20. Bölüm| Mark

230 13 0
                                    


Sabah uyandığımda oda fazlasıyla soğuktu. Tanrım pencere falan mı açık bu soğuk ne böyle? Louis'e sarılmama rağmen donuyorum. Yarı uykulu bir şekilde ayaklarımızın ucundaki örtüye uzanıp üzerimizi örttüm ve daha sıkı Louis'e sarıldım. Kollarını biraz daha sıkılaştırdı.

Gözlerimi ovuşturup Louis'in tarafındaki komidinin üzerindeki dijital saate baktım. Tanrım saat 1 olmuş! Bu kadar fazla uyuduğumuzu tahmin etmemiştim. Elimle yan tarafımı kontrol ettim. Taylor yok. Ah Lottie'nin odasında olduğumuzu tamamen unutmuşum. Ama Taylor, Lottie ile beraber. Kesinlikle Taylor onu çıldırtmıştır. Onların güvenliği için Louis'i dürttüm. " Lou hayatım kardeşinin ruh sağlığı için uyan." Ağzının içinde birşeyler homurdandı ama anlamadım. Muhtemelen benden 5 dakika daha uyumak için zaman istiyor. Kıçını döndü. Intikam zamanı... Kalçasına sertçe vurdum. Hep o mu bana vuracak? " Lucy!" Ayağıyla bacağıma vurdu. Çok gıcık ama. " bak sadece 5 dakikan var. Sonra kalkacaksın." Ona doğru uzanıp yanağından öptüm. Tepki bile vermedi. Ayağa kalkıp banyoya girdim.

Başım ağrıyor. Hep dün gece yüzünden ya da Louis yüzünden. Bana zorla içirdi. Bir daha düğün günümde bile bu kadar fazla içmem. Akmış makyajımı su ile temizledim. Taylor, hatta daha çok Lottie için endişelendiğim için duş almayı birazcık erteledim. Yüzümü de havlu ile kurulayıp banyodan çıktım. Louis hala yatıyordu. Poposuna oturdum. " Louis hadi kalk artık." Diye mızmızlandım. Bana, durmadan çalan alarma vurur gibi kafama vurdu. Ah zaten başım ağrıyordu o vurunca sanki beynim patlamış gibi hissettim.

" sanırım beyin kanaması geçiriyorum Louis." Kahkaha attı. " çok acıdı mı?"

" evet." Elimi tutup beni yanına asıldı. Yanına yattım. Bana sıkıca sarılıp başıma öpücük koydu.

" Taylor, Lottie'yi delirtmiş midir?" Sesi yeni uyandığı için boğuk çıkıyordu.

" bence delirtmiştir." Dedim.

" bencede." Yüzüne baktım. Alt dudağına öpücük bıraktım.

" hadi Lottie'nin odasına gidelim." Dediğine güldüm. Sanırım hala sarhoş.

" tamam gidelim Louis." Ayağa kalkıp topuklu ayakkabılarımı giydim. Ama ayağımın acıdığını hissedince ayakkabıları çıkarıp elime aldım. Louis'de ayağa kalktı. Direk ayakkabılarını eline aldı. Boş olan eliyle elimi tuttu ve odadan çıktık.

" bir dakika." Etrafına baktı. " bizim odamız burası mıydı?" Kahkaha attım. " hayır. Bizim odamız koridorun sonunda. Neden burada olduğumuzu sorma." Kaşlarını çattı. Ona neden burada olduğumuzu anlatsam kesinlikle kızar.

Koridorun sonundaki odaya geldik ve kapıyı tıkladım. İçeriden garip sesler geliyordu. Oh korktum. " Lottie kapıyı aç." Louis kapıya daha sert vurdu. Anlaşılan o da endişelendi. Yoksa sevgilisi henüz gitmedi mi? Birazdan Louis patlayacak. Şuan daha çok korkuyorum. " Lottie!" Louis elimi bıraktı ve kapıya biraz daha vurdu. " Louis sakin ol. Belki müsait değildir." Kolunu tuttum.

" gelen sesleri duymuyor musun? Sakin olmam imkansız." Kolunu sertçe çekerek kapıya vurmaya devam etti. Ve sonunda kapı açıldı. " tanrım kapıyı neden açmıyorsun?!" Lottie'ye bağırdıktan sonra içeriye öfkeyle girdi.

" onu lütfen oyala."

" yoksa?" Başını salladı. Asla sevgilisi için izin vermemeliydim. Odaya bende girdim. Çizgi film açıktı ve yatak fazla dağınıktı. Taylor giysi dolabının bir kapağını açmayı başarmış ve oraya bakarak gülüyordu. Lottie kolumu dürttü. Elimi dolabı işaret edip orada mı diye dudaklarımı hareket ettirdim. O da başını salladı. Şuan Louis sevgilisini bulacak. " burası... Yoğun derecede erkek parfümü kokuyor tanrı aşkına ne yaptın?."

Troublemaker | ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin