29 ~ Life Labyrinth

1.2K 95 30
                                    

Hikayenin gidişatından sıkılan olup olmadığını veya bölümlerin iyi ilerleyip ilerlemediğini bilemiyorum, çünkü yorum yapmıyorsunuz. Haliyle yazma hevesim azalıyor azalıyor ve sadece kendim için yazıyorum. Yine de kötü hissetmiyorum çünkü bu hikayede bir şeyleri hissettirebildiğime inanıyorum. Geciktiği için üzgünüm, zamanım sıfır ve ben de hiç olmayan zamanımdan okula harcadıklarımı keserek size bölüm yazıyorum. Sınıfta kalırsam suç sizin dkshfdsud Umarım beğenirsiniz, ikinci bir kez okumadan yayınlıyorum yanlış varsa üzgünüm.

İyi okumalar!

"Aynı odadan çıktıklarını gördüm!"

Susan karşısındaki Clara'ya çaresizce bakarken mırıldanmıştı ama içinde hissettiklerinin aksine daha sakin bir görünüm veriyordu.

"Yemin ederim, önce Niall onun odasından çıktı ve sonra geri girdi. Ardından beraber çıktılar. Gördüm."

Clara bir şey demek için ağzını açmıştı ama Susan'ın gözleri yavaşça dolmaya başladığı için gelecek felaleti anlayıp geri kapatmıştı.

"Aynı odada ne bok yapıyor olabilirler?! Kesin sevgililer işte! Aras da bir boka yaramamış belli ki! Sana onu ayartman için bir buçuk ay tanıdım ve bir boka yaramadı bile! Benden alıyor, Niall'ı benden alıyor! Onun olmayacak, onun olmayacak!"

Susan deli gibi bağırıyor aynı zamanda bir yerlere vurarak sinirinin bitmesini bekliyordu. Yan odasındaki Niall'a bağlı duvara defalarca tekme geçiriyor, ağlamaya devam ediyordu.

"Yeter! Kendine gel!"

Clara son gücüyle onu sarsarak kendine getirmeye çalıştı ama bağırması dışında kesilen hiçbir şey yoktu.

"Bir şeyler bulmalıyız! Canını yakacak bir şeyler! Ruhsal olanlar yetmezse, fiziksel acı da çektiririm. Bu on altı günü zehir olacak ve Niall onu bırakacak. Bir şeyler bul!"

Susan son kelimeyi bağırarak söyledikten sonra Deniz'in bilgilerinin yazılı olduğu kağıdı tüm odasını dağıtarak aramaya başladı.

Bu sırada Clara umutsuz gözlerle onu izliyordu. Ona Niall'ın Deniz'e ne kadar güzel baktığını söylerse, büyük ihtimal kendi ölüm belgesini imzalamış olurdu. Ve Aras'ı sevmeye başlamışken, ölmeye hiç niyeti yoktu. Sustu ve gözünün önünde arkadaşının bir kızı ruhsal olarak yıkmak için bir şeyler yapmasına izin verdi.

#Deniz'in Ağzından#

"Ee, bugün ne yapacaksınız?"

Topluca oturduğumuz kahvaltı masasında bir anlık bile kahkahalar eksilmiyordu ve bu ihtiyacım olan tek şeydi. Harry'nin ortaya attığı soru üzerine, herkes bir şeyler anlatmaya başlamıştı.

"Biz havuz katına inmeyi düşünüyoruz. Yarın vaktimizi başka bir ülkede geçireceğimiz için burada biraz beynimizi dinlendirmek istiyoruz."

Liam konuşurken Sophia ona öyle bir gülümsemeyle baktı ki, bunu gören herkesin gülümseyeceğine emindim. Ki benim dışında bunu gören bir Niall vardı anlaşılan. Mine de gülümseyerek Harry'e sinema salonunda vakit geçirmeleri hakkında bir şeyler  Zayn bu açık büfe cennetinden yararlanmayan tek insan olarak bir köşede oturuyordu. Yemek yemek istemediği konusunda ne kadar itiraz etse de Liam önüne bir şeyler koymuştu, yine de tabağından eksilmemişti. Ona baktığımı fark edince bana döndü ve bakışlarından dün geceki konuşmamın onda bıraktığı etkinin geçmiş olduğunu anladım.

"Yemelisin, lütfen."

Sadece ikimizin duyacağı kadar kısık bir sesle mırıldandığımda bir süre yüzüme baktı ve bir iç çektikten sonra tabağa döndü. Baktı, baktı ve ardından üzgün olduğunu söyleyerek hızla masadan kalktı. Liam arkasından kalksa da oturmasını söyledim, yine aklına bir anı gelmişti ve yalnız başına ağlayıp bu anının bıraktığı izin bir kısmını da olsa kalbinden atmaya ihtiyacı vardı. Louis bir süre boyunca Zayn'in kalktığı yere baktıktan sonra iç çekti.

All Of Me / NHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin