15.Bölüm|Beraber Mutlu

434 12 9
                                    

Medyadaki şarkı ile okuyunuz tşk



Eve her ne kadar girmek istemesemde girmek zorunda oluğumu biliyordum. Bu gerçek aklıma gelince yüzümü buruşturdum. Eve girmek istemiyorum ama Louis o evde tek başına ne karnını doyurabilir ne de Taylor'a bakabilir. Kesin ev dağılmıştır. Herşeyi geçtim umarım Taylor iyidir. Taksiye borcumu ödedikten sonra indim. Şoför bagajdan çantalarımı verdi. Hepsini elinden alıp bahçeye girdim. Anahtarımı evde unuttuğum için dirseğim ile zile basmak zorunda kaldım. 1 dakika boyunca bekledim ama açan biri olmadı. Tam basacağımda oldukça şık giyinmiş bir Louis kapıyı açtı.

Beyaz bir gömlek giymiş ve tüm düğmelerini sonuna kadar kapatmış. Lacivert bir ceket vardı üzerinde. Yaka kısmında da kırmızı bir çiçek vardı. Pantolonu klasik siyahtı. Ayakkabıları da gayet şıktı. Saçlarını da harika bir şekilde yapmış. *medya* . Bir yere gidecek galiba. kaşlarım istemsiz olarak havaya kalktı. Nereye gidecek böyle şık bir şekilde? Kıskançlık duygusu ağır bassa da birşey demedim. " Hoşgeldin sevgilim. Bende seni bekliyordum. Çantalarını alayım." Dedi gülümseyerek. Iyi karşılandım. Bu biraz garip hissettirdi. Sonuçta kavgalı bir şekilde evden çıktım. Elimden çantaları aldı ve girmem için ayağı ile kapıyı açtı. Eve adımımı attım. Oh burası harika kokuyor. Louis yemek mi yaptı yoksa? Yok canım o yemek yapmayı beceremez. Yapmamıştır yani. Şaşkınca etrafıma bakmaya devam ederken Louis deri cekedimi çıkarıp astı. Fazla kibar davranıyor. Kesin özür amaçlı. Normalde bu kadar kibar değildir. Hep emir verir. " geç kalınca gelmeyeceğini düşündüm." Yüzüne baktım. " gelmeyecek olsam haber verirdim." Dedim geceyi ima ederek. Omuzlarını düşürdü ve bana ters ters bakmaya başladı.

" burada çabalıyorum. En azından destek olabilirsin bana."

" demek ki sana hala kızgınım." Dedim sivri bir şekilde.

" geç şuraya. En azından ağzın doluyken bana laf sokmazsın." Omuzlarımdan tutup gireceğim yere beni yönlendirdi. " sana laf sokmuyorum Lo..." Cümlemi bitirmeme izin vermeden dudağımdan öperek susturdu. Geri çekildi. " ama çok kötüsün sen." Güldü. Tam boynuna sarılmak için hamlemi yapacaktım sorumsuz davranışı aklıma geldi ve vazgeçtim. Gecenin sonuna doğru affedip affetmeyeceğim belli olacak.

Taylor mama sandalyesinde oturuyordu. Onu da harika bir şekilde giydirmiş. Papyonu ve Louis'in bir türlü vazgeçemediği pantolon askıları vardı. Biberonundaki sütü içiyordu. " bunları hazırlamak için çok uğraşmış olmalısın." Gülerek Taylor'a baktı sonra gururla masaya baktı. " pekala yalan söylemeyeceğim. Yaptığım yemekler yanınca mecbur olarak hazır yemek sipariş ettim. Bu konuda üzgünüm. Kendi yaptığım yemekleri yemeni isterdim. Belki de bir bakıma yanması sağlımız açısından iyi olmuştur. Ama masayı sadece kendim hazırladım. Ve bu da...." Masada duran bir kucak dolusu gülü alıp bana uzattı. Kucağıma alınca kokladım. " saatlerce melek gibi olan sevgilime alacağım hediyeyi düşündüm. Ve sana en az senin kadar mükemmel olan bu çiçekleri aldım." Gayet iyi gidiyor. Ve kurduğu cümleler beni şaşırtıyor. Oturmam için sandalyeyi çekti. Şaşkınlıkla oturdum. Louis normalde bu kadar sürpriz hazırlayan biri değil. Demek ki kötü birşey yapmış ya da gerçekten hatasının farkına varmıştır. Kalbim her ne kadar ona sarılıp öpmemi söylese de beynim hala durmadan birşeyleri sorgulamam gerektiğini söylüyor. " gülleri vazoya koymamı ister misin?" Eli ile işaret etti. Başımı belli belirsiz salladım sonra da ona uzattım. Illa böyle jestler yapması için suçlu mu olması gerekiyor? O buradan uzaklaşırken gözlerim telefonunu aradı. Masanın kenarında duruyordu. Hayır sevgilime güveniyorum ben. Ayrıca Mary'nin verdiği şu takip etme ve telefonunu karıştırma fikri oldukça saçma. Sevgilime..... Ah siktir et.

Beynime dolan milyonlarca cevapsız soru için telefonu elime aldım. Şifreyi büyük bir hızla yazdım. Arkama baktım. Yok. Hemen mesajlara girdim. Önemsiz, önemsiz, önemsiz ve boom. Harry'ye siktir git diye mesaj göndermiş. Ve Harry ondan özür diliyor. Louis ise daha önceden duymadığım/ görmediğim küfürleri Harry'ye göndermiş. Opps. Yolunda gitmeyen birşey var. Diğer mesajlara baktım. Tam bilinmeyen numaradan gelen mesaja bakacaktım ki arkadan Louis'in sesi geldi. " sevgilim neye bakıyorsun?" Yalan söylemek istemiyorum ama bunu yapmak zorundayım. Tanrım sen beni affet. " az önce biri aradı. Onun için elime almıştım." Büyük bir hızla mesaj kısmından çıktım ve telefonu masaya koydum. O bilinmeyen numara kim? Neden Louis'e mesaj göndermiş ya da Louis, tüm saçma ve bilinmeyen numaraları silerdi neden bunu da silmedi? Eğer o mesaj gönderen Alexandra ise Louis de o da hiç hoş olmayan şeylerle karşılacak. Herkes sakin biri olduğumu düşünüyor ama daha kimse benim kıskanç tarafım ile karşılaşmadı. Alexandra'yı öldürmek istiyorum.


Troublemaker | ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin