Yine gecikti ama elimden bir şey gelmediği için üzgünlüğümü dile getiremiyorum. Psikolojim ciddi anlamda yerle bir ve yazabildiğime bile şükrediyorum. Artık bu tür bölümelrden sıkıldığınızı biliyorum ancak sabredin, gemi gezisi güzel geçecek. Üzülmeniz en son istediğim şey. Sınır +35 vote ve yorumlarınıza fazlasıyla ihtiyacım var. Siz fikrinizi belirtmezseniz ben yanlışlarımı bilip düzeltemem. Yeni Harry fanfiction'um Soul Mates'a bakmayı unutmayın.
İyi okumalar!
Zayn'in üzerini örttükten sonra geri çekilerek bir süre boyunca yorgun bakışlarla yüzünü inceledim ve derin bir nefes aldım. Bugün ne kadar acı dolu olduğunu, nasıl hissettiğini görebilmiştim. Ona yardımcı olmak isterdim, acısını sarmak isterdim ama bunu yapabilecek bir güce sahip değildim. Onun acısını ancak Mira sarabilirdi ama onun artık geri gelmesi imkansızdı. Arkadan biri omzuma dokununca irkilerek döndüm. Niall elindeki kahve bardağını uzattığında minik bir tebessümle aldım.
"Çok zor zamanlar geçiriyor." Dedi benim gibi gözünü Zayn'e dikmişken.
"Bizim çektiğimiz acının birkaç katını çekiyor olmalı."
Birkaç dakika daha yanında durup huzursuz olduğu belli olan uykusunu izleyip odasından çıktık. Niall'ı çağırdığım sıralarda, Zayn kollarımda yarı baygındı. Yolda gelirken de uyumuştu ve Niall ile beraber onu zar zor Niall'ın misafir odasına çıkarmıştık. Salona geçtiğimde Niall karşımdaki koltuğa oturarak arkasına yaslandı.
"Anlat bakalım, neler oldu?"
Her şeyi en başından anlatmaya başladığımda, yüzünden çeşit çeşit mimikler okunmaya başlamıştı. En sonunda bitirdiğimde karşımda kaşları çatık bir Horan vardı.
"Yalnız başına, Londra'da ve bu saatte nasıl dışarı çıkabildin Deniz? Ya Zayn gelmeseydi?! Ya o adam sana bir şey yapsaydı?!"
Sesini ilk defa yükseltmesi korkmama ve şaşırmama sebep olmuştu. Tamam, sen masum suratlı Niall Horan'sın. Kendine gel dostum!
"Sakin ol, bunu Türkiye'de hep yapıyordum ama başıma bir şey gelmiyordu. Burada da öyle olacağını sandım, üzgünüm."
Gözlerime bakarken bir nefes aldı ve kalkarak yanıma geldi. Kalp atışlarım kendini belli etmeye başlarken beni kolları arasına aldı. Huzuru iliklerime kadar hissederken kafamı omzuna koyarak gözlerimi kapattım.
"Sadece... sana bir şey olmasını istemiyorum. Seni de kaybetmeye dayanamam."
Ellerimi çekingen hareketlerle beline sararken bir nefes alarak kokusunun bana ulaşmasını sağladım.
"Söz veriyorum, beni asla kaybetmeyeceksin."
***
"İşte böyle çocuklar."
Louis anlattıklarımdan sonra ayağa kalktı ve biz bir şey diyemeden Zayn'in uyuduğu odaya hızlı adımlarla çıkmaya başladı.
"Dur, Louis! Onunla ben konuşmak istiyorum."
Mine Harry'nin kolları arasından sıyrıldı ve yanağına bir öpücük kondurduktan sonra merdivenlere doğru yürümeye başladı. Louis ise durumdan ne kadar hoşnut olmasa da bu şeyi ona bıraktı ve yerine yavaş adımlarla geri oturdu. Çocuklara Zayn'in burada olduğunu söylediğimizde hemen gelmişlerdi ve her şeyi anlatmıştık. Şimdiyse ortam fazlasıyla sessizdi.
"Sizce bir psikolojik desteğe ihtiyacı var mı?" Diye sordu Liam gergince. Herkes birbirine bakmaya başladığında olayı ele almak istedim.
"Bence buna gerek olup olmadığına kendisi karar vermeli. Zayn içine kapanık bir çocuk ama güçlü. Yara aldı ama eminim ki o kendine tutunacak bir dal bulur. Ona psikolojik destek almasını tavsiye bile etmeyin derim çünkü bu onu sinirlendirebilir. Bırakın, acısını yaşayacaksa kendini yaşasın ve yolunu bulsun. O yirmi iki yaşında, kendi kararlarını alabilir."
![](https://img.wattpad.com/cover/45115276-288-k157029.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
All Of Me / NH
Fanfiction'' 'Cause all of me Çünkü her bir yanım Loves all of you Aşık her bir yanına Love your curves and all your edges Tüm çıkışlarını ve uç noktalarını seviyorum senin All your perfect imperfections Tüm o mükemmel kusurlarını'' Hayatımı adadığım...