Multi; Doruk Dağlı
* * *
Son dersten çıkıp kendimi dışarı attım. Aklıma Doruk takıldı O çocuk benden ne istiyordu ki? Daha okula geleli bir gün bile olmamıştı.
Kafamı iki yana sallayıp düşüncelerimden arındım. Biraz daha bu konuyu düşünürsem kafayı yiyecektim. Çantamı daha sıkı kavradım. Okul kapısından çıktıgımda ciğerlerime derin bir hava doldu.
Merdivenlerden üçer beşer atlayıp yürümeye başladım. Birde eve gidince ilk gün ne yaptım onu anlatıcaktım. Bu düşünce gözlerimi devirmemi sağladı.
" Bensiz nereye gittiğini sanıyorsun" arkadan cırtlak ses geldiğinde kulaklarımı kapatma isteğimle dolup taştım.
" Seni bulamadım" bir bahane bulup ona sunmuştum. Düşünmeye ihtiyacım vardı ve tek başıma gitmek istemiştim.
" Ah, pekala seni bu seferlik affedebilirim" gülümseyerek başımı iki yana salladim. Bakışlarımı arkaya kaydı. Doruk ve gurubu dikkatlice bizi izliyolardı.
" Upss." Cansu anlamayan bir ifadeyle bana bakıyordu. Nereye baktıgımı anlayınca o da arkasına dönüp baktığım yere baktı.
Ani bir haraketle bana dönüp iri iri olmuş gözlerle bakmaya başladı. Dudaklarımı büzmekle yetindim. Hızlı haraketlerle yanıma gelip kolumu tuttu. Çekiştirerek okuldan çıktı. Kolumu kurtarıp ona bakmaya başladım.
" Sen ne yapmaya çalışıyorsun?" Tehditkar bakışlarımı üstünde gezindirdim.
" Asıl sen ne yapmaya çalışıyorsun?" diye şakıdı.
" Birsey yapmaya çalışmıyorum."
" Lanet olsun Arya. Beni anlamıyorsun onlardan uzak dur. Onlarla işi-" lafını kesip bağırmaya başladım.
" Ne cansu Ne? Sabahtan beri yok o çok tehlikeli yok o çok karanlık tip. Onunla işin olmaz. O sana göre değil. Ona asık olmamdan mi korkuyorsun? Ona asla aşık olmam ben duydun mu beni!! Onu sevdiğini daha açık bir dilde söyleyebilirdin." Gözlerini iri iri açıp bana bakmaya başladı.
" Ve sakın bana emir verme. Bundan hoşlanmadığımı biliyorsun sakın" işaret parmağımı ona sallayarak baktım.
Gözlerinin doldugunu hissettim ama aldırmadım. Tam konuşacaktı ki onu elimle susturdum. Arkamı dönüp eve doğru gitmeye başladım.
❆
Çantamdan evin anahtarını çıkartıp deliğe sokup cevirdim. İçeriye girip topuklu ayakkabılarımı çıkardım. Hangi hakla hizmet topuklu ayakkabı giymiştim ki? Sıkıntıyla nefesimi üfleyip içeri geçtim.
" Merhaba " diye mırıldandım. Annemle babam bana dönüp gülümsediler.
" Merhaba tatlım okulun nasıldı?" Hadi başlıyoruz diye geçirdim içimden.
" Sıradan." Diye gecistirdim.
" Hadi ama tatlım. Anlat bize."
" Anne bu konuları bahsetmeyi sevmedigimi biliyorsun." Annem sıkıntıyla nefesini dışarı verdi. Tam konuşacakken babam lafını kesti.
" Tamam arya sen yukarı gidebilirsin." Otuz iki diş sırıtıp çantamı koltuktan aldım. Merdivenlerden çıkıp siyah kapıyı açtım.
Çantamı yere atıp üstümdekileri çıkarmaya başladım. Giysi dolabıma ilerleyip şortumu bacaklarımdan geçirdim. Üstümede askılı bir badi geçirdim. Giydiklerimi elime alıp banyoya ilerledim.
Kirli sepetine attım. Musluğu açıp soğuk suyla elimi yüzümü yikadim. İçeriye geçip yatağıma oturdum. Aklımdaki düşünceler gine baş göstermisti.
Cansu niye böyle yapıyordu. Doruktan beni uzak tutuyordu. Tabii gidip doruk'un yanına gidecek halim yoktu. Ama cansu'nun tavırları beni sinir etmişti. İki seçenek vardı.
Cansu'nun dedikleri harfi harfiyle doğruydu.
Ya da Cansu Doruk'u seviyordu.
Başımı ellerimim arasına alıp şafaklarımı ovaladim. Herşeyi kafaya takan bir tip değildim. Ama birşeye sinirlenince hep aklıma geliyordu.
Karnımın aç olduğunu hissettigimse yataktan kaldip odamdan çıktım. Merdivenlerden inip mutfağa girdim. Kendime savdivinc hazırladim küçük bardağa meyve suyunu koydum. Yavaş yavaş yemek yemeğe başladım.
Tabağı ve bardağı bulaşık makinesine yerleştirdim. Uyuşuk adımlarla odama çıktim. Yatağıma girip Uykuya teslim oldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZILIMSI
ChickLit" Herkesten ve bencillikten nefret ediyorum.Hiç bir bok yaşamadan bütün gün ağlayan ınsanlardan tiksiniyorum. Psikoloğumun sürekli bana verip durduğu antidepresanlardan nefret ediyorum.Beni dıştan görenler mutsuzlugumu anlamıyorlar. Her şeye sahip o...