37| İntihar.

241 35 17
                                    

İyi okumalar.

-


"Sonunda!" Vernon resmen uçarak evin kapısından içeri girmiş ve kendini büyük beyaz deri koltuğunun üzerine atarken söylemişti.

Taehyung ile gülümserken koltukta ileri geri oynadı, ardından bize döndü ve benim kahkaha atmamı sağlayacak o sözleri söyledi.
"Bu koltuk hep böyle rahatsız mıydı! Ay inanır mısınız hastanedeki koltuktan başka koltuğa oturasım gelmiyor! Bağımlılık yaptı ayol."

Taehyung yanımda sevimli bir halde kıkırdarken derin kahkahalarım evin içinde yankılandı. Bir süre sonra, ben hala gülmeye devam ederken Taehyung gözlerini bana doğru dikmiş, yüzünde gülümseyen bir ifade, Vernon ise sanki kafamın üzerinde bir boynuz varmış gibi bana bakıyordu.

"Ne?" Kahkahalarım kesilince derin bir nefes aldım.

"Bilerek yapıyorsun değil mi?" Vernon ciddi yüzünü takınmıştı Taehyung ise bizi arkada bırakıp mutfağa doğru ilerledi.

"Neyi?"

"Hoseok'a aşık falan oldun, onu görmek için sürekli bir yerini incitiyorsun!" Dikişlerimi henüz aldırmamıştık sadece hastahaneden çıkışım yapılmıştı o kadar.

Yeniden gülmeye başladım. Kahkahalarım arasında durdum ve Vernon'a bakarak fısıldadım.

"Hoseok ata benziyor değil mi?"

Vernon da benimle gülmeye başladığında Taehyung mutfaktan bağırdı.
"Dalga geçmeyin adamla!"

"Hazır aklıma gelmişken Taehyung Bey, sizinle görüşmemiz gereken bir mesele var!"

Vernon hızlı adımlarla Taehyung'un yanına giderken bende kendimi rahat koltuğuma attım.Daha doğrusu bir zamanlar bana rahat gelen koltuğuma. Gerçektende Vernon'ın dediği gibi, oturduğum koltuk sert geliyordu. Sanırım hakikaten hastahane yataklarına alışmıştım. Bu düşünceme güldüm. Masanın üzerinde duran kumandaya eğildim. Televizyonda herhangi bir kanal açarken, sıkılmaya başladığımı ve aklımın içinde dönüp duran Wonwoo ve adını bilmediğim o çocuğun varlığını hissediyordum.

Gözlerimi bir an için kapattım. Televizyonda adını bilmediğim bir grubun açıkçası beni de pek ilgilendirmeyen bir şarkısı çalıyordu. Şarkının melodisi ile uyumlu bir şekilde kafamı sallamaya başladım. Gözlerimi açtım. Yeniden kapattım. Kafamı camdan tarafa çevirdim, gözlerimi açtım ve ayağa kalktım. Oturduğum yer zengin kesimdi. Uzun süre yarışlara katılmamış olsam bile, hala bankada yatan büyük miktarda para ve arabamın telif hakkından gelen yüklü miktarda para vardı. Araba bütün yarış pistlerinde yarış olduğu zaman ilk önce en önde diğer iki araba ile dolaşırdı. Çünkü yaşıtlarım arasında en başarılı olanlardan birisi de bendim. Yarışmasam bile sanki oradaymışım gibi bana tezahürat eden insanlar vardı ve o kıyafetlerin altında kimin olduğunu dahi bilmiyorlardı. Bazen Vernon oluyordu, bazen ben. Şu son zamanlarda ise ara sıra Seungcheol'ün de katıldığı olmuştu. Yarış devam ediyordu. Bir yarışı kaybetmiştim, evet, ama diğerlerini kaybetmeyecektim.

Camı ardına kadar açıp kafamı dışarı çıkardım. Zihnimin üzerinde ki bulutlar her yere dağılsın istedim. Öyle de oldu biraz serin hava biraz güneş ve alt komşumun çiçeklerinden gelen güzel kokular beni canlandırdı. Sonra onu gördüm. Hatırlıyorsun değil mi? O beyaz tenli çocuk.
Evet evet, beni öpen çocuk. İşte orada tam karşı binada duruyor, belden aşağısı balkon demirlerinden sarkmış bir halde.

"Hey!" Gür sesim ona ulaştığında birazcık kıpırdıyor ama geri çekilmeden öylece duruyor.
"Hey! Balkondan sarkan! Sana diyorum!"

"Kime bağırıyorsun!?" Vernon ağzında kraker ile arkamda belirmişti bir anda. Taehyung ise arkada çalan bir kız grubunun dansını yapıyordu.

Love Race |Meanie.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin