Medya; Alexandra
Şaşkınca karşımda oturan mavi gözlü, sarışın bayana bakıyorum. Bakın aşırı derecede genç ve Taylor'ın annesi olduğunu söylüyor. Bu kadar genç birini becermiş olma ihtimalini hiç düşünmedim. Eminim ki bu kadın en fazla 21 yaşındadır. Kabul etmeliyim çok çok çok güzel fakat aşırı derecede ukala. Adı Alexandra. Rus olduğunu söyledi. Ve eminim ki üniversite öğrencisidir.
Yemin ederim ki yakında delireceğim. Herşey üstüme birden geliyor. Sadece biraz olsun başımı dinleyip rahatça yatmak istiyorum. Ama bir sıkıntı bitmeden diğeri geliyor. Cidden tımarhaneye gireceğim ve herkes beni delirttikleri için mutlu olacak. " anlamıyorum, neden oğlumu kapımın önüne bırakıp gittin? Karşıma çıkıp konuşmak çok mu zordu?"
" oğlumu değil, oğlumuzu. Sen kabullenmesen bile o benimde oğlum. Ayrıca karşına çıksaydım, " Taylor'ı" bana geri verirdin. Asla bakmak istemezdin. Ayrıca adı Chris'ti." Gözlerimi devirerek arkama yaslandım.
" eğer benimle konuşma zahmetine girseydin adının Chris olduğunu öğrenirdim,Alexandra. Buraya neden geldin?"
" sence?"
" onu benden alabileceğini sanıyorsan yanılıyorsun. Sen sorumsuz insanın tekisin. Sende sorumun s'si bile yok, olsaydı zaten kapımın önüne küçücük savunmasız bir çocuğu bırakmazdın."
" alacağımı söylemedim. Şu yatakta yatan kızla konuşup, ayrılacaksın. Ardından oğlumuzu beraber büyüteceğiz."
" tanrı aşkına asla ve seninle hayatımı mahvedemem. Birincisi ukalasın. Ah hadi ufaklık git hayatını yaşa. Büyüyünce birini bulup çocuk yaparsın onunla. Taylor'ı da unut. Eğer bir daha beni rahatsız edersen korumalarımla tanışacaksın." Ayağa kalktım, tam gidecekken kolumu tutup beni durdurdu. Sandığımdan daha inatçı çıktı. " bir daha bana bu şekilde dokunursan seni polise şikayet ederim. Sana Taylor'ı unut dedim." Diye dişlerimin arasından tısladım.
" beni hamile bırakan sensin Louis. Sonra kaçıp giden de sensin. Ben polise, bana tecavüz ettiğini ve bunun sonucunda hamile kaldığımı söylesem nerede olacağını hiç düşündün mü? Elinden sadece Taylor'ı almakla kalmayıp, herşeyini alırım. Giydiğin pantolonu bile. Anlıyor musun beni?"
" sinsi yılanın tekisin Alexandra."
" şimdi teklifimi kabul edecek misin?"
" seninle birlikte olmak mı? Ah asla."
" polis?"
" beni polisle tehdit etme. Çünkü cidden korkutucu olmuyor." Polise gidip şikayet etmeyeceğine adım gibi eminim. Kollarımı göğsümün altına birleştirip yapacağı şeyi izlemeye başladım. Çantasından büyük telefonunu çıkardı. " bu bir tehdit değildi Louis. Ciddiyim. Benim dediklerimi yaparsan polisi aramam."
" istediğini yap tamam mı? Sen bana emir veremezsin." Telefonundan birşeyler tuşlayıp kulağına götürdü. Ciddi ciddi polisi arıyor. " alo polis mi? Bir ihbarda bulunacaktım." Elinden büyük bir hızla telefonu alıp kapattım. " ne oldu Louis? Korkmuyordun."
" senin bu yaptığın adil değil. Zamanında karşıma çıksaydın belki böyle olmazdı."
" senin yüzünden hayatım bitti benim. Herkesin alay konusu oldum. Doğuma giderken yanımda kimse yoktu. Tek başımaydım anlıyor musun beni? Senden o günlerin acısını tek tek çıkaracağım Louis. Ve benim dünyama hoşgeldin." Mavi gözleri bana nefretle bakıyordu. Doğruyu söylemeliyim ki bu kızdan şimdi korktum. Dışarıdan normal, şeker bir kıza benziyordu. Demek ki dış görünüşe aldanmamak gerekiyormuş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Troublemaker | ✔️
FanfictionLouis'in sürekli kontrol etmesi gereken başbelası bir oğlu vardı.Hiperaktif bir çocuktu. Ve ikisininde bir anneye ihtiyacı vardı. Ama Louis hayatını bu şekilde mahvedeceğini kesinlikle düşünmüyordu.