Arabayı garaja parkettikten sonra hızlı hareketlerle indim. Arka koltukta olan Taylor'ı aldım. Pusetin şemsiyesini açıp öpücük bıraktım. " oğlum kızlar gelecek." dedim sırıtarak. " bu sefer uslu çocuk olmayı dene." göz kırptım. Ellerini çırpttığında gülmemi engelleyememiştim. Sanki dediklerimi anladı.
Büyük evimin kapısını açtım. Evim büyüktü ama bomboştu. İki kişi için fazla büyük bir ev. Ah şuan neden büyük bir ev aldığımı anlamaya çalışıyorum. Kesimlikle büyük bir hata yapmışım.
Vanslarımın ipini çözerek kenarıya fırlattım. Mutfağa girdim direk.
" kendime kahve hazırlayacağım sende süt ister misin?" dedim onu pusetten çıkarırken. Mama sandayesine bıraktım. Kendim için bir kahve hazırlayıp siyah kupaya doldurdum. Kahveler olmasa ne yapardım bilmiyorum, onlar sayesinde ayakta kalabiliyorum. Isıttığım sütü biberona doldurdum. Taylor'ın eline tutuşturdum. Ama tutmayı henüz beceremediği için düştü. Onu omuzlarıma oturttum. Tek elini tuttum. Kahvemi ve biberonu alıp salona ilerledim. Koltuğa dikkatlice oturdum. Sonuçta omuzlarımda bir çocuk var, dikkatli olmalıyım. Onu kucağıma indirip koltuğun öbür ucundaki yastığa uzandım. Taylor'ı dikkatlice bıraktım. Ardından yanına uzandım. Fazlasıyla yorucu bir gündü ve artık yatmayı hakediyorum.
" Niall amcanın dediğini düşündüm. Yakın zamanda sevgili bulacağım. Zor olacak ama olsun." elleri sakallarıma gitti. Avcuna öpücük kondurdum. Gözlerime bakarak sütünü içiyordu.
*
Zile basıldığında ayağa kalkıp ilerledim. Şirketin yöneticisi ve bir sürü kişi girmişti. Toplam 15 kişi felan. Onlara yolu gösterdim. Beraber salona girdik. Kendimi oğlumun yanına attım. " merhaba Bayan..."
" Black." başımı salladım. " merhaba Bay Tomlinson. Oyalanmadan tanıtıyım. Öncelikle kriterleriniz var mı?" sağ ayağımı sol dizimin üzerine koydum. Oyuncağını ağzına sokmaya çalışan oğluma döndüm.
" sadece hemen pes etmesin yeter." evet bu benim için önemli bir kriter.
" pekala başlayalım." sarışın bir adım öne gelerek kendini tanıttı. Ah bu olmaz zayıf. Oğlum zaten yaramaz hemen yorulur. Bana güçlü biri lazım. Başımı olumsuz anlamda iki yana salladım. Öbürü geldi. Aşırı derecede seksiydi. Büyük göğüslere ve güzel bir kalçaya sahipti. Ama daha çok kendine sevişecek birini arıyor gibiydi. Şu bebek ile ilgisi olmayan ama seve seve çocuğun babasına ilgi göstermeyi seven tiplerdendi. Doğrusu böyle birine oğlumu emanet edemem ama kendimi gözü kapalı emanet ederim. Sırıtıp Taylor'a döndüm. " oğlum bu nasıl?" tepki yok.
" üzgünüm, oğlum beğenmedi. Öbürü." dedim.
*
Oflayarak yeniden öbürünü çağırdım. 1 saattir aynısını yapıyorum zaten. O 15 kişi haricinde biraz daha bakıcı gelmişti ama hiçbirini beğenmedim. Hiç biri bu meslek için uygun değil. Çoğu sürtüğe benziyor, bakıcılık hakkında hiçbir bilgiye sahip değiller. Kızı inceledikten sonra Taylor'a döndüm. 1..2..3 ve ağlamaya başladı. " üzgünüm." dedim başımı olumsuz anlamda sallarken. O kız uzaklaşırken Taylor da susmuştu.
" ben size oğlumun bir annesi yok o yüzden oldukça deneyimli birini istemiştim. Üstelik özellikle bunu belirttim! Sizin getirdiğiniz kişiler daha kendine bile bakamıyor." burnumdan soluyordum.
" Bay Tomlinson bunlarda oldukça iyiler."
" ah ciddi misin sen?! Deneyimli ya da iyi biri bu halde giyinmez. Sonuçta çocuğa bakacak. Tanrım siz kızların sorunu ne?" yüksek sesimi kontrol edemiyordum. Duyduğum söz karşısında daha fazla sinirlenmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Troublemaker | ✔️
Hayran KurguLouis'in sürekli kontrol etmesi gereken başbelası bir oğlu vardı.Hiperaktif bir çocuktu. Ve ikisininde bir anneye ihtiyacı vardı. Ama Louis hayatını bu şekilde mahvedeceğini kesinlikle düşünmüyordu.