"Hala dinlemek istiyormusun" diye sordu Kâran."Evet istiyorum" hemde çok.
"Dinle o zaman" oda benim gibi duvara yaslandı. Ve ikimizde adamların konuştuklarını dinlemeye başladık.
"Bu hafta içinde malları istiyoruz yoksa sizinle bir daha iş yapmayacağız" dedi adamlardan biri. sert çıkan sesi ürkmeme neden olmuştu, dahada sindim duvara. Kâran korktuğumu anlamış olmalıki elini omzuma koydu.
"Bize biraz zaman verin " dedi başka bir ses sanırım bu Okan'dı. Ve devam etti
"Biliyorsunuz şirkette başka birinin hisseside var. Kafamıza göre davranamayız" Okanın sesi mahçup çıkmıştı."Neyden bahsediyorlar" diye mırıldandım. Burnumu tutan elle sıçrayacaktımki "sus" dedi Kâran, elini burnumdan çekip ağzıma götürürken.sustum
Bu sefer daha önce hiç konuşmayan adam bağırmaya başladı
"Bana bak! Okan mısın ne boksan, biz abinle böyle anlaşmamıştık. sizin sorunlarınız beni bağlamaz" adamın sesinden genç olmadığı belli oluyordu. Kâran'ın ağzımda duran elini çekmeye çalıştığım da " rahat dur" diyip elini çekti. Adam tekrar gürleyince Kâran'a sokuldum karanlığı kesecek kadar keskindi sesi."Abine söyle koçum cuma akşamı Şile yolundaki senayinin orda bekliyorum. Getirdiniz ne ala , getiremediniz bir daha bu piyasada malınızı satacak bir yer zor bulunsunuz"
Herkez susmuş adam konuşuyordu"Barındırmam lan sizi buralarda. sakın ola paraniza güvenmeyin. bana Baki adamlar lazım bu piyasada, bahane üreten piçler deyil." Yemin ediyorum adamın sesi bile ben belayim diye bağırıyordu. Dahada sokuldum Kâran'a sadece ikimizin soluklanma sesi vardı.
"Abi" dedi Okan. sanırım ona piç demesi zoruna gitmişti.
"Başlatma lan abinden. Bak oğlum, cuma akşamı mallar bana gelmezse ben size gelirim" adam rest çekmişti resmen.
"Maldan kastı ne " diye fısıldadım.
Kâran "sence" diye sordu alaylı bir sesle. Bilsem sormazdim herhalde.
Karanlık: araba farlariyla aydinlaninca Kâran'la kendimizi geriye doğru çektik. Ikinci kere karanlık bizi saklarken araba yanımızda geçip gitti. Okan sesli bir kaç küfür ettikten sonra oda kendi arabasına binip öbür yöne doğru sürdü.
"Gittiler" dedim rahatlayarak bizi görecekler diye korkmuştum açıkçası.
"bunları duymanı neden istedim biliyormusun" derken aynı anda beni çekiştirmeye başlamıştı Kâran.
"Bir nedeni mi var" bu kadar yol gelmiştim tabikide dinlicektim onları.
"Evet bir nedeni var" bir kerede nedensiz birşey yap be adam.
"Neymiş, bay her şeyi bilen" Kâran durduğunda bende durdum artık yüzünü gorebiliyordum duygusuz bir şekilde bana bakıyordu.
"Duymanı istedim çünkü Okandan uzuk durmanı istiyorum. Her şekilde" Sanki sürekli Okanın yanındaydım toplasam üç kere görmedim adamı.
"Zaten uzak duruyordum"
"Uzaktan kastım bir iki metre değil. Aynı ortamda bile bulunmayacaksın onunla" kaşlarımı çatıp Kâran'a baktım.
"Sen bana emirmi veriyorsun??" dedim sesimi yükselterek. Oda benim gibi kaşlarını çatıp açmak üzere olduğu arabanın kapısını büyük bir gürültüyle kapadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Çığlıklar
Novela JuvenilHayat ini buz tutmuş bir girgaptı ona göre ve ona armağan edilen tek şey nefes almaktı, tıpkı bir saksının içinde büyütülen bitki gibi. Haberi yoktu, etrafı soyut halatlarla çevriliydi.Oyun bitene, yeşil gözlü canavar karşısına çıkana kadarda haberi...