15.bölüm "beyninin şeklini merak ediyorum"

222 60 62
                                    

"Ee hadi ama, bende bu kadar koklarsam uzay boşluğunda ki, çöplerin kokusunu bile alabilirdim" dediğimde Kâran bey burnunu tencereden ayırıp bakışlarını yüzüme çektikten sonra gözlerini devirdi.

" Burun deliklerin büyük olabilir. Ama daha baş ucundaki kötü kokuları bile alamıyorken, o uzay boşluğundaki çöp kayıp kafana düşmediği sürece dediğin şey mümkün gözükmüyor." dediğinde ağzım açık kaldı.  Kötü koku mu ?

"Ben, Kötü mü kokuyorum?" Her ne kadar saçma olduğunu bilsemde kendimi koklamaya başladım. iyide neden kötü kokayımki

"Ne yapıyorsun sen" kaşlarını çalmış ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu.

"Kötü mü kokuyorum" dedim tekrar. Gerçekten bunu kafama takmıştım, Bakışlarını benden çekip gülmeye başladı. Gülmede cevap ver. be adam.

"Aptal olmak için özel bir çaba harcıyormusun? yoksa ferzamanki halinmi? " öküz adam Benimle resmen alay ediyordu. Köşeli olan jetonum düştüğünde mecazi bir kötü kokudan bahs ettiğini anladım.

"Sizin yanınızda kala kala edindiğim bir alışkanlık diyelim" deyip lafı koydum. Oh olsun sana kal öyle. Birden o eğlenir halinden eser kalmayıp yüzünü ciddileştirdi. Ama Gerçek bir ciddiyetten uzaktı.

" Fark ettim. Yanımdayken aptal aşık'ğa dönüyorsun" demesiyle bütün kan yanaklarıma hücum etti.  utanarak başımı önüme eydim. Ne yani Aptal aşık gibi mi davranıyordum ben.
Bir bu eksikti Öksürük krizine girmemle tam bir aptal durumuna düşüyorum. Kâran bey yanıma yaklaşıp elini kaba sayılabilecek bir şekilde sırtıma vurup  " öksürmek yerine nefes al" dediğinde gülmekmek için zor tuttum kendimi. Sanki bilerek nefes almıyordum.

" Birazdaha sırtıma vurmaya devam ederseniz omurilik diye birşey kalmayacak orada " dedim.

"Pek de, tatlımmış canın"  vurmayı bırakınca bende derin bir nefes aldım. Az önceki Konunun da arada kaynadığına içten içe seviniyordum tabi. Umarım bu yaptıklarımı yanlış bir şeye yormuyordur.Kesinlikle bana aşırı doz Kâran fazla gelmeye başlamıştı.

Birbirimizi yemekten iddia olayını unutmuştuk resmen. Bencede hatırlatsam iyi olacaktı. haliyle ucunda büyük bir ödülüm vardı. Yani kazanacağımı umuyordum.

" Hala tencerelerde ne olduğunu söylemediniz"

"Kimin yüzünden acaba" deyip söylene söylene ocağın başına gitti. Yine ben suçluydum tabi.
Burnunu tencerenin kapağına koyup konsantre olmaya çalıştı beyimiz.

"Ama resmen hile yapıyorsunuz,bu kadar yaklaşmak yasak" yerinden kıpırdamadan hafifçe başını bana doğru çevirdi. Bende dezgaha yaslanıp onu seyrediyordum.

" Kural koyduğumuzu hatırlamıyorum" göz kırpıp tekrar tencereye döndü. Ahh altı üstü bir iddia bu kadar ciddiye almasa olmazlıydı.

"  Son bir dakikanız kaldı" Amacım kesinlikle onu rahatsız etmekti bana laf yetistirmekten koklayacak fırsat bırakmıyordum adama . sonunda başını tencereden kaldırabildiğinde bana kurnazca baktı galiba ne yapmaya çalıştığımı anlatmıştı.

"O,arada kullandığını sandığın, beyninin şeklini merak etmeye başladım."

hah.! Bak bize beyinsiz dedi duydunmu,bi sor bakalım biz onun Kıvırcık beyni hakkında ne düşünüyoruz diyen iç sesimi bastırıp, Kâran beye odaklandım.

Sessiz ÇığlıklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin