35 ~ Pool

1.1K 93 84
                                        

Bölümü dün tamamladım ve bir kez daha okumadan yayınlıyorum, umarım kötü olmamıştır. Bugün tam 00.00'da dreamerwriterx hesabından yayınladığım fantastik/genç kurgu türündeki ''Kokunda Ölüm Saklı'' adlı hikayem için desteklerinizi bekliyorum. Cidden ondan umutluyum ve benim için özel olacak. Umarım desteklerinizi esirgemezsiniz.

İyi okumalar!

''Deniz! İyi misin? Kapıyı aç! Bize nasıl haber vermezsiniz anlamıyorum!''

Gözlerimi duyduğum ince kız sesiyle araladığımda yeni uyanmama rağmen yorgun hissettiğim bir gerçekti ve uykunun tatlı tadı hala bedenimde dolanıyordu. Sanırım aylar sonra ilk defa böylesine huzurlu ve rahat bir uyku çekmiştim. Başımı koymuş olduğum şeyin beyaz yastığım değil de Niall'ın göğsü olduğunu fark etmemle gözlerimi tamamen açarak kafamı kaldırdım. Bana gülümseyerek bakması son birkaç saat içinde yaşanan her şeyin gerçek olduğunun bir işareti miydi?

''Ya bu kadar sese hala uyanamadın mı?!''

Az önceki Mine'nin sesine Sophia'nınki de eklenince hipnotize olmuş gibi Niall'a bakmaya keserek ayağa kalktım. Her şey gerçekti. Bana beni sevdiğini söylemişti. Ve sonra ben de ağlayıp ona sarılarak ''Ben de seni seviyorum. Çok seviyorum. Aşığım.'' cümlelerini defalarca tekrar etmiştim. Ardından yorgun olduğum için ona sarılmışken uyuya kalmış olmalıydım. Kapıyı yavaşça araladığımda, karşımda herkesi görmeyi beklemiyordum. Bu uykulu sersem halimle karşılarına çıkmış olmam, üstüne az önce bu halimle Niall'ın yüzüne bakmış olmam rezillikti.

''İyi misin? Zayn haber vermese bize söylemeyecek miydin?''

Tam Mine'ye cevap veriyordum ki, arkamdan yanıma gelen Niall'ı gören herkesin ağzı sonuna kadar açıldı. Mine ve Sophia birbirlerine dönüp baktıktan sonra yüzlerinde oluşan ''Vay be'' gülümsemesiyle aynı anda bana döndüklerinde gülmemek için dudaklarımı ısırdım.

''Ben iyiyim, sadece biraz yorgunum. Gününüzü berbat etmek istemedim.'' diyerek ikimize yoğunlaşmış dikkati dağıtmaya çalıştım. Herkes aynı anda böyle düşünmemin saçmalık olduğuyla ilgili konuşmaya başladığında kafamı kapıya yaslayarak onları izledim. Liam dostuna gelen zararın kendisine gelmesiyle bir olduğundan bahsederken Cenk ona ne kadar sevimli olduğundan söz ediyordu. Harry duyduğunda ne kadar çıldırdığından bahsediyor, Louis Zayn'e niye daha önce söylemediğiyle ilgili birkaç laf sokarken Zayn ona inatla cevap veriyor, kızlarsa bana hala gülümseyerek kaçamak bakışlar atıyordu. Niall'ın bana baktığını hissettiğimde ona döndüm. Sadece gülümsüyordu. Bir an, onlar olmasa hayatımın ne kadar anlamsız olacağını düşündüm istemsizce. Zayn ve Louis'nin birbirine laf sokmaları veya ona yürüyen Cenk'e karşı Liam'ın korkak tavırları, Harry'nin ortamı neşelendirme çalışmaları veya Mine ile Sophia'nın anne nasihatleri... En önemlisi de Niall'ın her düştüğümde kaldırışı olmasa ne yapardım? Onlar belki de şu ana kadar başıma gelen en güzel şeylerdi. En güzel dostlar, en güzel idoller ve en güzel aşk.

***

Şezlongta uzanırken başımı ovuşturduğumu fark edince yattığı yerden doğrularak bana baktı. Hala yorgun ve sersemlemiş hissediyordum, bir asansör olayının bende böyle etki bırakacağını tahmin bile edemezdim. Ayağa kalktığında gördüğüm çıplak göğsünün önüme serdiği şahane manzaraya bir göz attım. Yanıma eğildiğinde nefes almayı unutmuştum ki güneş yüzüme çarptığı için şemsiyeyi açtığını gördüm. Ardından ayağa kalkmadan biraz daha bana eğildi ve saçımı geriye attı.

''İyi misin? Başın mı ağrıyor?''

Elini anlıma koyduğunda tahminimce ateşime bakmıştı.

All Of Me / NHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin