Sabah ahtapot misali belime sarılı kollarla kalktım. Doruk'a baktıgımda kafasını boynuma gömüştü. Verdiği her nefes tenime vuruyordu.
İki koluda sımsıkı belimi sarmıştı.Gülümseyerek ellerimi o yumuşacık saçlarına daldırdım. Nedensiz bir şekilde ona küs kalamıyordum. Ve galiba şu dört gün boyunca onu çok özlemistim.
" Saçlarımla alıp vermedigin ne var?" Konuşurken dudakları tenime temas ettiğinde gerildim. Hemen elimi geri çektim. Çektiğim anda homurdandı.
" Hayır." diye itiraz etti. " Ellerin orada kalsın. Saçlarımla oynamanı seviyorum." Elimi alıp saçlarına koydu. Gülümseyerek saçlarıyla oynamaya başladım.
" Neden okula gelmedin üç gün önce?" Derin nefes aldığını işittim. " İşlerim vardı."
" Nasıl bir iş?" meraklı meraklı sordum. " Seni ilgilendirmiyor bayan geveze."
" Gevezeymiş." diye homurdandım. " Çek şu ellerini belimden." Dilini şaklattı.
" Neden?" Dudaklarımı büzerek ona baktım. Bir an bakışları dudaklarıma kaysada kendini toparladı.
" Çünkü ben öyle istiyorum."
" Ne yani bütün gün yatakta mı vakit geçirecegiz?"
" Olabilir."
" Tembel!" diye cırladım
" Cırlama be kızım." Yüzünü buruşturdu." Kalk şu lanet yataktan." Çocuk gibi mırıldandı. " Beni yatagımla ayıramazsın."
Götünü bana dönüp yastığa sarıldı. Kaşlarımı çatıp ona bakmayı sürdürdüm.
" Kalkıyor musun? Kalkmıyor musun?" Hiç cevap vermeden uyumaya devam etti. Bende yatağın üstüne çıkıp hem zıplamaya hemde bağırmaya başladım.
" Sus be!" bana dönüp tısladı. Aldırmayıp bağırmaya devam ettim. Doruk bileğimi tutup beni kucağına düşürdügünde keskin inlemesini duydum.
" Sana sus demiştim geveze."
Yatakta ters döndü. Bu sefer ben altta o üstüme çıkmıştı." Sana ne ceza vermeliyim?" Tatlı tatlı ona baktım. " Hiç bir şey." Sonuna ise o masum gülücüğümü. Homurdandı.
" Yapma şöyle."
" Neden."
" Çünkü fazlasıyla tatlı oluyorsun.."
❆
" Lütfen bende geleyim."
" Hayır dedim arya markete gidip geleceğim. Bunda birşey yok."
" Hayır var." diye itiraz ettim. " Korkarım lütfen."
" Hayır " itiraz istemeyen ses tonuyla konuştu.
Cevabımı beklemeden de montu alıp çıktı.
Yemek için marketten bir şeyler almaya gidiyordu ama beni götürmüyordu. Sonuçta dağ başındayız her an her şey olabilir.Sıkıntıyla nefesimi dışarı verip çığlık attım. Şu an fazlasıyla sinirliydim Doruk hemen çıkagelse bir kaşık suda boğardım Onu.
Paytak Paytak koltuklara yürüyüp oturdum. Kumandayı alıp kanal gezmeye başladım. Yarışma programı denk gelince sesini açıp izlemeye başladım.
Biran da camdan ses gelince irkilerek arkama döndüm ama kimse yoktu. Takmayıp önüme döndüm. Bir dahaki ne aksi daha şiddetli ses gelince hızla koltuktan kalktım.
" Siktir.." gidip bütün kapıları teker teker kitledim. Koşar adımlarla masaya dogru gittim. Tam telefonumu alıcakken elektrikler kesildi.
" Ve milyonlarca siktir.." hava yağmurlu olduğu için içerisi karanlıktı ve bizde ışığı açmıştık. Şuan da aşırı korkmuştum. Hiç vakit kaybetmeden telefonu alıp ' Bay Ukala ' yazısına tikladım.
" Off Arya bir duramadın mı evde."
" Doruk.." sesim sonlara doğru kısılmıştı.
" Bebeğim iyi mısın? Birşey mi oldu?"
" D-Doruk lütfen gel çok korkuyorum.."
" Şs tamam bebeğim sakin ol ben hemen geliyorum." Onunda sesi endişeli geliyordu hatta gereğinden fazla.
Doruk Dağlı benim için endişeleniyordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZILIMSI
ChickLit" Herkesten ve bencillikten nefret ediyorum.Hiç bir bok yaşamadan bütün gün ağlayan ınsanlardan tiksiniyorum. Psikoloğumun sürekli bana verip durduğu antidepresanlardan nefret ediyorum.Beni dıştan görenler mutsuzlugumu anlamıyorlar. Her şeye sahip o...