Sabah Zayn'in bağrışları üzerine uyanmıştım. Gözlerimi açtığımda yüzümde bir ayak vardı. Yüzümü buruşturarak ayağı çektim. Ayağın sahibine baktığımda bu kişi Niall'dı. Benimde bacağım Harry'nin üzerindeydi. Herkes sarmaş dolaş duruyordu boynumda saçma sapan bir süs vardı ve ev savaş alanı gibiydi." herkes uyansın! Louis annen hepimizi birçok kere aramış en önemlisi Taylor ortalarda yok!!!" Çıldırmış gibi etrafta Taylor'ı arıyordu. Taylor'ın giremeyeceği yerlere dahi bakıyordu. Başımı yere eğdim. Sehpanın altındaki minik ayakları görünce güldüm. Herkes gibi o da saçma sapan bir yerde uyuyup kalmış. " Zayn o burada." Iki ayağını da tutarak kendime doğru asıldım. Hemen Taylor'ın yanına oturup onu öpmeye başladı. " tanrım beni korkuttu. " gürültülere Harry ve Liam'da uyanmıştı. Ellerimle gözlerimi ovuşturdum.
" neler oluyor?"
" düğün vakti gelmiş ve daha buradayız. Eve gidip takım elbisemi alacağız daha."
" ah ben zaten gelmeyeceğim. Size iyi eğlenceler." Gözlerimi ovuşturarak Liam'a döndüm.
" beni yalnız mı bırakacaksın?"
" yalnız sayılmazsın. Harry, Niall ve Zayn yanında. Cidden Alexandra'yı görmek istemiyorum." Derin bir iç çektim. Bende öyle.
" ama aramız iyi değil mi?" Diye sordum. O ise gülerek başını sallamıştı. Bende güldüm. Sonra elimi Niall'ın bacağına koyarak sallamaya başladım. Onca gürültüye rağmen uyanmamıştı. " ah çok işimiz var beyler. Acele edin." Dedi Harry. Ben hala umutsuzca Niall'ı sallıyordum.
Güzel bir başlangıç olmuştu ama günümün geri kalanının bok gibi geçeceğine eminim.
~
Aynaya bakarak kravatımı yapmaya çalışırken bir yandan da bir bayan saçlarım için uğraşıyordu. " tanrım burası daha fazla kalabalık olmaya başlıyor!" Niall'dan duyduğum şeyler yüzünden üzerimdeki baskı artmıştı. Bugüne kadar herkese heyecanım olmadığını söyledim ama şuan ölecekmiş gibi hissediyordum. Bu kesinlikle bir heyecana benzemiyordu daha çok korkuydu. İçim sıkışıyordu ve nefes alamayacakmış gibi hissediyordum. Bu işi yapabileceğime dair umudum azalıyordu. Yapılan saçlarımı umursamadan ayağa kalkıp Niall'ın yanına gittim. Dışarıda inanılmaz bir kalabalık vardı. Herkes benim ve Alexandra için buradaydı. Ben oraya çıkıp mutlu numarası yapmak istemiyordum. Tek istediğim kaçmak. Niall'a sarıldım. " Niall ne yapacağım?"
" güçlü kalmaya çalış Louis." Garip bir daraltı ile açılan kapıya baktım. Annem ve babam gelmişti. Annem gözleri dolu bir şekilde bana bakarken babamın gözleri benimle gurur duyduğunu belli edercesine bakıyordu.
Onlara korku ile bakıyordum. Ufak birşeyde ağlayabilirdim. Gereğinden fazla korkuyordum. Şuan kendimi okula yeni başlayan ufak çocuk gibi hissediyordum ve üzerimde öyle bir korku vardı ki ağlamam söz konusuydu." bebeğim harika görünüyorsun.." Dedi annem. Başımı olumsuz anlamda salladım. " anne kendimi berbat hissediyorum."
" ah bu gerginlik Louis. Birazdan geçer. Içki..."
" asla Mark! Birazdan oraya çıkacak. Sarhoş olamaz. Merak etme bebeğim harika görünüyorsun. Herşey geçecek" Annem bana yaklaşıp yanağımdan öptü. Ona sarıldım.Zayn endişe ile odaya girdiğinde bana ilaç uzattı "Louis benimle hemen gelmelisin acil durum!" Şaşkınlıkla ona baktım.
" şuan gelemem. Niall ile halledin." Avcumdaki ilacı ağzıma atıp yuttum. Başımın ağrısına iyi geleceğini düşünerek içiyordum.
" ah olmaz! Sen olmak zorundasın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Troublemaker | ✔️
FanfictionLouis'in sürekli kontrol etmesi gereken başbelası bir oğlu vardı.Hiperaktif bir çocuktu. Ve ikisininde bir anneye ihtiyacı vardı. Ama Louis hayatını bu şekilde mahvedeceğini kesinlikle düşünmüyordu.