27.bölüm "Oyun bitti"

115 33 17
                                    


Kan'ın kişiliğini merak edenler size
" Kan'lı " bir bölüm getirdim keyifli okumalar.

     Geçmiş → Bir Yıl Önce ←

Ben Nefes Kaman, Babasının adını dahi bilmeden büyüyen kız, on dokuz Yıldır arayipta bulamadığım güveni bir yabancının yanında bulmuştum. Bence şanslıydım..

Gözlerim gözlerini bulduğunda dehşetle yutkundum bunu yapmayacak tı değilmi.  Başımı olumsuz anlamında salladığımda gözlerini yumup öfkeyle soludu. Onu kizdiriyordum kaç dakika dır bu halde durdugumuzu bilmiyorum ama sanırım sabrı taşmıştı.

"Hadi"diye tekrar etti, belki bu onuncu tekrarıydı neden anlatıyordu ki korkuyordum.

"Kan, bak çok ciddiyim ben yapamam, korkuyorum işte" belimde duran ellerini kaldırıp iki kolumu tuttu.

"Kan ya, bıraksana valla geberip gidecem korkudan"

denizin dalgaları ile beraber getirdiği o ferah ve rahatlatıcı kokusunu içime çektim. Parmaklarımı Geminin korkuluklarına sıkı sıkıya sardım Kan'ın elleri ellerimi bulduğunda Parmaklarımı demirden ayırmaya çalışıyordu.

"Şu lanet demiri birakacakmisin artık" diye adeta  tısladı.

Yüzümü ona döndüğümde yeşil gözlerinde şimşekler çıkıyordu. Katır inadı vardı bu adamda yoksa hangi insan sevgilisini geminin en uç noktasına getirip kollarını iki yana açmasını söylerdi ki.
Titanik mi çekiyorduk burda.

Denizle aramda bir adımlık mesafe bile yoktu düşmem an meselesiyken korkulukları nasıl birakmami isterdi.

"Nefes, seni deniz tutmuyor, yükseklik korkunda yok, şuan bundan zevk alman gerekirdi korkman değil" beni ikna etmeye çalışıyordu ama nafile.
Ben korkagin tekiydim.

"Sevgilim"dedim sesimi yumuşak tutmaya çalışarak. "Benim panik atağım olduğunu biliyorsun değilmi eğer dengemi kaybedersem yada beni bırakırsan düşer ve ölürüm, bunu göze alıyorsan sen bilirsin tabi" ettiğim tehdidin işe yaramadığını kollarım havalandıgında anlamıştım. ağzımdan yüksek sesli bir çığlık koptu gözlerimi kapattım.

Artık düşmemem için bir engel yoktu Kan'da benim gibi ellerini iki yana açmıştı tek farkımız o arkamda duruyordu, yani olurda deprem yada tusunami çıkarsa ilk düşen ben olurdum.

"Ne düşünüyorsun"kulağımın dibinde onun sesini duyduğumda hiç te rahatlamamiştım. Bu anın romantik olması gerekmezmiydi.

"Seninle bir daha asla Gemide yolculuk yapmamayi düşünüyorum" dedim dürüst davranarak.

manzara güzeldi yüzüme esen rüzgar ve denizin ferahlatici kokusu, sanırım İzmire neden aşık oldugumu şimdi anlıyordum. Başını omzuma yaslayip güldü.

"bana güven düşmeyeceksin yani, en azından ben itmedigim sürece" bende güldüm ona güveniyordum o beni itecek en son insandı.

"Beni itmeyecegini biliyorum"dedim kendimden emin çıkan sesimle. ilk defa birine bu denli güveniyordum, bir insanın kendinden başka birine güvenmesi hem korkutucu hemde rahatlaticıydı.

"Sana benden bir tavsiye, kendi nefesinden başka bir nefese güvenme yoksa, başkalarının kanın'da boğulursun."

kelimelerinin aksine sesi sert değildi. Ayrıca verdiği nasihat ta ikimizin isimlerini kullanması da ürkütücüydü. Ona güvenirsem onun kanında buğulacağımı mı söylüyordu.

Sessiz ÇığlıklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin