Bu bölüm çok içime sindi tabi bölümü bu gece bitiricem diye uykumdan olmasaydım daha iyi olurdu. Neyse size iyi okumalar banada iyi uykular:)
Beş yıl önce
Avazım çıktığı kadar bağırmak istiyordum, lakin buna engel olan bir düğüm vardı boğazımda. Dayak yemiş gibi halsizdi bedenim, kimbilir hafizamın kayıp parçalarını bulsam belki gerçekten dayak yedigime inanırdım. Göz kapaklarımı üçüncü denemenin sonucunda açabildim. Karşımda duran manzara kafamı karıştırırken neden bir hastane odasında olduğumu sorguluyordum. Ne oldu bana? gözlerimi yumdugumda kesik ama ne olduğunu bildiğim bir kaç anı belirdi gözümün önümde. O adam beni balkondan aşağıya atmıştı.
Hemde bir oğlu olduğunu bildiğim için. Lanet olsun beni dövmüştü şimdi anlıyorum bu ağrıların nedenini. Koluma bağlı olan serum'ma baktım durumum bukadar kötümüydü.Sen ölmedigine dua et adam seni balkondan attı.
Odanın kapısı açılınca iki hemşire odaya girdi biri serumu kontrol ederken öbürü baş ucuma geldi.
"Sonunda uyandın" dedi kısa olanı, samimi bir şekilde.
Niye çok mu uyumuştum?
"Ne oldu bana niye burdayım"
Ne olduğunu biliyordum ama o adamın onlara gerçeği anlattığına inanmıyordum. Hemşire biraz telaşlı bir şekilde bana bakarken öbürü "Ne olduğunu hatırlamıyormusun "diye sordu."Şey tam hatırlamıyorum"
"Bak canım seni buraya baban getirdi bize anlattığı kadarıyla balkonda dans ediyormuşsun ve dengeni kaybedip düşmüşsün"
Sizde buna inandinizmi demek istedim o iğrenç adam benim babam değildi"Anladım annem burdamı" ona anlatacak çok şeyim vardı bana bunu yapanın kocası olduğu gibi.
"Evet canım üç gündür annen burda" ne demek üçgün.
"Üç gün derken, ben üç gündür burdamıyım" ağzım açık kalmıştı.
"Evet canım,yinede şanslısın düşerken başının üstüne düşmemişsin" hemşirelerden biri odadan çıkmadan önce bana dönüp
"anneni çağırmamı istermisin" diye sordu
"Evet lütfen"dedim. Ikisi kapıdan çıkınca gözlerim dolmuştu. Kim bilir annem ne kadar çok üzülmüştü. Odamın kapısı tekrar açılınca gördüğüm kişi ile bedenim titredi. Adi erif ne yüzle geliyordu buraya. Sert bakışları beni korkutmaya yetmişti nasıl korkmazdimki ben daha onbeş yaşındayım üstelik burda yatmam onun eseriydi.
"Sana bundan sonra kedi diyecem nefes,ama dikkat et kedilerde ölür." Koltuğa oturup bana bakmaya devam etti. Bense korkudan konuşamiyordum bile. Ve lanet olsun ki oda korktuğumun farkındaydı.
"Uslu bir kedi olursan, seni Evcilleştirebilirim" ona tiksintiyle baktım ama o bu hareketimden zevk almışa benziyordu.
"beni evcilleştirmekmi?
ne zamandan beri Köpekler kedileri evcilleştirmeye çalışıyor" dedim biraz korkumu aştııktan sonra. Burda bana birşey yapamazdı birazda onun rahatlığı vardı tabi.komik birşey söylemişim gibi gülmeye başladı yeşil gözleri parliyordu gülmeyi kestiğinde üzerime doğru geldi.
"Haklısın Veled, köpekler kedileri evcilleştirmezler onları direk öldürürler. ama kıymetimi bil ben sana bir teklif sunuyorum hala anlaşabiliriz." Tehditkar bir şekilde Karşımdu durdu. Anlaşmaktan kastı beni hastanelik etmekmiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Çığlıklar
Teen FictionHayat ini buz tutmuş bir girgaptı ona göre ve ona armağan edilen tek şey nefes almaktı, tıpkı bir saksının içinde büyütülen bitki gibi. Haberi yoktu, etrafı soyut halatlarla çevriliydi.Oyun bitene, yeşil gözlü canavar karşısına çıkana kadarda haberi...