3.Bölüm| Kayıp

1K 39 11
                                    


Sessizce yağmurun sesini dinliyordum. O kadar rahatlatıyor ki size anlatamam. Daha doğrusu anlatmaya kelimeler yetmez. Dünyada bundan başka bir güzellik daha var mıdır onu bile bilmiyorum. Yağmuru çocukluğumdan beri hep sevmişimdir. Şimdi kesin diyorsunuzdur bu yaz da ne yağmuru diye burası Londra. Herşeyin değiştiği gibi havada çabuk değişiyor. Eğer yanımda oturan  bu kız olmasaydı muhtemelen dışarıda ıslanıyor olurdum.

Kız ile tek kelime dahi konuşmadık.

" bana olanları açıklamayı ne zaman düşünüyorsun?" başını kaldırıp bana baktı. Dağınık saçlarını düzeltmeye çalışmıştı ama bir faydası olduğu pek söylenemez.

" b-babam..." konuşamayacağı belliydi.

" pekala sonra anlat. Yarın kahvaltı bunun için uygun. Hadi şimdi gidelim. Oğlum durmuyordur büyük bir ihtimalle." ondan önce ayağa kalkıp içtiğim kahvenin ücretini ödeyip çıktım. Kapişonumu başıma geçirdim. Mükemmel saçlarımın şuan bozulmasını istemiyorum. Telefonumu çıkarıp Zayn'i aradım. 3. çalışta açmıştı.

" Zayn annemi ve kocasını bir bahane bul ve gönder. Bu acil. Sana güveniyorum adamım!" diyip kapattım. Eğer annem bu kızı görürse Taylor'ı göndermeye çalıştığı gibi kızı da gönderir. Üstelik bunu gözü kapalı acımadan yapar. O yüzden şuan onların evde olmaması en uygunu. Gece gece öğüt dinleyemem.  Kız yanıma geldiğinde üstüne baktım.

Mini bir elbise vardı. Ağlamaktan maskarası akıp yüzünü mahvetmişti. Gözaltı maskaradan dolayı simsiyah olmuştu. Benim yüzüme dahi bakmıyordu. Büyük bir ihtimal üşüyordu. Elbette centinmenlik yapıp cekedimi vermeyeceğim. Sonuçta kızı tanımıyorum bile,tanımadağım birine yardım edemem. Ama biraz ıslanmayı kim istemez ki... Cekedimi çıkarıp omuzlarnına yerleştirdim. Bana döndü.

" ama sen ıslanacaksın."

" sorun yok. Yağmuru severim." gülümsedim. O da gülümsemeye çalıştı. Bu kızın başına gelenleri çok merak ediyorum. " adın ne?"

" Lucy. Ve sende Louis Tomlinson."

" beni nasıl tanırsın?" ve şuan sorduğum sorunun saçmalığının farkına vardım.

Ah gerizekalı sen bir ünlüsün.

Teşekkürler gereksiz iç ses!

" haberlerden. Çocuğun olduğunu gösteriyordu."

" doğru ya..." kendime bir kez daha lanet ettim. Birkaç dakikada kendi karizmamı mahvettim. Yolculuğumuz sessiz geçmişti. Oldukça sıkıcıydı. Hiç bu kadar sıkıldığımı hatırlamıyorum. Üstelik kız cidden çok sıkıcı. Insan konuşmadan nasıl durmayı başarır? Şahsen ben başaramam. Bu yüzden sessiz kalma yarışı yaptığımızda daima kaybederim.

Anahtarımı, evden büyük bir hızla çıktığım için almayı unuttum. Zile bastım. Birkaç saniye sonra Zayn kapıyı açtı. Önce bana baktı. Ardından Lucy'yi uzun uzun inceledi.

" Louis bu kim? Yoksa... Hey sen Taylor'ı bırakan sürtük müsün?!" Diye bağırdı. Kız şaşkınca Zayn'e baktı.
" seni geberteceğim sürtük!" Kızın üstüne birden gidince ikisinin arasına girdim. Zayn sinirlendiğinde bir kıza dahi şiddet uygulayabilir. Kim olduğunu umursamaz. Biraz sinirli bir yapısı var.

" Zayn sakin ol. O, o kadın felan değil. Hem onu bulsam eve getirmem ahmak. İçeriye geç Lucy. Merak etme zararsız." Dedim ona bakarak. Tereddütle içeriye girdi. Kim Zayn'i görse tereddüt eder. Zayn ile kapının önündeydik. Bana ters ters bakıyordu. Bende ona aynı şekilde kaşlarımı çatarak baktım.

" artık dışarıdan bulduğun insanları eve mi almaya başladın Louis? Sana inanamıyorum."

" Zayn hiçbir şeyi bilmiyorsun. Sadece beni yargılıyorsun. Yeter." Dedim dişlerimin arasından.

Troublemaker | ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin