28 ~ Nightmare

1.2K 97 13
                                    

Çok zaman geçmeden yeni bölümü yazdım, mutluyum. Ancak Coğrafya ve Edebiyat'ı yazmadım, öleceğim djghudhuı Ders çalışmam gerek ancak neredeyse bu siteden hiç çıkmadan yazıyorum, bence bunun karşılığını harika yorumlarla verebilirsiniz. Baştaki kısımları düzenlerdim ama pek vaktim yok, çok da kötü sayılmaz. Umarım beğenirsiniz. Sınır 40 vote, unutmayın!

İyi okumalar!

Bulunduğum karanlık koridor içimi iyice ürpertirken, etrafıma bakındım. Bir ışık olmalıydı, nereye gideceğimi dahi bilmiyordum. Yanlışlıkla geminin bodrum katına girmiş olmalıydım, her yer fazla karanlıktı.

''Kimse yok mu!''

Sesim boş alanda yankı yaptığında içimdeki korku da artıyordu. Hiçbir şey görünmüyordu, her an daha fazla korkuyla doluyordu içim, titremeye ve terlemeye başlamıştım. Ne yapacağımı, nereye gideceğimi bilmiyordum. Işık için telefonumu kullanabilirdim ancak cebimi yokladığımda orada değildi.

''Lütfen, biri bana yardım etsin!''

Sesim çaresiz ve yardıma muhtaç çıkmıştı, bağırmak istiyordum ancak bağıramıyordum. Çığlık atmak istiyordum ancak yapamıyordum.

''Sana neden yardım etsinler ki?'' diye bir ses duydum karanlıkta. Oğuzhan'ın sesiydi, gerçekten onun sesiydi. Ancak göremiyordum, öyle bir karanlıktı ki kimseyi göremiyordum.

''Oğuzhan? Lütfen çıkar beni burdan.''

Sesimin yüksek çıkmasını ne kadar istesem de, boğazımdan yükselmiyordu. Yardım isteyemiyordum, kendimi, çığlıklarımı insanlara duyuramıyordum.

''Sen ergen, itici ve çirkinsin. Zayıfladın diye harika olduğunu mu sandın? Hala suratın iğrenç. İğrençsin! Sana yardım etmezler, öleceksin!''

Söylediklerinin kalbimde bıraktığı acıyı hissedebiliyordum ve bu nefes almamı engelliyordu. Bacaklarım beni taşıyamadı ve zemine düştüm, nerede oturduğumu bile bilmiyordum.

''Oğuzhan! Saçmalama, kurtar beni yalvarırım!''

Karşı bir ses gelmediğinde korkudan ağlamaya başladım. Tir tir titriyordum ve burası çok soğuktu. Soğuk ve karanlık. Gözlerimi kapattım çünkü kendi içimdeki karanlık, dışarıdaki insanların karanlığından daha güvenliydi.

''Deniz?''

Gökçe'nin sesi bu ortamda yankılandığında yüzüme bir rahatlama yerleşti ve onu görme umuduyla gözlerimi açtım. Karanlık hala aynıydı, siyahlık kendini koruyordu ve bu çok ürkütücüydü. Yine de en yakın arkadaşımın beni bu ortamdan çıkaracağına emindim.

''Gökçe, gel kurtar beni yalvarırım sana.''

Bir süre sessizlik oldu, bu sırada elimin tersiyle alnımdaki terleri silmeye çalıştım. Her an daha fazla titriyordum ve nefes alanım da gittikçe daralıyordu. Siyahtı, simsiyah.

''Karanlıkta kaldın, değil mi? Sen bana Cem'i sevdiğini söylediğinde, ben de karanlıkta kalmıştım Deniz. Ödeşmiş olalım.''

Her şey canımı yakabilirdi, ama Gökçe'nin, kardeşimin zor bir durumda böyle bir şey söyleyerek bana yardım etmemesi acıların en büyüğüydü. Hıçkırıklarım artmıştı ve nefes alamıyorken hıçkıra hıçkıra ağlamak en kötü fikirlerden biriydi.

''Ben sana Cem'i gerçekten sevmediğimi defalarca anlattım! Gökçe ne olursun yapma, yıllar önce oldu her şey. Pişman olduğumu defalarca söyledim, aşkı ilk kez Cem'de değil Aras'da yaşadığımı söyledim. Yemin ederim öyle, Cem sadece takıntıydı. Ne olursun anla beni, kalbim acıyor.''

All Of Me / NHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin