33 ~ I'm Sorry

1.2K 98 83
                                    

Saat 05.10

Uyuyamadım, ben de hikayenin son kısmını yazdım. Niall'ın asla gerçekten yanımda olmayacağını ve bu yüzden hep düşeceğimi aklımdan silerek kendi kelimelerimden yeni bir dünya yarattım, mutluyum.

Burada bir şeyler yazarken, özellikle Niall'ı betimlerken her zaman gözümün önüne o halini getiriyorum ve kendimi aptalca gülümserken buluyorum. Bunun bir hikaye olmadığını, gerçekten onunla olduğumu düşünmek bana iyi geliyor. Keşke bunlar mümkün şeyler olsaydı, keşke.

Bunu yayınlar yayınlamaz bir sonraki bölüme başlayacağım, ne zaman bitirirsem onu da o zaman yayınlarım. Lütfen ''Yeni bölüm ne zaman gelir?'' tarzı sorular sormayın çünkü ben bunu bilmiyorum. Bu benim değil, ilham perilerimin elinde olan bir şey. Her neyse umarım beğenirsiniz, iyi okumalar!

Susan derin bir nefes aldıktan sonra yavaşça mavi perdeyi araladı. Aras sandalyede oturmuş, gözünü Deniz'e dikmişti ve öylece izliyordu. Kız kaşlarını kaldırarak perdenin arasından minik odaya girdiğinde Aras kafasını yavaş hareketlerle ona çevirdi. Çocuğun kaşları çatılırken Susan bir an sevimliliği karşısında kafayı yiyecekti ki Niall'ı sevdiğini ve Aras'ın neredeyse kardeşim dediği kızın sevgilisi olduğunu fark etti.

''O iyi mi?'' diye sordu sanki hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi bir sesle. Aras kafasını Deniz'e çevirip az önce verilen serumu kontrol ettikten sonra uzun bir süre daha uykuda olacağını anladı. Oksijen maskesini düzeltip oturduğu sandalyeden kalkarak Susan'a doğru yürüyerek tam bir adım uzağında durdu.

''Bunu sana sormak lazım. Sence? Sence iyi mi? Bunu yaparken ne düşünüyordun?''

Susan kanının donduğunu hissetti. Clara her şeyi Aras'a anlatacak kadar iğrenç bir insan mıydı? Dostundan yediği kazığın sırtında bir yol çizdiğini hissetse de oyunculuk yeteneklerini kullanarak sanki alakası yokmuş gibi davranabilirdi.

''Neyden bahsediyorsun? Ben hiçbir şey yapmadım.''

Aras alaylı bir şekilde güldükten sonra elini cebine koyup sağ kaşını kaldırdı. Alnında oluşan çizikler onu hem daha ciddi hem de daha sevimli göstermişti.

''Clara'nın çantasında Deniz'in bilgilerinin olduğu bir kağıt buldum. Kağıtta onun kapalı alan korkusu olduğuna kadar her şey yazıyordu ve tesadüfe bak ki bugün asansörde kaldı. Ayrıca buraya gelir gelmez bir görevliyle konuştuğun da gözümden kaçmadı.''

Kız ilk defa korkudan kapana kısılmış gibi hissediyordu. Amaçları yavaşça ortaya çıkıyor, planları bozuluyordu. İnatlaşmaya devam etmeliydi, kendini savunacak bir şeyler bulmalıydı.

''Ben... görevliyle Niall'a yapacağım bir sürpriz hakkında konuşuyordum. Clara'nın çantasında bu kızın bilgilerinin ne aradığına dair bir fikrim yok. Benim bu kızla alakam yok!''

Bir an asıl kazığı atanın kendisi olduğunu fark edince bedeni bir ürpertiyle titredi. Hem sıkışınca onun her dakika yanında olan arkadaşını satmıştı, hem de planları bir daha yapılamayacak düzeye getirmişti.

''Ne kadar çabuk sattın arkadaşını! Ama unutma, ben zeki bir çocuğum. Şimdi, ya sen bana her şeyi anlatırsın ya da ben zorla öğrenirim. Karar senin.''

#Niall'ın Ağzından#

Zayn ile beraber sessiz bir şekilde Deniz'in yanına geri dönerken heyecandan ellerimin terlediğini hissedebiliyordum. Nasıl söyleyecektim? Söylediğimde neler olacaktı? Neler yapacaktık? Bir nefes verdikten sonra revirden içeri adımımı atarak Deniz'in olduğu kısma doğru ilerledim. Mavi perdeyi hızla araladığımda gözlerim direk Deniz'in yattığı yere ulaşmıştı. Kolundaki serum dışında durumunda hiçbir değişiklik yoktu. Kafamı biraz ilerimizde duran Aras ve Susan'a çevirdim. Susan'ın yüzü kıpkırmızıydı ve Aras'ın kaşları çatıktı. Bu piç kıza ne yapmıştı?

All Of Me / NHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin