Son hatırladığım şey Emre'nin eğilmiş bir şeyler imzalayan haliydi. Sonra bütün duyularım yavaşça solup gittti.
Bulutların üzerinde gibiydim artık. Beni saran bütün dünya yumuşak pamuk şekerinden ibaret gibiydi. Zaman kavramı sanki hiç var olmamıştı.
Yüzüme vuran güneşi hissettim önce. Sonra bedenimi ve gerçek dünyayı hissetmeye başladım. Yüzlerce kilo ağırlığındaki elimi kaldırıp gözlerimi ovaladım. Yüzümde ağrılar vardı.
Çift kişik bir yatakta, kabarık beyaz örtüler arasında tek başımaydım. Çevremi saran üç beş beyaz yastık, üzerimde de kırmızı bir battaniye vardı.
Yatağın arkasındaki geniş pencereden odaya dolan güneş her şeyi huzurlu gösteriyordu. Sade ve ferah dekore edilmiş bir yatak odasındaydım. Sol yanımdaki çift kişilik dar koltukta Ali uyuyordu. Onu üzerinde de benimkine benzer bir battaniye vardı.
Bedenimi tekrar hissedebilmek ve nerede olduğumu anlayabilmek için bacaklarımı yataktan aşağı sarkıttım. Ayaklarım çıplaktı. Üzerinde siyah bir eşofman ve uzun kollu bir penye vardı. Ayağa kalktım ama bir adım atar atmaz dengemi kaybedip gürültüyle yere oturdum.
"Deniz! Uyandın mı sen?"
Ali uykulu ve şiş gözleriyle yanımda bitmişti. Yavaşça yatağa tekrar girmeme yardım etti.
"İyiyim merak etme. Sadece şey- Ben birden kalkınca şey oldu-"
Sözlerimi toparlayamıyordum. Gözlerini bu kadar yakından görmek bana öpüşmemizi hatırlatmıştı. Allahım lütfen kızarmayım diyordum içimden.
"Biliyorum bücür. İyisin iyisin ama dinlenmen gerek."
Yatağın yanına çöküp elimi tuttu.
Yapma bunu yapma oğlum.Açık kapıdan içeri, gözlerini kırpıştırarak ve uykulu bir sesle girdi Emre.
"Uyandınız mı gençler?"
"Gel Emre." dedi Ali çok samimi bir sesle. "Konuşmamız gereken şeyler var. "
"Doğru." deyip yatağın ayak kısmına oturdu.
"Neresi burası?" dedim kısık bir sesle.
"Benim evim duvardaki posterlerden anlatsın sanmıştım." dedi Emre salak salak gülerken "Ve şu anda da kuş tüyü yatağımda yatmaktasın."
Gerçekten de duvardaki motosiklet posterlerini daha önce nasıl fark etmediğime şaşırarak çevreme bakındım.
Bu sırada ikisinin de birbirlerine bakarak güldüğünü gördüm. Ne ara kanka olmuştu bunlar?
Ellerimle yüzümü kapatıp kendimi yastığa bıraktım ve acıyla söylendim, "Neler oldu böyle? Ne yaşadık biz?"
"Geçti üzülme." diyerek dizime dokundu Ali.
Ellerimi yüzümden hızla çektim.
"NE GEÇMESİ? Ali hala borcun var, Emre sen de söz verdin imza attın? Ne yapacağız şimdi?"
"Ne yapacağııız... Sanırım dövüşeceğiz." dedi Ali umursamazca.
"Ne bu haliniz, siz ne ara kanka oldunuz ya? Emre sen neden Ali'nin arkasını koluyorsun? Ve Ali artık izin ver sorayım ne borcu bu siktiğimin borcu?"
İkisi de birbirine baktı.
"Ben yiyecek bir şeyler ayarlayayım. Aşağıdayım." diyip kalktı Emre.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sokak Dövüşü
Teen FictionSağlam ve sıradışı bir hikaye okumak ister misin? Cevabın evetse bu hikaye tam sana göre. **** Tertemiz bir hayatı olmasına rağmen feci halde bela arayan asi bir kız. Çünkü yaşadığını hissetmesi lazım. Belalı bir hayatı olmasına rağmen tertemiz bir...