7

10.8K 661 45
                                        

- Bebeğimle sokakta kaldım baba, lütfen biraz merhamet et. Kızınım ben senin.

- Benim kızım öldü. Sana o adamla gidersen seni evlatlıktan reddederim demiştim Melek.

- Tamam yaptın da. Sadece Osman'ın soyadı var. Efeli Soyadı ile hiçbir ilişkim kalmadı artık. Demiyorum ki zaten beni tekrar nüfusuna al. İstersen hizmetçin olarak tut evinde. Sokakta kaldım diyorum baba. Hiç mi vicdanın yok senin?

-  Yok... Git kocanın ailesine sığın.

- Baba onun hiç kimsesi olmadığını, yetimhanede büyüdüğünü bilmiyor gibi konuşuyorsun.

-  İyi ya sende git bebeğini babasının ailesine, bir yetimhaneye ver o zaman. Bak o zaman senin geri gelmene izin veririm.

-  Bunu benden nasıl istersin baba. Feraye'yi bırakmam. O benim bir parçam. Bana Osman'dan kalan tek yadigâr.

-  İyi ya işte bende ondan olan hiç bir şeyi istemiyorum.

-  Anne sen bir şey demeyecek misin? Anne, benim, kızın, Melek... Kocam öldü, ev sahibi evden çıkardı, param yok, sokakta kaldım diyorum sana. Sende anasın, için sızlıyordur. Bir şey yap, babamı ikna et, sadece bir müddet, sonra başımın çaresine bakarım. Sana söz veriyorum yük olmayacağım. Hem bak kucağımda torunun var. Bak senin adını taşıyor kızım. Feraye... Bak senin gibi kıvır kıvır sarı saçları var, masmavi gözleri sen gibi ışıl ışıl bakıyor... Bir şey söyle, bir şey de ne olur susma anne, lütfen susma...

Feraye Hanımın gözünden bir damla yaş süzüldü. " Hiçbir şey diyemedim o gün. Keşke yapma İlhan diyebilseydim." dedi usulca. Bir film şeridi gibi geçti o gün gözlerinin önünden.

-  Kendini suçlamaktan vazgeç yengecim. Bak yenge Feraye'yi bulacağız ve sen onunla geçmiş günlerin acısını çıkaracak, özlem gidereceksin, demişti. Yengesi toparlanıp ayağa kalkalı günler olmuştu. Hala sürekli aynı şeyi söylüyordu. Ali Dağhan Feraye'yi bulmak için çalışıyor ama yengesine de umut vermek istemiyordu.

- Kızımı korumak için hiçbir şey yapamadım, yapmadım. Onun kadar cesaretli olamadım. Babasına karşı geldi Melek yavrusu için. Ama ben onun için kocamla mücadele edemedim, ona karşı gelemedim. Ben hiç amcana karşı gelmedim ki Ali...

*** 

Günün geceye karıştığı saatlerde artık işlerini başka bir grup işçiye teslim etmeye hazırlanıyordu atölyede çalışanlar. Güldem yeni vardiya gelmeden makinelerin altlarını süpürmeye başlamıştı.

-  Sen çıkmıyor musun? Çok sevdin galiba burayı.

- Ben burada kalıyorum sen bilmiyor musun Feraye?

- Nasıl yani?

-  Kalacak yerim yok, param da...

-  Yapma ya. Burası çok kötü, uyunmaz burada, kumaşlardaki o gaza benzeyen tuhaf koku mahveder insanı.

- Yapılacak bir şey yok. Buna da şükür. Serdar Bey kabul etmese hepten sokakta kalırdım.

- Sokakta kalmak kötüdür, bilirim. Annemle çok sokakta kaldık. Babam öldüğünde ben annemin kucağındaymışım. Benim büyüdüğüm evde bakıcılık yapardı annem. İlkokulu yeni bitirmiştim daha ki kadın öldü. Çocukları da evi sattılar. Bize de teşekkür ettiler. Teşekkür etmeyi bildiler ama nereye gideceksiniz, nerede kalacaksınız demeyi bilemediler.

- Üzüldüm.

-  Üzülme, boşver. Annem öldü geçenlerde. Ciğerleri dayanmadı senelerin yüküne. Bende özgürüm artık, tek başınayım. Annem ölmeden önce anneannemlerin çok zengin olduğunu babamla evlendikleri için evlatlıktan reddedildiğini anlattı. Sen yine de git yanlarına, belki seni affederler dedi. Ama ben babamı istemeyenleri hiç istemem. Zaten isteseler de ben gitmem. Bak ne güzel özgürce yaşıyorum. Hiçbir servet için bu özgürlüğü feda edemem.

-  Yine de yalnız yaşamaktan iyi olabilir birilerinin yanında olman. Hem belki sana sahip çıkarlar, derken beyni onu Gönül Teyzesi ile yaşadığı günlere götürmüştü. Teyzesi evdeki eşyaları satarken eskiciye "Eşyaları sattık kurtulduk, esas yükü sırtıma vurup öyle gidiyorum." demişti. Sonra sessizce tekrarladı:

- Yalnız olmaktan iyidir.

- Baksana istersen bana taşın. Ama ben ev işinden anlamam. Kirası fazla değil, bu ayı ben ödedim zaten. Bir dahaki ay üçte birini sen ödersin. Bak yarısını demedim ama sana kıyak yaptım sanma. Uyanıklık ettim.

- Nasıl bir uyanıklıkmış bu.

- Eh sen yemek pişirip ütü yapacaksın mevsimimin en taze gülü.

- Tamam, anlaştık o zaman, dedi Güldem. Yine bir bilinmeze evet demişti işte. Ama Serdar Bey varken geceleri burada kalmaktan daha iyidir herhalde diye düşündü. Son zamanlarda sürekli bakışları kendisinin üzerindeydi. Bunu hissediyor ve çok rahatsız oluyordu.

- O zaman yarın çıkışta beraber gidiyoruz. Bende gideyim evi biraz yaşanılacak hale getireyim. Üzerine afiyet biraz pasaklıyımdır da.

-  Bende ustabaşına yarın sabah artık geceleri kalmayacağımı söylerim.

- O zaman anlaştık. Bir gün biriyle beraber yaşamayı isteyeceğimi rüyamda görsem hayra yormazdım. Bakalım hayat bizi nereye sürükleyecek Güldem.


Ufuktaki UmutlarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin