bir ses bağırıyor, algımı o sırada dalgalara benzetiyorum. Dağınık ve kıyıya vuruyorlar.Önümdeki adam yamuk bir şekilde sırıtıyor.

"Kendi işine bak!"

Sert sesi odada yankılanıyor ve yanağıma büyük başımı sola çevirecek ve dudağımı patlatacak bir tokat iniyor. Vernon'ın arkadan bağırıp küfür ettiğini duyabiliyorum. Wonwoo çığlık atıyor ve Taehyung ise sessiz bir şekilde duruyor.

Love Race |Meanie.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin