Bölüm 13 - Esir

62.6K 3.4K 626
                                    

Şoka girmiş kendi kendime söylenirken titreyerek bahçe kapısından dışarı attım kendimi. Gözümün önündeki tek şey Kerem'in yerde yatan hareketsiz bedeniydi. Bir anda beni saran kollar çığlık atmama sebep oldu.

Ama kollar beni hızla kendisine çevirdi. Ali.

"Deniz! Deniz neyin var?"

"Ali ben... Ben..."

Kanayan elimi eline aldı "Bir şey mi yaptı sana o hayvan?"

"Öldürdüm... Katil oldum... Ben... O... Öldü..."

Elleriyle yüzümdeki saçları geri çekip gözlerimi açtı. Yanağımdan tuttu.

"Sakince anlat lütfen!"

"Katil oldum... Hapse giremem ben..." deyip koşmaya başladım.

Nereye koştuğumu bilmiyordum. Nefesim düzensizdi. Sokağın sonuna geldiğimde durdum. Ali de hemen arkamdaydı.

Beni tekrar yakaladı ve kollarımdan sıkıca tuttu.

"Deniz yüzüme bak! Sakin ol anlat öldüğünü nereden biliyorsun?"

"Ben elimde demir bir sopa vardı... Ayakkabı şeyi işte... Kafasına vurdum... AMA VURMAK ZORUNDAYDIM ÇÜNKÜ SALDIRIYORDU. HAYIR DEDİM DURMADI... DURSAYDI..."

Ali kollarımı bıraktı ve bir an durdu. "Gel benimle." deyip kolumdan çekti. Yaprak gibi savruluyordum zaten çektiği yöne gittim.

Biraz yürüyüp bir telefon kulübesinin önünde durdu.

"Alo. Ben az önce sokaktan geçiyordum. Bir evden geçen sesler duydum... Evet... Sanırım kavga var biri yaralanmış olabilir... Evet... Hayır hayır... Tamam adresi veriyorum..."

Ahizeyi yerine koyup bana döndü. "Ambulansı aradım. Birazdan gelirler bir şey olmaz her şey hallolacak. "

"Ne hallolacak Ali öldürdüm ben onu! Ellerimde kanı var!" dedim hıçkırarak.

"Aslında... O senin kanın sanırım Deniz..." dedi yüzünü buruşturup.

"Şey evet... Yani evet ellerimdeki kendi kanım ama mecazen dedim be, deyim olarak..."

"Ha... O zaman tamam..."

İkimizde birbirimize baktık. Yine ne kadar güzel gözleri olduğunu düşünüyordum ki bir anda, kustum...


***

"Beni saklamalısın" demiştim ona panikle "Her yerde parmak izim var. Mutlaka peşime düşeceklerdir."

O da mecburen beni doğruca o külüstür depoya getirmişti ve şimdi kapısının önünce duruyorduk.Tabi önce bir su şişesi alıp elimi yüzümü yıkamıştık çünkü şokun etkisiyle ne var ne yoksa kusmuştum sokağın ortasında.

"Beni burada bekle." deyip içeri girdi. İki üç dakika sonra geri döndüğünde elinde siyah kapüşonlu bir sweat vardı.

"Giy bunu ve başını kaldırmadan beni takip et. Saçlarını da topla."

Dediklerini yaptım ve artık iyice aşina olduğum o depoya benzer tuhaf ortamdan içeri girip beni en son buraya getirdiğinde uyandığım odaya kadar onu takip ettim.

İçeri girdiğimizde arkamızdan kapıyı kilitledi ve derin bir nefes aldı. Eliyle bana yatağı gösterince ayaklarımı karnıma çekip oturdum.

O ise yatağın altına eğilip bir kutu çıkardı. Yatağın üzerine getirip açtı ve biraz karıştırdı. Sonra sol elimi eline alıp pansuman yapmaya başladı. "Kan kaybına daha fazla müsade edemeyiz değil mi?" dedi yumuşak bir sesle. Benimse herhangi bir şey söyleyecek halim yoktu.

Sokak DövüşüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin