"Ben Seni Değil, Seni Sevmeyi...
Ben Seni Değil, Seni Beklemeyi Sevdim...
Gündüz Bekledim, Gece Bekledim...
Derdime Hiç Dert Eklemedim...
Uyandım Bekledim, Yumdum Bekledim..
Ben Seni Değil, Sevdamı Bekledim..
Hep Bildim Ki Benim Sevdam Var...
Üstüne Alınma Sana Gel Diyen Mi Var?"
Herkes odasına dağıldığında Banaz'da kişilerin kendi iç hesaplaşması başlamıştı. Sadece Dağhan ve Yiğit hala oturmaya devam ediyorlardı,
- Koçum konuş konuş bir arpa boyu gidemedik. Bak gün doğdu doğacak. Yatalım artık. Sabah ola hayrola.
- Doğru diyorsun, yatalım. Seni de yorduk.
- Yorulacağız elbet. Kardeşiz biz, canız, sıkıntımız varsa beraber yorulacağız.
- Canız değil mi? dedi omuzlarını sıkıca tutarak. Yiğit'te elini koydu Dağhan'ın omzuna,
- Öyleyiz...
- Sağol, dedi. Kapıya doğru yürüdü. Tam açarken kapayıp ona doğru döndü: Sen önemli bir şey söyleyecektin.
- Sonra konuşuruz, dedi ağzında lafı geveleyerek. Birden hazırlıksız yakalandığını hissetti.
- Olur mu öyle şey? Haydi, anlat dinlerim ben.
- Sonra dedim koçum, neden inat ediyorsun, derken Dağhan çoktan Yiğit'in yatağının kenarına ilişmişti bile.
- Şuradan şuraya gitmem haberin olsun.
- Hoppala, çattık yahu. Ya böyle birden nasıl anlatılır ki, dedi bir elini saçlarında gezdirerek. Aklı ona oyun oynuyordu söylemeli mi yoksa şimdi sırası değil miydi?
- Ya âşıksın onu anladık, dedi gülümseyerek: Sen sadede gel, kimin nesi neyin fesi, derken yüzünde alaycı bir gülümseme vardı.
- Yaren..., dedi bir çırpıda. Evet, söylemişti, bir kerede hemde. Ok yaydan çıkmıştı artık sonu gelirdi elbet iyi ya da kötü. Dağhan'ın yüzündeki alaycı ifade yerini şaşkınlığa bıraktı birden,
- Kim, kim dedin, dedi şaşkınca bakıp ayağa kalkarak.
- Duydun işte. Yaren...
- Kardeşim, dedi yüzünde garip bir şaşkınlık ifadesiyle: Sen ve benim kardeşim, dedi bir adım daha atarak.
- Kardeş dinlersen anlatırım, dedi sakin bir ses tonuyla. Şu an Dağhan'ın gözüyle görmeye çalışıyordu. Kardeşi gibi sevdiği kişi vardı karşısında, ona kız kardeşine âşık olduğunu söylemişti. Gülerek boynuna atlayıp, sevinç gösterisinde bulunmasını ummuyordu zaten.
- Neyi anlatacaksın, Yaren'den bahsediyoruz, kardeşimden, canımdan, dedi parmağını Yiğit'in göğsüne koyarak.
- Benim canımdan bile öte olandan bahsediyoruz, dedi elini tutarak; Şimdi birbirimizi kıracak sözler düşürmeden dilimizden yatalım, yarın daha sakin konuşuruz, diyerek elini bıraktı.
Öylece bakıştılar odada. Sonra Dağhan hızla çıkıp gitti. Yiğit "Kahretsin" diyerek yatağın örtüsünü eliyle çekerek fırlattı. Cama doğru yürüdü, dışarı baktı. İçi içine sığmadı. Yürüdü, kapıyı açtı, hızla indi merdivenlerden. Kendisini camdan izleyen gözleri fark etmeden sert hareketlerle arabasına oturdu. Dağhan arabanın hareket ettiğini görünce perdeyi kapadı " Nereye gidiyorsun deli herif, nereye?" diye söylendi. Ne olursa olsun canıydı Yiğit, gecenin bu saati yola çıkması tedirgin etmişti onu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ufuktaki Umutlarım
Ficción GeneralBu hikaye için çok şey yazabilirim aslında... Herşeyden öte benim ufkum açıldı bu hikayeyi yazarken... İlk hikayem, ilk gözağrım... GÜLDEM... Hayatın darbesi ile yıkılmış, rüzgarı ile oradan oraya savrulmuş, yüzü güzel ruhu güzel bir kız... ALİ DAĞH...