31. Bölüm

125 10 0
                                    


Biz Taylor ile çoktan buluşma noktasına gelmiştik. Akşam yemeğinde doğru düzgün birşeyler yiyemediğim için kendime hamburger ve kola sipariş etmiştim. Taylor da mama koltuğunda keyfine bakıyordu. Oraya öyle bir yerleşmiş ki eminim ki krallar bile koltuğuna bu kadar yayılmamıştır.Kolları iki yandaydı ve ayaklarını sallandırıyordu. Çıplak bacağına vurduktan sonra ağzıma patates attım. Kola bardağımı elime alıp pipeti ağzına uzattım. Rahatını bozmadan ağzını açmıştı ama pipeti ağzına kadar ulaştıramamıştım. " Taylor ulaşamıyorum yaklaş biraz." Dedim. Bana baba demişti ama resmen çığlık atmıştı. Bu da tüm herkesin bize dönüp bakmasına sebep olmuştu. " kapat çeneni." Sandalyenin kenarından tutup kendime biraz yaklaştırdım ama ilk seferinde ağzına almadığı için sinirlenip elime vurmuştu. O kaybetti. Elimi çekip gözlerinin içine bakarak kolamdan içtim. Bu sefer ağzını açmıştı ama ben vermedim. Ne kadar gıcık bir babayım!!!! Omuz silkerek önüme döndüm.

Kapı açıldığında baktım ve gelenin Lucy olduğunu gördüm. Hemen ayağa kalktım. Beni görünce gülümsememişti. Bu beni her ne kadar kırsa da koskocaman gülümsedim. " merhaba tatlım." Taylor'ın yanağından öptü. Sandalyesini oturması için çektim. " teşekkürler Lou." Lou dediğine göre iyi şeyler konuşacağız. Gülümseyerek başımı salladım. " anlaşılan yemek güzel geçmiş gülümseyip duruyorsun." Kaşlarım istemsizce kalkmıştı. Ne alaka şimdi beni kıskanıyor mu?

" Lucy burada yemek yiyorum. Aç kaldım yani."

" o zaman Alexandra ile iyi anlaştın." Başımı sallayarak onu onayladım. Bu kız iyi değil kesinlikle. " gece boyunca kavga ettik. Ve çok iyi anlaştık tatlım." Somurtarak yerime oturdum. Alexandra ile iyi anlaştığımı düşünecek kadar ne yaşadı çok merak ediyorum. " Louis, gülümse...." Dedikten sonra bileğimdeki dövmenin üzerinde parmağını gezdirdi. " pekala. Ne istiyorsun?"

" kahve." Garsona bir tane kahve sipariş ettikten sonra ona yeniden döndüm. Hamburgerimi elime aldım. " bu vakitte yemek yediğine inanamıyorum. Sağlıklı olmadığını biliyorsun"

" açım." Omuz silktim ve hamburgerimi yemeye devam ettim. Kimse yemeğimle arama giremez. O bile. Üstelik açsam elimdeki yiyeceği bıraktırmanın hiçbir yolu yok. Ona gözlerimi devirdim. " tamam yemeğini ye. Ayrıca senin bu kadar ince giyinmeni anlarım ama Taylor henüz şort giyecek kadar büyümedi. Üstelik bu soğuk havalarda asla. Amacın onu hastalandırmak mı?" Başımı salladım. Yalan söylemeyeceğim. Şu ana kadar hastalanmasını istiyordum. " ciddi olamazsın."

" ben gayet ciddiyim."

" arabada yedek kıyafet var mı?" Bu sefer başımı olumsuz anlamda salladım. Ama yanımda cekedi var. Onu giydirmiştim ve o ağlayarak zorla bana yeniden çıkartmıştı. Yan sandalyeden cekedini uzattım. Taylor onu görünce mızmızlanmaya başlamıştı. Lucy'ye bakıp sırıttım. " istemiyor." Dedim. Ama o elimden alıp ona zorla giydirmişti. Taylor'ın az önce ki kral havaları gitmiş yerine mızmızlanan birisi gelmişti. " bir daha bunu bu şekilde giydirme Louis. Hastalanmasın." Başımı salladım. Elimi çeneme koydum. Taylor bu sefer ağlamaya başlamıştı. " Lucy cekedi istemiyor."

" hastalanmaması içindi Lou."

" çıkar. Hastalanırsa yapacak birşey yok." Bu dediğim her ne kadar hoşuna gitmese bile mecburen çıkardı. Zaten ortamda az kişi var. Taylor ağlayarak herkesin keyfini bozuyor. Cekedi eski yerine attım. Cekedi çıktığı için sevinmiş olmalı ki ellerini çırpıyordu. " ne konuşacağız Lucy?"

" ah sen iyi misin? Sesin çok kötü. Lou kola içmeyi bırak." Elimden bardağımı aldı ve garsonun az önce getirdiği kahveyi elime tutuşturdu. " sıcak birşeyler iç." Gözlerimin içine baktığı için mecburiyetten bir yudum içtim. " yorgunum hepsi bu." Elini ensesine götürdü. " asıl konumuza gelelim." Tek kaşımı kaldırdım. Konuya gelmediğimiz sürece aklıma çeşit çeşit şeyler kurup durduk yere canımı sıkacağım ki bugün canımı yeteri kadar sıktım. " Alexandra mutluluğu hak ediyor değil mi Lou?" Bu soruya hiçbir cevap vermedim. Sonuçta herkes mutluluğu hak eder bu kişi her ne kadar kötülük yapsa bile. " bu sessizliğini bir evet olarak kabul ediyorum o zaman." Elimdeki fincanı koydum ve başımı salladım. " o yüzden senin teklifini kabul etmeyeceğim Louis." Gözlerim koskocaman oldu. Alexandra'yı düşünmemeliyiz. Önemli olan ikimizin mutluluğu. Yumruğumu masaya vurdum. " bizim mutluluğumuz ne olacak o zaman Lucy? Bizi hiçe sayıyorsun!"

Troublemaker | ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin