24. Bölüm| Brain Tumour

231 13 1
                                    

- medya: Lucy'nin verdiği albümden fotoğraflar-

- 3 hafta sonra -

" hayır Taylor dikkatli ol! Gel buraya sana diyorum!!!!!" Arkasından bağırdım ama beni umursamadan emekleyerek banyoya girdi. Başına birşey düşsün de akıllansın. Artık onun yaramazlıklarına katlanamıyorum. Yoruldum. Beni konserlerden bile daha fazla yoruyor. Ben bunlara alışık bir insan değilim. Çabuk sinirlenirim. Sabrım yoktur pek. Ayrıca başım ağrıyor! Sikiyim. Sinirden delireceğim.
" hayatım sakin olur musun biraz? Kıpkırmızı oldun."

" olamam Lucy! İki kelimemden biri Taylor dur, buraya gel demek oluyor." Yanıma sokulup elindeki dergiye öyle bakmaya başladı. Konuşmadan önce yanağımdan öptü." o artık emekliyor ve 2 hafta sonra 1 yaşına girecek. Sözünü dinlemeyecek elbette."

" buna zorunda."

" ne yapacaksın? Bağlayacak mısın onu?" Bana verdiği fikir ile yanağından öptüm. Ayağa kalkıp banyoya girdim. Klozete tutunarak kalkmaya çalışıyordu. " Louis bağlamayacaksın değil mi?"

" hayır hayatım cani bir baba değilim." Ilk başta gerçekten bağlayacaktım ama şimdi bu fikirden vazgeçtim. Yazık çocuğa. Onu kucağıma aldım ve ellerini su ile temizledim. Sonra da odaya girdim. " bu otel odasında hepimiz sıkıldık. Hava alalım."

" aslında benim gitmem gerekiyor."

" nereye Lucy?"

" bir arkadaş ile buluşacağım." Taylor yanağımdan öpüyordu. Hayır beni öptü diye yumuşamayacağım. Ama bu yaptığı çok sevimli. Başımı ona çevirip yanağından öptüm. " hangi arkadaşın? Ve neden benim yeni haberim oluyor bundan?"

" sadece 1 saatliğine geri geleceğim." Montunu çoktan giymişti. " adı Amy."

" yarım saat sonra burada ol." Gözlerini devirdi.

" tamam Lou." Beresini taktı ve yanımıza geldi. Önce Taylor'ın yanağından öptü sonra da beni öptü. " ve sizde uslu olun." Başımı salladım. Yatağın üstünde her ikimizin de telefonu yan yana duruyordu ve her ikisinin de rengi aynıydı. Ama sağdaki benimki ve Lucy de karıştırıp onu aldı. Bu bir bakıma iyi oldu. O yüzden sesimi çıkarmadım ve gülümsemeye devam ettim.

" görüşürüz ve dikkatli ol." Arkasından Taylor ile el salladık. O giderken Niall da geliyordu. Derin bir nefes aldım. " Louis, Taylor nasıl?" Önce beni sormalıydı nasılsın diye. Taylor'a baktım.

" yaramaz."

" yani mızmızlanıyor mu?"

" ah hayır keyfi gayet yerinde."

" pekala çok iyi. Dün akşam ki buluştuğum kızı hatırlıyor musun?" Başımı salladım. " hah işte o kız şimdi benim odama gelecek. Ki oturup kahve içmek için değil. Şey için seks."

" e bu harika Niall. Kondom mu istiyorsun? Bekle şurada olması..." Kolumu tuttu ve gitmemi engelledi. " bunu istemiyorum Louis. Taylor yanımızda olursa sevişmeyiz. Onu götürmek için geldim."

" bu daha harika çünkü ondan bıktım. Bekle üstünü değiştirmeliyim. Oğlum şık görünsün."

" ben hallederim. Çantasını hazırla sadece." Kucağımdan aldı. Başımı salladım. Kenarıdan çantayı alıp birkaç tane kıyafet ve bez koydum. Elbette biberonu da. Çantayı Niall'ın koluna taktım. Taylor ağlamaya başlamıştı. Emziği yok elbette ağlar. " bekle emziğini getireyim."

Odanın her tarafını aradım ama emzik yoktu. Son olarak banyoya Taylor'ın en son gezindiği yere girdim. Klozetin içine baktım. Emzik buradaydı. Neden buraya atma ihtiyacı duydu ki? Aklından geçenleri çok merak ediyorum. " dostum yeni emzik almak zorundasın. Taylor emziğinin yüzüp yüzemediğini merak ettiği için sanırım klozete atmış. Bekle parayı...."

Troublemaker | ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin