22

7.4K 494 14
                                        

Bir türlü uyku tutmamıştı Dağhan'ı. Biraz camın yanında oturmak iyi gelir diye düşündü. Usulca açtı odasının kapısını. Hiçbir yeri yabancı değildi bu evin. Az mı vakit geçirmişlerdi burada Yiğit'le? Ama bu gece farklıydı. Onunla ilk kez aynı evdelerdi. Güldem ile kardeşinin yattığı odanın önünden geçerken durdu bilinçsizce birkaç saniye. Burada uyuyordu, uyurken de melek gibi miydi acaba? Sonra salona geçti. Camın önünde uyku tutmayan biri daha seyrediyordu yıldızları,

- Yiğit.

- Hayırdır, bir şeye mi ihtiyacın var?

-Konuşmaya ihtiyacım var. Sanırım sende konuşacak birini bekliyorsun...

- Yıldızları seyrediyorum. Ne kadar uzaklar değil mi?

- Ne içiyorsun sen.

- Aslan sütü, dedi göz kırparak.

- Bu saatte mi?

- Sadece tek bir kadeh be koçum.

- İyi bir kadehte bana ver bari. Bu melet tek başına içilmez.

-Bekle geliyorum, dedi gülümseyerek. Mutfağa gitti. Birkaç dakika sonra elinde bir bardakla geri döndü Yiğit. Dağhan çok bunalmadıkça içmezdi, içerse de Yiğit'siz içmezdi. O acısını, sevincini, hüznünü hep dostunla paylaşırdı çünkü. Yiğit ona kadehi uzattığında, Dağhan gökyüzüne bakıyordu dalgın. Usulca arkadaşının omzunu dokundu. Dağhan camdan dışarı bakarak okumaya başladı dizeleri ezberinden;

-Ufkun sonsuzluğuna hiç şaşırmıyorlar

Rüzgârın gizli ıslığını hiç kimse işitmiyor

Hangisi anlayabilir yazın son günlerinde

Tenha plajın ağır hüznünü, döndü Yiğit'e, gülümseyerek aldı bardağı, bir yudum içerek tekrar cama döndü.

- Vayyyy, Yazın Son Günleri ha!

- Ben daha önce hiç böyle bakan bir çift göz görmedim biliyor musun Yiğit?

- Güldem değil mi?

- Hiç solmayan, her zaman gülen...

- Adı kadar gülümsediği söylenemez.

- Sana öyle geliyor. Onun gözlerinde insana huzur veren bir gülücük var her daim.

- Koçum iyi misin sen?

- Değilim abi, dedi. İçiverdi kadehinde kalanı bir kerede.

- Hop hop hop... Yavaş ol oğlum. Altı üstü bir kadeh bir şey içeceğiz. Bardaktaki gibi durmaz o biliyorsun değil mi? Âşık mı oldun ne?

- Valla buna ne denir bilmiyorum. Bildiğim tek şey hiç böyle olmadığım.

- Jacklin, dedi sorgulu gözlerle.

- Hiç bakmamışım gözlerine demek. Bazen çarpışıyor ya bakışlarımız Yiğit, ben o an kaybolmak istiyorum. Hayat buluyorum, sanki yeniden doğuyorum. O an nefes aldığımı hissediyorum. Şimdi... Evet, evet şimdi ölsem diyorum.

- Ohoo... Sen yanmışın oğlum.

- Senin aslan bana bir kıyak daha geçmez mi, dedi kadehini uzatarak.

- Haydi oğlum haydi, doğru odana. Gece vakti seninle uğraşmayım birde.

- Sen isteseydin ben, derken cümlesini yarıda kesip elindeki bardağı almıştı Yiğit. Bardağı masaya koyup, elini omzuna atarak konuştu.

- Benim yerimde sen olsaydın ve ben senden gecenin bir yarısı bir bardak rakı isteseydim sen beni çenenle sarhoş ederdin. Onun için dua et sen benim yerimde değilsin, dedi gülümseyerek.

Ufuktaki UmutlarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin