Sinirle dolabıma bakıyordum. Gerçekten o kadar çok giyecek kıyafetim vardı ki! Hangisini giyecegimi şaşırıyordum.
" Haydi Arya! Okula geç kalacaksın." sıkıntıyla nefesimi dışarıya üfledim.
" Geliyorum Anne!" Hemen siyah dar pantolonumu bacaklarımdan geçirdim. Üstüme salaş bir t-shirt geçirdim. Çantamı alıp apar topar aşağıya indim.
" Günaydın!"
" Sonunda." Annem ve babam aynıanda aynı kelimeyi söyleyince gözlerimi devirdim.
" Abartmayın." Tabağıma bir miktar peynir koyup kahvaltımı etmeye başladım.
" Bak arya." Babam konuşmaya başlayınca sıkıntıyla mızmızlandım. " Okulunda kavga etmeni istemiyorum." İç çekerek onayladım.
" Tamam baba." Elimdeki çatalı masaya bırakıp babama döndüm.
" İzninle okula gideceğim." Babam başıyla onaylayıp kahvaltısına geri döndü. Bende çok beklemeden çantamı alıp evden çıktım.
Buraya taşınalı neredeyse bir hafta oluyordu. Taşınma nedenimiz ise babamın işleri yüzünden temelli Izmir'e taşınmıştık.
Yeni bir sayfa açacagım için üstüme çok düşüyolardı. Ama ben bunu istemiyordum. On sekiz yaşındaydım ve istedigim gibi hayatımı yaşayabilirdim ama izin vermiyorlardı.
Ya telefonu elimden alır bir hafta vermezlerdi.
Ya da odaya dört gün kapatırlardı.
Hadi ama ben çocuk muyum?
Sıkıntıyla nefesimi dışarıya üfledim. Burada yalnız değildim. Bir yıl önce en yakın arkadaşım Cansu Izmir'e okumak için taşınmıştı.
Ama ne olursa olsun biz bağımızı koparmamıştık. Onu görecegim için inanılmaz heyecanlıydım. Okula adımımı attığımda heyecanımı bastırarak yürümeye başladım.
Topuklu ayakkabı giydigim için tok ses etrafa yayılıyordu. Herkes gözlerini bana çevirmis beni inceliyorlardı.
" Arya!" Sesini duyduğum an nefesimi tutup arkama döndüm.
" Cansu!" Koşup üstüme atladı. Gülerek ona sıkı sıkı sarıldım.
" Çok değişmişsin Arya!" Benden ayrıldıgında inanamaz gözlerle beni süzüyordu.
" Aman hep ayni ben." Ellerimi geçistirmek için iki yana salladım. Yoksa bu çok uzardı.
" Hadi gel kafeterya'ya gidelim." Başımı onaylarcasına salladım. Yürüyerek okula girdik. Sağ dönüp büyük kapıya girdik. Bir sürü kişi vardı. Ve biz girdigimiz an gözler bize çevrilmisti.
Onları umursamamaya çalışarak boş bir yer bulup oturduk. Cansuyla şu bir yıl da neler yaptıgimizi konuşuyorduk. Üstumde gezinen bakişlar hissedince kafamı kaldırıp baktım.
Erkek gurubundan bir cocuk dikkatlice beni süzüyordu. Bende onu incelemeye başladım. Boydan boya siyahlara bürünmüştü. Çikolata rengi gözleri dikkatlice beni süzüyordu. O tahmin ettigim yumuşacık saçları dağılmıştı.
Rahatsız olduğumu belli edercesine kıpırdandım Cansuya biraz eğilip konuşmaya basladım.
" Cansu şu çapramizdaki erkek gurubundaki bir cocuk sürekli bana bakıyor!" Rahatsız olduğumu belli eden bir ses tonuyla konustum. Kafasıni kaldırıp erkek gurubuna bakmaya başladı.
Hemen gözelerini bana çevirdi.
" Ah, Allah'ım!" Dehşete kapılmis bir sekilde bakıyordu.
" Ne oldu cansu?"
" O .." sesi titremisti. Ona biraz daha yaklaşıp elini tuttum.
" Eğer düşündugum şeyse aklındakini yapmadan rahat durmayacak Arya.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZILIMSI
ChickLit" Herkesten ve bencillikten nefret ediyorum.Hiç bir bok yaşamadan bütün gün ağlayan ınsanlardan tiksiniyorum. Psikoloğumun sürekli bana verip durduğu antidepresanlardan nefret ediyorum.Beni dıştan görenler mutsuzlugumu anlamıyorlar. Her şeye sahip o...