24.bölüm "benim yüzümden"

142 36 36
                                    

Bu bölümü iki güzel kardeşlerime, Derya sengi ve Fidan saka'ya ithaf ediyorum. keyifli okumalar.

Kendime geldiğimde yanımda bir hemşire vardı. Bayılmamıştım sadece uzunca, bir süre hareketsiz kalarak kendimi 'zihnime' kilitlemiştim. Kâran bilmediğim bir sebepten dolayı elimi tutuyordu. Hareket edemediği için olsa gerek, hemşire çağırma gereği duymuştu.

"Daha iyimisin" diye sorduğunda kendimde konuşacak yüzü bulamadığım için başımı olumlu anlamında sallamakla yetindim.
Şu an utançtan ölebilirim, Kendimi o ana o kadar çok kaptırmıştimki onun sesini duyduğumda nefesim kesilmişti.

Sanırım oda benim korkup panik atak geçirmemem için uyandığını belli etmemişti.Daha önce de yanında panik atak geçirmiştim. Ama benim elim durmak bilmediği için müdahale etmek zorunda kalmıştı lanet olsun.

"iyi gözüküyorsunuz ama isterseniz size bir sakinleştirici verebilirim."

Şu an bilincin gayet yerindeydi, tam aksine morfine Hayır demezdim.
"Teşekkür ederim. ben iyiyim" deyip ret ettim kızı.

"Peki o zaman size geçmiş olsun" dedikten sonra odadan çıktı.

işte şimdi Kâran'la yalnız kalmıştık ve halen elimi tutuyordu.
"Seni korkutmak istememiştim"

Onu duymazliktan geldim, Başımı yerden kaldırıp duvarı incelemeye başladım. Niye bu hastanelerin rengi hep boğucu olmak zorundaydi. Sarı, kırmızı, mavi bence bu renkler daha ideal dururdu. Kendime gelmemi sağlayan şey, Kâran'in elimi sikmasi oldu. Bu işten kaçışım yoktu iki seçeneğim vardı. Ya hiç bir şey olmamış gibi davranacaktim yada, arkama bile bakmadan burdan kaçıp gidecektim. Ikinci seçeneği gereğinden saçma bulan mantığım konuşmaya karar verdi.

"Ben korkmadım" dedim.

Gerçektende korkmamiştim, korkudan çok Kâran'a kakalanmanin verdiği heyecan ve utaçtı. Ama bunu Kâran'a tabikide soylemeyecektim.

"Sırf meraktan soruyorum, bu düz duvarda ilgini çekecek kadar seni duvara bakmaya zorlayan şey ne?" Sorusuyla ağzım o şeklinde açıldı. Ben çok başka sorular bekliyordum örneğin 'sen az önce ne yapiyordun' gibisinden. Bakışlarımı duvardan çekmedim. duvarda ilgimi çeken hiç bir şey yoktu fazlasıyla sıradandı ama şu an Kâran'a bakmamak için her cisme ilgimi verebilirdim.

"Rengi" dedim sesimdeki duyguları saklamaya çalışarak. "Rengini sevmedim fazla kasvetli." Asıl konudan uzaklaştığımız için içim rahatlamıştım.

"Yerine hangi rengi tercih ederdin"

ilk defa başımı kaldırıp Kâran'ın gözlerine baktım Ela gözlerinin içinde parlayan yeşil halkalar gereğinden fazla güzel gözüküyorlardı.

"Yeşil güzel olurdu" dedim hiç düşünmeden şu aralar etrafimda görmek istediğim tek renk, içine bolca yeşil baca edilmiş iki ela göz.

Kâran'ın dudakları yukarı doğru kıvrılırken elimi serbest bıraktı.

Gerçekten kendini bu kadar belli etmek dozundamisin.

Konumuz duvarken ben ne yapıp edip konuyu tekrar Kâran'ın gözlerine getirmiştim. Anlayacağınız yine en başa dönmüştük. Ben yataktan kalkıp odadan çıkmaya hazirlaniyordumki Kâran'ın sesi beni durdurdu.

"Şu konuya bir açıklık getirelim" allamazdan gelerek "hangi konu" dedim. içimden düşündüğüm şey olmasın diye dua etmeye başladım çünkü ne verecek bir cevabım vardı nede itiraf edecek cesaretim.

Sessiz ÇığlıklarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin