Bu bölümü abla olarak gördüğüm Ayşe karanfil'e ve kardeş olarak gördüğüm ipek görmez'e itfah ediyorum. çünkü onlar yorumlarıyla beni yazmaya teşvik ediyorlar. zaten benim bu hikayeden çıkaracağım tek kazanç sizin yorumlarınız ve oylarınız. Keyifli okumalar.
Hani bazen olurya duyguların mantığının önüne bir perde çeker de kör olur gözlerin. Yanlış birşeye odaklandığın için bir türlü gerçekleri göremessin, hah tamda öyle bir zaman dilimindeydim. Saflığım level atlamış aptallığa dönüşmüştü. Yada doğuştan olan aptallığım ilk defa su yüzüne çıkmıştı. Nasıl olurda Kâran'ın polis olduğunu bunca zamandır anlamadım, gerçekten bu kadar aptalmıydım?.
"Amirim baş komiserim dışa-" Kâran güvenin sözünü keserek "içeri gelmesini söyle" dedi.
Ben hala donmuş bir şekilde ayakta dikiliyordum. Güvenin yüzü Kâranın ki kadar olmasada gergindi. benim varlığımı umursamadan yanımdan geçip odadan çıktı. gözümü bile kirpmadan ona bakmaya devam ettim oda benim kadar tepkisizdi. yüz ifadesi git gide kasıldı, aklını bilmem ama bakışları hala bendeydi.
"Bana böyle bakmayı kes artık" yüz ifadesine eşlik eden sesi oldukça sertti. Ona nasıl baktığımı sorgulamadim çünkü umrumda bile değildi.
Kendi bakışlarına ayna tutmak isterdim
Nihayet gözlerimi ondan çektiğim de ayaklarım beni taşımakta zorlaniyordu. Bunda az önce duyduklarimin payı yok değildi.
Kâran polisti
Kâran polisti
Kâran polistiBu gerçeğe inanmak neden bu kadar zordu. Uygun kelimeleri aradım. Konuşmak hiç bu kadar zor olmamıştı.
"Sen polismisin? Yani ben-" sözümü bitirmeden odanın kapısı açıldı. içeriye Güvenle beraber üç adam girdi. Adamlardan birinin yaşı elli gibi duruyordu saçları hafif beyazlamıştı tahminimde doğruysam bu Güvenin bahsettigi baş komiserdi. Öbür iki adam otuzlu yaşlarında görünüyordu kim oldukları hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Kâran bakışlarını benden çekip baş komisere odaklandı. Oturuşunu düzeltmek için kendini yukarı doğru çekti. Belli etmesede bu hareket canını açılmıştı.
"Benim için rahatsız olma evlat" yaşlı adam elini Kâranın omzuna koyduktan sonra
"geçmiş olsun evlat bizi gerçekten çok korkuttun" dedi.'Benide çok korkuttu' dememek için dilimi ısırdım.
"Baş komiserim, bu seferde işi batırdık" dedi Kâran sesi daha önce hiç duymadığım kadar mahçup çıkmıştı.
Yaşlı adamın dudakları hafifçe kukarı doğru kıvrıldı."Batan umutlarınız olmasın evlat, biz sağ durdukca değişecek birşeyler her zaman vardır. Olumlu yada olumsuz hiç bir operasyon sizin canınızdan önemli değil" gözlerini sol tarafta duran üç adamda gezdirdi bu laf bu odada bulunan tüm erkeklereydi. O an kendimi fazlalık gibi hissettim ben Kâran'ın hayatına ne kadarda yabancıydım. Onları umursamadan yavaş adımlarla odadan çıktım. işte şimdi olanları sorgulamak için yanıp tutuşuyordum.
O polisti
Bense polise aşık bir katil...
Her şey bu kadar çıkmaz olmak zorundamıydıDaha fazla yerimde duramadım hastanenin terasına doğru ilerledim. Ihtiyacim olan şey cevaplardı ama ben anca havamı alırdım burda mecazi bir havadan bahsetmedigim kesin. Dirsegimi demir korkuluklara dayayıp yüzümü iki avucumun içine aldıktan sonra gözlerimi kapattım. Başım feci bir şekilde ağrıyordu sanırım çok düşündüğüm içindi. Parmaklarımı şakağıma pastırdım bu lanet ağrı geçmezmiydi.Derin bir nefes aldığımda burnuma dolan nikotin konusuyla gözlerimi açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Çığlıklar
Roman pour AdolescentsHayat ini buz tutmuş bir girgaptı ona göre ve ona armağan edilen tek şey nefes almaktı, tıpkı bir saksının içinde büyütülen bitki gibi. Haberi yoktu, etrafı soyut halatlarla çevriliydi.Oyun bitene, yeşil gözlü canavar karşısına çıkana kadarda haberi...