" beyler 1 haftalığına yat kiraladım. Ve duyduğuma göre sizde dinleniyorsunuz. Hemen buraya geliyorsunuz ve tatilimize hep beraber devam ediyoruz." Dedim. Görüntülü aramama hem şaşırmışları yetmiyormuş gibi birde tatil teklifime şaşırmışlardı. Hiçbiri cevap veremiyor. Istemeden de olsa güldüm. " ne yani gelmek istemiyor musunuz? Pekala. Sizin kararınız." Dedim trip atmaya çalışarak. Taylor bacaklarıma oturmuştu ve sırtını kucağımdaki laptoba yasladı. Bir şekilde rahatını bulmayı başarıyor. " Lucy onun elinde ne var yine?"" telefonun var Louis." Umursamayıp bakışlarımı çocuklara çevirdim. " kendi aranızda konuşmaya devam edecekseniz kapatıyorum."
" hayır dur! Hemen geliyoruz. Bize konum atarsın."
" tamam Zayn. Yarın sabah görüşürüz öyleyse. Şuan cidden kapatmam gereki... Taylor hayır yapma!" Laptobu kapattıp Taylor'ın elindeki ilacı aldım. " bu kadarı senin için bile fazla. Lütfen artık uyu. Bugün bizi ne kadar yorduğunun farkında mısın?" Gülerek ellerini çırptı. " Lucy neden Taylor'la ilgilenmiyorsun?!"
" Louis görmüyor musun işim var." O da Taylor'ın en son dağıttı valizi topluyordu. Ona da kızamıyorum. Sonuçta Taylor'ın dağıttığı yerleri topluyor ve inanın göründüğü kadar kolay bir iş değil. Taylor yaramazlık yaptığında etrafı birbirine katıyor ve toplamamız en az 1 saatimizi alıyor. " tamam aşkım kızmaya gerek yoktu." Omuz silktim.
" bana bağırıp kızan sensin Louis!" Kafama Taylor'ın peluş ayısı geldi. Söylenerek başımı ovuşturdum. Taylor'da göğsümden tutunarak poposunu kaldırmaya çalışıyordu. " oğlum dur dedim sana. Kızdırıyorsun artık beni."
" çocuğa kızmasana. Onun ne suçu var?"
" Lucy yaptıklarını görmüyor musun?" Ve Lucy bu olanları gördüğü halde ona birşey dedirtmiyor.
" Louis o daha bebek. Böyle olması normal." Al işte geriye doğru düştü ve başını dizime çarptı. Şimdi de ağlıyor. Başımı geriye doğru attım. Bunlar tatlı olan şeyler Louis sabret.
" bebeğim benim başını mı acıttı?" Kucağıma alıp başını ovuşturdum. Yanağından öptüğümde tamamen susmuştu. Sadece ilgimi bekleyen şımarık bir Tomlinson. Tekrar yanağından öptüm. " gel yatalım oğlum." Kendimi geriye doğru attım. Başımı yastığa gömdüm. Sonra da Taylor'ı kollarıma yatırdım. O da boynumu emmeye başlamıştı. " acıktın mı sen ?" Komidinin üstünde duran biberonuna uzandım sonra da eline tutuşturdum. " aşkım işin bitmedi mi?" Yerden doğrulup yanıma geldi. Arkama oturdu. Valiz şuan gayet toplu görünüyor. Zaten buraya geldiğimizden beri Taylor gözüne valizleri kestiriyor, bizden kaçtığında hemen oraya gidip içindekileri keşfetmeye çalışıyor. Halbuki içinde kıyafetten başka birşey yok. Sadece değişik olarak Lucy'nin bikinileri var.
" bitti ve çok yorgunum. sen iyi misin?" Yanağımı okşadı. Başımdaki ağrıyı saymazsak gayet iyiyim. " sorun yok. Ben gayet iyiyim."
" bugün beni çok korkuttun Louis. Lütfen bana bu konuda yalan söyleme ve inatlaşma. Doktora gidelim."
" birşeyim yok benim cidden." Yanağımdan öptü. " seni seviyorum Louis. Lütfen beni bırakma." Zar zor onun yanağından öpmeyi başarabildim. Taylor bana yapışarak herşeyi daha zor hale getiriyor. " seni asla bırakmayacağım sevgilim." Yüzüm ıslanınca Taylor'a döndüm. biberonunu sallıyordu ve bu da etrafa sütün bulaşmasına sebep oluyordu. Bıkkınıkla nefesimi dışarıya doğru üfledim. " Taylor karnını doyurman için verdim onu sana." Elinden zorla biberonu aldım. Elinden aldım diye bana ceza olarak vurdu. " uyumak istiyorum artık." Diye isyan ettim.
" Ben Taylor ile ilgilenirim." Taylor'ı yanımdan aldı.
*
Bacaklarımı sehpaya koyduktan sonra gözlerimi kapattım. Göğsümde yatan sevgilimin saçlarına burnumu gömüp eşsiz kokusunu içime çektim. Ikimizin tam ortasında da Taylor vardı. Güneş doğrudan Taylor'ın gözüne girdiği için başını sırtımın arkasına koymuştu. Bir bakıma güneşin kendisine gelmesini engellemeye çalışmış ve başarmışta. Zeki babasına çekmiş. " Louis nerede kaldılar?" Saati kontrol ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Troublemaker | ✔️
Fiksi PenggemarLouis'in sürekli kontrol etmesi gereken başbelası bir oğlu vardı.Hiperaktif bir çocuktu. Ve ikisininde bir anneye ihtiyacı vardı. Ama Louis hayatını bu şekilde mahvedeceğini kesinlikle düşünmüyordu.