Lou bolca saçlarımın bozulmaması için sprey sıktı. Bu sprey işini cidden abartıyor. Saçım bozulsa ne olur? Alt tarafı bir moda showu işte. Izleyeceğimden bile şüpheliyim zaten.Lou gömleğimin yakasını düzeltti ve yüzüme baktı. " Louis önemli bir moda showuna katılıyorsun. Lütfen hoşuna giden...ah bunu neden sana söylüyorsam?"
" sana katılıyorum. Bunları Lucy'ye söyle. Bilirsin benim için moda baskılı tişörtlerden oluşuyor." Gözlerini devirerek benden uzaklaştı. Aynanın karşısına geçip üstümdeki cekedin bir düğmesini kapattığımda daha şık duruyordum. Gayet yakışıklı görünüyorum. Aynada kendime öpücük yollayım göz kırptım. Sırada oğlumu yakışıklı göstermek var. O Lux ile oyun oynuyordu ve çoktan Lucy'nin giydirdiği kıyafetleri tozlandırmış. Askıdan minik siyah blazer cekedini aldıktan sonra yanlarına diz çöktüm.
" Louis Taylor oyun oynamaktan anlamıyor. Sürekli vurmak istiyor." Diye şikayet etti Lux, Taylor'ı. Taylor'ın ellerinden tuttum.
" ah öyle mi? Merak etme en kısa zamanda ona oyun oynatmayı öğreteceğim." Lux Tek kolunu boynuma doladı.
" yüzünde neden bu kadar fazla çizik var?" Taylor elimden destek alarak ayağa kalkmayı çoktan başarmıştı. Hep sallanıp duruyor. " sanırım Taylor yüzüme vurmayı oyun sanıyor." Bu dediğim onu güldürmüştü ama tabi Taylor her zaman ki gibi rahat durmayıp Lux'ın sarı saçlarını tutup asıldı. Elini saçlarından zar zor çektim. " Taylor en azından bana zarar versen sadece? Lux iyi misin bebeğim?" Saçlarını düzeltip öpücük bıraktım. Taylor da dengesini kaybedip üstüme düştü. Onu kucağıma aldım.
" saçımı asıldı nasıl iyi olabilirim Louis?!" Yanımızdan sinirle gitti. Daha 5 yaşındasın. Bu trip senin için çok fazla Lux! Ayağa kalkıp yatağa oturdum. Taylor'ı da bacağıma oturtup elimdeki cekedini büyük bir mücadeleden sonra giydirmeyi başardım. Tanrım bu çocuk neden bu kadar zorlu olmayı tercih etti? Beni delirtiyor! Şimdi de saçlarımı asılmaya çalışıyor. Gözlerimi devirdim. Neyse ki Lou herşeyi garantiye alıp bir sürü sprey sıkmıştı.
" Taylor uslu durmazsan bizimle gelmezsin haberin olsun." Hah. Onunda umrundaydı zaten. Dediğimi anlamadı bile. Kulağımdan elini çekip cekedinin kolunu biraz kıvırdım. Aynı şeyi öbür koluna da yaptım. " tamam bitti. Özgürsün artık." Eliyle gözlerini ovuşturdu, elini çektiğinde gözlerini açmakta zorlanıyordu. Sinir bozucu bir şekilde güldüm. Yanaklarını sıkıştırıp öptüm. Ağlamayacağını bilsem bu tombul yanaklarını birde ısırırdım ama ağlar. Hatta ağlamakla kalmaz birde yüzümde yeni izler oluşturur. Kedi gibi aynı. " biliyorum ayakkabılardan nefret ediyorsun ama bu komik çoraplarını kimse görsün istemeyiz değil mi?" Kenarıda duran ayakkabılarını elime aldım. Dikkatlice giydirdikten sonra ayağa kalktım. Saati kontrol ettim. Showun başlamasına yarım saat var. Acele etme zamanı. Taylor'ı yere bırakıp Lucy'nin yanına gittim.
Lou'nun ısrarı üzerine siyah elbiseyi giyiyordu. Fermuarına yetişemediği için ben kapattım hemde yanağından öptüm. " hadi bebeğim geç kalıyoruz."
" Louis ciddi misin sen?" Başımı salladım.
" gayet güzelsin. Ayakkabılarını giy hızlı ol Lucy!" Yüzüne doğru bağırdım.
" tanrım içinden bir canavar çıktı resmen." Güldüm.
" acele et." Yanağından makas aldıktan sonra Taylor'ın yanına ilerledim. Yataktan tutunarak ayağa kalkmaya çalışıyordu. Tam kalkacakken poposunun üzerine düşüyordu. Ama elbette pes edip yatmıyordu. Babasının oğlu işte. Aslında ben birçok konuda hemen pes ederim üşengeçlikten dolayı.
Koltukaltlarından tutup ayağa kaldırdığımda direk sıkıca örtüyü tuttu. Artık dengede durduğuna göre rahatça oturabilirim. Ellerimi çekip kenarıdaki koltuğa oturdum. Lucy'ye tekrar baktım. Onun işi daha uzun gibi. En azından gitmeden 5 dakika uyuyabilirim. Gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Troublemaker | ✔️
FanfictionLouis'in sürekli kontrol etmesi gereken başbelası bir oğlu vardı.Hiperaktif bir çocuktu. Ve ikisininde bir anneye ihtiyacı vardı. Ama Louis hayatını bu şekilde mahvedeceğini kesinlikle düşünmüyordu.