Bölüm 46 - Hain

29.6K 1.8K 374
                                    

Lets read! But first take a selfieee sjdjfkf

Öhöm öhöm... Şimdi arkadaşlar bölümü attıktan 2 gün sonra "yb nerede kaldı ?!" diye baskı yapmayalım lütfen 😂Arada öyle hızlı da yazmışlığım çok zaten yazdım mı öyle biriktireyim bekleteyim işlerine giremiyorum direkt paylaşıyorum ama hep olmaz o hız bilin yani 😂

Bölüm tam bir "ünlem işareti(!) şooov" olmuştu çünkü herkes birbirine bağırıyordu ahdjfkkf. Kaç tane ünlem oldu biriniz saysın merak ettim 😂

Neyse dikkati ünlemlerden öteye dağıtsın diye Berk Atan Şov'a çevirdim bölümü nasıl olmuş? Yazarsınız 😂😂😂

"Deniz. Bu şifreler Ali'nin attığı adrese pek benzemiyor."

"Nasıl yani?" Dedim onu baktığı yönlere bakmaya çalışarak.

"Bu adreslerin birer harfi bile uymuyor. Bence ters giden bir şeyler var."

Emin olmak için tekrar tekrar ve tekrar baktım. Bu adresin o şekilde şifrelenmesi imkansız görünüyordu ve ben kendimi gerçekten çok kötü hissetmeye başlamıştım.

Emre yerinden ayağa fırladı ve kağıtları toplamaya başladı.

"Hemen polise göstermeliyiz bunları! Deniz topla aşağı indirelim! Çantayı da al!"

"Emin misin Emre? Polise söylemeli miyiz?"

"Yapabilecek başka neyimiz var? Şifrenin açılımını bile bilmiyoruz. Onlar çözebilir. "

"Peki ya Ali sadece sen yanına gelme diye böyle bir şey yapmış olamaz mı?"

"Sanmıyorum. Yani olabilir. Ama yapmaz. Of bilmiyorum kızım polis anlar nasılsa durumu."

Hızla kağıtları toplayıp merdivenlerden aşağı indik. O kadar gürültülüydük ki salona vardığımızda herkes zaten bize bakıyordu.

Üstelik üzerimizdeki gözlerin sayısı beklediğimizden çok daha fazlaydı. Zafer başkomiser ve yanında getirdiği birkaç polisle salonun kalabalığı iyice bunaltıcı bir hale gelmişti.

"Adreste tuzak vardı!" diye haykırdı başkomiser

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Adreste tuzak vardı!" diye haykırdı başkomiser. Siniri ve gerginliğinin dayanılmaz bir seviyede olduğu her halinden belliydi. "Siz çocuklara güvenmekle hata yapmadığımı söyleyin bana! Çünkü bir oyun değil! İki adamım vuruldu, çatışmadan çıktık!"

Sesi odada çınlarken irkilmemek imkansızdı. Yutkunmadan edemedim. Ama tavrını umursayabilecek halde değildim, kaybedecek zamanımız yoktu.

Sokak DövüşüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin