" ah demek öyle dedi sürtük!" Diye bağırdı Zayn. Şu an o benden daha sinirli. Etrafta deli gibi dönüp duruyor ve sadece benim başımı döndürüyor. Oğlumun benden gitme düşüncesi delirtiyor. Tarım bu çok acı birşey. Ama yemin ederim ki o kadın buraya bir daha gelirse onu öldüreceğim. Gelip burada beni tehdit etmemeliydi. Gerçi Taylor'ın sürtük annesine bu kadar yaklaşmışken birkaç harika plan kurabilirim. Böylece onlardan herşeyin intikamını çıkarırım.Ama yapmayacağım elbette. Belki Lucy'yi de alıp kaçıp gitmeyelim. Hiç kimsenin bulamayacağı bir yere. Antarktika bile olabilir. Yeter ki bizi bulmasınlar. " taşınacağım." Dedim aniden. Birkaç saniyeliğine bu fikrin iyi olduğunu düşündüm.
" korkak gibi kaçacak mısın Louis?" Dedi Liam bana bakarken. Kaşları çatıktı.
" hiçbir yere gitmeyeceksin şapşal." Diye bağırdı Harry.
" kendine gel ve biraz mantıklı konuş. Gel yemek yiyelim." Niall'a ciddi misin bakışlarımı gönderdim. Her fırsatta yemek düşünüyor! Çok dertsiz biri olduğunu söylemiş miydim? Onun gibi biri olmak için herşeyimi verirdim. Bira bardağımı alıp başıma diktim.
Herşeyden habersiz uyuyan oğlumun elini tutup öpücük bıraktım. " bak biz her zaman senin için buradayız Tommo. Ona birşey olmasına izin vermeyeceğiz." Zayn sırtımı sıvazlayarak konuştu. Artık sakindi.
" teşekkürler Zaynie." Gülümsedim. Yumuşak koltuktan oğlumu kucağıma alıp odanın köşesindeki beşiğe doğru ilerledim. Taylor'ın yanağından öptüm, ardından beşikteki battaniyesini çekip Taylor'ı bıraktım. Az olan saçlarını düzeltip eski yerime geçtim. " Lucy nerede?" Diye sordu Liam. Tek kaşımı kaldırdım. Liam neden onu merak ediyor?
" Liam, odasında." Dedim tüm ciddiyetimle. O da tek kaşını kaldırdı. İçki şişesini sertçe alıp bardağıma doldurdum. Yine sertçe eski yerine bıraktım.
" Louis içip durma artık. Tanrım kaç bardak içtin sen öyle?" Niall bardağımı elinden alıp kendisi içti.
" içmek istiyorsan sana da doldurabilirdim." Gözlerimi devirdim. Önüme döndüm.
" evin her tarafına güvenlik koyacağım. Gerekirse iki tane köpekte alabilirim. Hatta 4."
" abartmıyor musun?"
" hayır Harry. Aksine hiçbir şey yapmıyorum. Şu pencere ve kapılara da kilit takarım."
" daha iyi bir fikrim var Louis."Zayn'e döndüm. Fikirleri hep iyidir. Umarım bu da gerçekten iyi bir fikirdir. " tüm pencere ve kapılara hapishane parmaklıklarından yaptıralım. Kimse giremez." Anlından öptüm. " aferin sana Zayn. Ilerleme var sende." Dedim. " dalga geçtim Louis." Koluma vurdu. Ama ben ciddiydim. Gayet mantıklı bir fikir. Ben burada dalga geçilecek birşey göremiyorum ama.
" beyler pizza sipariş ediyorum? Hepimizin kafasını dağıtmaya ihtiyacı var." Hepsi koltuğa yayıldığında bunun bir evet olduğunu anladım. Sehpanın üstünden telefonumu aldım. Ekranı ıslaktı. Yine. Birisinin Taylor'a, telefonun yenmeyeceğini öğretmeli ki burada bunu öğretecek tek kişi ben oluyorum galiba.
Ekranı pantolonuma silerek temizledim. Ardından 6 kutu pizza siparis ettim. Ben çok açım. 1 kutusunu rahatlıkla tek başıma yiyebilirim. Ve stresliyken çok yerim.
" parti. Parti yapalım." Dedim birden.
" Louis senin galiba hala uykun var. Gel yatağına gidelim." Niall'ın ellerini kolumdan çektim.
" hadi ama çocuklar öyle bakmayın. Uzun süredir bara gitmiyorum. Kafamı dağıtmaya ihtiyacım var."
" dostum Taylor..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Troublemaker | ✔️
FanficLouis'in sürekli kontrol etmesi gereken başbelası bir oğlu vardı.Hiperaktif bir çocuktu. Ve ikisininde bir anneye ihtiyacı vardı. Ama Louis hayatını bu şekilde mahvedeceğini kesinlikle düşünmüyordu.