Bölüm 22 - Sakın Affetme

49.1K 2.7K 497
                                    

Bütün yol düşünmüş ve gece onların dövüşünü izlemeye gitmeye karar vermiştim. Ama Ali'ye kesinlikle bundan bahsetmedim çünkü izin vermeyeceğini, karşı çıkacağını bu yaşadıklarımı bir wattpad hikayesi olarak okuyan birisi bile tahmin edebilirdi.

Yine de eve vardığımda henüz akşam olmamıştı ben de eşofmanlarımı alıp Soner hocaya gitmeye karar verdim.

Bütün yolsa sinirden sigara içtim ve Asya'nın durumunu düşündüm. Keşke elimizde daha iyi imkanlar ve daha çok para olsaydı. Ali bu salak dövüşlerle uğraşmasa kardeşiyle ilgilenebilseydi. Aslında Emre'nin de benim de ailem zengindi. Ama son zamanlarda anlamıştım ki onun da ailesiyle arası benimkinden farksızdı. Böyle şeyler isteyebilecek gibi değildik. Ama ben belki de her şeye rağmen babamdan istemeliydim para. Belki kabul ederdi ve bu her şeyi çözerdi.

"Bugün erkencisin çekirge."

"Hocam siz de erken gelsem laf geç gelsem laf." dedim sırıtarak.

"İyi hadi sen aşağı in hazırlan geliyorum ben de."

"Tamamdır hocam."

Aşağıya indim ve küçük soyunma odasında hazırlandım. Genelde dövüşte kullandığım el sargılarım bu dolaplarda olurdu. Ama sanırım temizlikçi yerini değiştirmişti. Çevredeki diğer dolaplara bakındım pek öyle bir şeyler yoktu.

Belki de temizlikçi onları hocanın zannetmiştir diye düşündüm ringe doğru yürüyorken hocanın çalışma masasını görünce.

Çekmecelerden birine elimi attım. Boş sayılırdı. Umursamazca ikinciye elimi attığımda donakaldım.

Burada buruşuk bir fotoğraf vardı. Ali'nin deposunda gördüğüm adamlardan biri. Halil. Çok daha gençti ama tanımamak imkansızdı. Onun sol yanındaysa genç haliyle Soner hoca vardı. Yanlarındaki diğer adama daha iyi bakmak için ışığa doğru tuttum fotoğrafı ama Soner hocanın ayak sesleri beni ürküttü ve hızla yerine koydum.

Bunlar birbirini tanıyordu. Ama ama soner hoca çok iyi biri gibiydi... Kandırılmış mıydım? Saf mıydım o kadar? Kalbim hala hızla atarken Soner hoca karşımda dikilmişti.

Sinirli sinirli bakıyordu.

"Deniz?"

"E-efendim hocam?"

"Tahmin ettiğim şeyi mi yaptın sen?"

Anlamış mıydı? Kamera mı vardı yoksa buralarda?

"Ne-neyi hocam?"

"Bu koku ne?"

"Anlamadım ne kokusu?"

"Anlamazsın tabi kokuyu içen kişi almaz. Sigara içmişsin sen. Leş gibi kokuyorsun."

"Hee onu mu? Şey yani içtim evet."

"Kızım biz burada spor yapıyoruz hiç yakıştıramadım sana."

"Haklısınız hocam." dedim boynunu büküp.

"Haklıysan bırakıyorsun o şeyi. Sizin yaşlarınızda içince havalı mı sanıyorsunuz kendinizi? Hava öyle bir şey değil. Ciğerlerine yazık."

"Doğru söylüyorsunuz hocam. "

"Söz ver bakayım?" dedi muzip bir bakışla arkasını dönerken.

"Söz veriyorum içmeyeceğim." dedim çaresizce. Sigara kurban olsun yakalanmadım ya Allaha şükür.

"O zaman bir deee... BUNU KARŞILA!" dedi bana doğru yumruğuyla dönerken.

Nasıl yaptığımı ben de bilmiyordum ama refleks olarak eğildim ve kendimi aşağı doğrı yönlendirirken onun kolunu kavrayıp arkasına doğru kıvırdım.

Sokak DövüşüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin