#17. BÖLÜM
KALP KIRIKLARI
Işıldayan güneşin altında soğuk çimlerin üstünde oturuyor ve hayatımın nereye sürüklendiğini anlamaya çalışıyordum. Kulaklarıma dolan kuş çığlıkları ve tenine temas eden soğuk toprak içimi titretiyordu. Her ne kadar güneş kış ayına inat tepede ısı yaymaya devam etsede bu, içimdeki huzursuzluğun yeşermesine engel değildi. Korkunç derecede kötü hissediyordum. Başlamadan biten oyunumun tabuları kafama yıkılmaya ve bir bir kalbimi kırmaya daha şimdiden başlamıştı bile.
Gözümden damlayan bir damla yaşı umursamadan karşıya bakmaya devam ettim. Şehir ayaklarımın altında bana büyük bir görüntü şöleni yaşatırken içimdeki burukluk bir an olsun susmak bilmiyordu. Sinirle oturduğum yerden kalktım. Kuzey'in kafasını toparlamak adına odasına çıkması, bizi de amacımıza ulaşamadan evden çıkmaya zorlamıştı. Yol boyunca tek kelime etmeyen Batuhan olanları biliyormuşcasına arabada bekliyor ve beni kafamdaki seslerle baş başa bırakıyordu.
Göz ucuyla arabada oturan Batuhan'a kısa bir bakış attım. Şimdi ne olacaktı? Kuzey'in hakkımda birçok şey bilmesi ve nerdeyse her detayı hatırlaması yeni bir sayfa açarak baştan başlamama engel olacaktı. Gerçi her halükarda Hale benim bir zamanlar şişman olduğumu dile getirip Kuzey'e benden bahsedecekti. Ama Kuzey'in herşeyi hatırlaması bambaşka bir duruma yol açıyordu. Ondan hoşlanmama kadar çoğu şeyi biliyordu. Bunca sene onun peşinde salak gibi dolaşmamı ve ona bakan sevgi dolu gözlerimi hep görmüştü ama umursamamıştı. Sanırım en çok canımı yakan nokta da buydu.
Standartın altında oluşum hiç bu kadar canımı yakmamıştı ve şu an içinde bulunduğum çaresiz durum beni çok daha dibe batırıyordu. İçimde yükselen inanılmaz ağlama isteğini sonraya saklayarak arabaya doğru ilerledim. Güçlü olmak zorundaydım. En azından öyle görünmeliydim.
Soğuk havayı arkamda bırakarak arabanın kapısını kapattım ve içerideki sıcak havanın beni içine çekmesine izin verdim.
"Neden onu bu kadar seviyorsun?"
Batuhan yine en olmadık zamanda en olmadık soruyu sormuştu.
"Nerden çıktı şimdi bu?" diye sordum mutsuzca.
"Sadece cevap ver, bilmek istiyorum."
Gözlerimi çevirerek Batuhan'ın mavi gözleriyle buluşturdum. Gözlerindeki ifadeden ne kadar mutsuz olduğunu anlayabiliyordum. Tıpkı benim gibi bakıyordu bana. Umutsuz.
"Bilmiyorum. Ben sadece üç yıl boyunca kafamın içindeki birine aşık oldum. Bu kişinin Kuzey olmasını ben istemedim. Umduğum tek şey Kuzey'in mükemmel görüntüsünün altında ki güzel ruhu ortaya çıkarmak."
Batuhan yenilgiyi kabul etmiş bir gülümseme gönderdi. "Öyle bir ruha sahip olsaydı sen burada olmazdın."
▫▫▫▫▫▫▫▫▫
Midemde hiç birşey kalmayana kadar kustuktan sonra yatağa girerek kafamı yastığa koydum. Ara vermiş olan mide hastalığım, depresyonumla birlikte ikramiyesiyle geri dönmüştü. Tek sinir bozucu yanı boğazıma yayılan acı tatla birlikte getirdiği sızıydı. Telefonumdan Buray'ın kimsenin suçu yok şarkısını açarak mırıldanmaya başladım.
Sesi Batuhan'ın sesini andırıyordu. İstemsizce gülümsedim. Batuhan ne kadar iyi biriydi; hiç tanımadığı birine yardım ediyor ve kardeşinin değil de benim tarafımda yer alıyordu. Kuzey'se onun tam tersiydi; beklediğim kadar iyi bir kalbe sahip değildi ama iyi bir yanı olduğunu biliyordum ve bunu ortaya çıkarmak için herşeyimi vermeye razıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMBALAJ
أدب المراهقينOdamda oturmuş internetteki ünlülere bakarken bir anda aklıma düşen hırsla zayıflamanın sırrını araştırdım. Herşey internette bulduğum o blogla başladı...