▫14▫

10.2K 542 154
                                    

#14. BÖLÜM

KUSURLAR

Gün ışığında gözlerim kamaşırken vücudumda hissettiğim soğuk,ısıyı emerek cildime hapsediyordu. Havada yasemin kokusu uçuşuyor, ısı insanın zihnini ele geçirerek uykumu getiriyordu. Sarı renklerinin yeryüzünü süslediği güzel bir tarlada oturuyordum. Etrafta bir sürü ağaç olmasına rağmen alan büyüktü ve geniş alan boş görünüyordu.

Elimle yerden destek alarak ayağa kalktım. Issız bir tarlada tek başımaydım ve bu ürkütücü olmaktan ziyade daha çok huzur vericiydi.

"Elis!"

Ani sesle arkama döndüm. Birisi adımı söylemişti. Ama arkamda kimse yoktu. Tekrar önüme döndüğümde önümde kendimi gördüm. Zayıf ve çok güzel bir bedende morun koyu renklerinde bir elbise bedenimi sarmıştı. Yüzüm o kadar güzel görünüyordu ki.. Bu şaşırtıcıydı çünkü bu bana benziyordu ama ben değildim. Gözleri benim gözlerimdi ama aynı bakmıyordu. Parlak ve sinsi bir parıltı geziniyordu gözlerinde.

"Sen.." diyerek elimi yüzüne doğru uzattım. "Bensin."

Yüzünde korkunç bir gülümseme belirdi. Etrafta dolanan yasemin kokuları ve o enfes yakıcı güneş yoktu. Bir anda herşey yerle bir olmuştu.

Karşımdaki ben elimi iterek benden uzaklaştı. "Ben sen değilim. Sen Elis'sin."

Anlam veremeyerek onu incelemeye devam ettim. "Peki ya sen?" dedim. "Sen kimsin?"

"Ben Izbe'yim. Güzel ve zayıf." Tekrar güldü aynı çirkinlikle. "Sense şişman ve çirkin."

Korkuyla kendi bedenime baktım. Doğru söylüyordu; şişman ve kilolu bacaklarım hemen alt tarafımdaydı. Anlayamıyordum, bu nasıl olabiliyordu? "Ama.. " diyerek kafamı kaldırdığımda karşımda kimse yoktu.

Ter içinde yataktan kalktığımda saat gecenin üçünü gösteriyordu. Korkunç bir rüya olduğunu düşünüyordum. Ya da kâbus. Her neyse. Yatağımın yanındaki masada duran suyu bir dikişte bitirerek içimdeki alevin sönmesini umdum. Soğuk su bedenimde iyi bir etki bıraktığında bende yorganın altına girdim yeniden.

▫▫▫▫▫▫▫

Uykusuz bir şekilde derse odaklanmaya çalışırken gözlerim kapanmamak için savaş veriyordu. Gece gördüğüm o iğrenç rüyadan sonra bir türlü doğru dürüst uyuyamamış birde üstüne kâbuslar görüp durmuştum. Ve sonuç olarak uykusuz ve bitkin bir haldeydim.

Yine de keyifli bir yüz ifadem olduğuna bahse girebilirdim. Dün Batuhan'la geçirdiğim zaman ve yaptığımız anlaşma gibi şey beni mutlu olmaya itiyordu. O bana yardım edecek ve Kuzey bana aşık olacaktı. Kuzey. Sonunda ona sahip olabileceğimin hayalini kurması bile güzeldi.

"Hocam bu nedir?" Ahmet adındaki tembel çocuk tahtada bir noktayı işaret ederek ayağa kalkmıştı.

Matematik hocamız eliyle çocuğun gösterdiği matematik terimini işaret etti. "Bu mu?" Sinirle çocuğa baktı. "Sen söyle bakalım oğlum. Sabahtan beri anlatıyorum."

Çocuk pişkin pişkin sırıttı. "Ne olduğunu bilmiyorum ama sperme benziyor."

Erkekler pis pis sesler çıkarmaya başladığında kızlar da aynı şekilde suratlarını buruştuyorlardı. Hoca bağırarak birşeyler söyledikten sonra derse döndü. Bu iğrenç şakalara alışmış olmalıydı.

Eray yanıma gelerek yine beni deli etmeden önce gayet güzel ders dinliyordum. "Yavrum," dedi cilveli bir tonda. "Bir öpücük versene be."

AMBALAJHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin