8 ~ News

1.3K 122 32
                                    

Merhaba! Bu bölümü beğendim sanırım. Hikayenin sevilmesi gerçekten çok hoş. Yorum yaparsanız sevinirim. Artık sınırımız var, sıkıntılı durumlar dışında 30 voteyi geçtikten sonra bölümü yazıp yayınlayacağım. Bir şeyden bahsetmek istiyorum, benim hayatım sadece Wattpad değil. Lise işleriyle uğraştım, şükür ki istediğim lise geldi. Fen lisesinde okuyacağım, sıkı çalışmam lazım. Bu kitap da baya uzun sürecek. Bölümler okul açıldıktan sonra gecikebilir. Ve ayrıca yaşadıklarımı bilseniz, bu kız nasıl hikaye yazabiliyor diye düşünürdünüz emin olun. Bu yüzden üstüme bölüm at diye gelmezseniz sevinirim. Yazınca atıyorum zaten. Zevkine bekletme falan yapmıyorum. Neyse, umarım beğenirsiniz.

İyi okumalar!

Arabamı okul bahçesine park ettikten sonra çantamı alıp indim. Pek kişi yoktu. Sınavlar bitmişti, on beş tatile giriliyordu. Üç gün sonra son bir psikoloji dersi görecektik, sonra bitiyordu. Şuan sadece bütünlemeye kalan ve benim gibi sınavı kaçıranlar okuldaydı. Sıkıntılı bir nefes verdim ve okula girdim. Niall'ın yanına giderken, Anatomi sınavını hiç düşünmemiştim. Allah'tan labaratuarda yapılan sınavlara girmiş ve geçmiştim. Sınavın yapıldığı sınıfa girdiğimde, birçok öğrencinin bakışlarını üstümde hissedebiliyordum. Hızla oturacak bir yer bulduğumda oturdum ve sınıfı süzdüm. Bana bakan Oğuzhan'ı görünce yüzümü buruşturdum. Okulun dedikodu kazanı Melis, arkadaşı Jale ile bana bakıp bir şeyler fısıldaşıyordu. Kafamı sağa sola sallayarak gözlüklerimi çıkardım ve gözlerimi ovuşturdum. Gözüm stres yüzünden sürekli ağrırdı ve sağ gözümde beni etkilemiyecek kadar az hipermetrop vardı. İstediğim an takıyor, istediğim an çıkarıyordum. Hoca sınıfa girdiğinde fısıldaşanlar sustu. Sınıfı inceleyen Zeynep Hoca'nın gözleri üzerimde biraz durdu. Derslerini kaçırmam ve haberlere çıkmam normal bir durum değildi tabii ki. Sanırım uzun bir süre bu bakışlara katlanacaktım.

***

"Deniz!"

Hayatımın içine sıçan sesin sahibine dönmedim ve koridorda hızla yürümeye devam ettim. 

"Durur musun lütfen!"

Hayatında kullandığı en nazik kelimeler bunlar olmalıydı. Lütfen falan. Çünkü kendisi düşüncesiz piçin tekiydi. Merdivenlerden inerken hızla peşimden geldi ve kolumu tuttu.

"Sana dur demiştim."

Hızla kolumu çektim ve sinirle ona baktım.

"Ordan bakınca sen istediğin için bir şey yapacak gibi mi gözüküyorum?"

Kaşlarını alayla kaldırdı ve sırıttı.

"Tek bir cümlemle sana istediğimi yaptırabilirim."

Koca bir kahkaha patlattım. Hatta anıra anıra gülmeye başladım. Sinirlenmiştim, egolu pislik. Öküz başlı antilop. Yedi kafalı dinazor. Gözlerimden gelen yaşları sildim ve ona baktım.

"Ne var biliyor musun? Bana ne söylersen söyle, umrumda değilsin. İstersen tekrar bağır! İstersen tekrar şişman de, çirkin de, itici de! Umrumda değilsin! Ama şunu unutma Oğuzhan, artık on altı yaşında değiliz! Artık eskisi kadar güçsüz değilim! Ve ne biliyor musun, artık bana hakaret etmene göz yummayacağım! Bende karşılık veririm, ve inan bunu istemezsin. Siktir git Oğuzhan Öz. Bana artık yaklaşma!"

Bağırmama şaşkınca bakarken, koridorda birkaç kafa bize dönmüştü. Hızla önüme döndüm ve üzerimdeki bakışlarla merdivenlerden indim. Sinirden gözlerim dolu doluydu. Oğuzhan ile, lise birinci sınıfta tanışmıştık. Biz aynı sınıftaydık, lise birde ve ikinin başlarında benden hoşlanıyordu. Bense ne ona bir cevap veriyor ne de başkasından hoşlanıyordum. Bana sorarsanız, aşk diye bir kavram olmazdı. Geçiciydi hepsi. Sonra okula Aras gelmişti. Oğuzhan'ın en yakını olmuştu, sürekli bizim sınıfa da uğrardı. Ondan hoşlanmıştım, çok sevimliydi. Yüzü masumdu, gamzeleri vardı, mükemmel kahkahalar atardı, pek belli olmayan çilleri ve yüzüyle uyum içinde olan burnu vardı. Bu tanımlama ondan başkasına da uyuyordu. Yıkıldığımda tutan, Niall'a. O kadar benziyorlardı ki... Onun, benim için olduğuna inandım. Ben Niall'ı göremeyeceğim için bana gönderilen bir Niall diye düşündüm. O kadar şey yaptım ki onun için. Oğuzhan bunu fark ettiğindeyse de, her şey boka sarmıştı. 

All Of Me / NHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin