Biliyorum biliyorum çok geç kaldı ne deseniz haklısınız :(
Ama sağlık sorunlarım çıktı yazamadım bir türlü. Şimdi hep bir bahane diyeceksiniz ama hayat böyle işte napalım bir ucundan tutuyoruz diğer ucu kaçıyor. Bir sorun bitiyor diğer başlıyor.
Eski bölüme yorum olarak hızlı yazmadın beni kaybettin tarzı yorumlar olmuş. Yapabileceğim bir şey yok makine değilim hayatım süper değil. Elimden geldiğince yazıyorum sizin için. Ortak bir şeyler paylaşmanın güzelliğini yaşamak için.
Anlayışlı olanlarla devam edebilirim. 10 kişi de olsa değerlidir benim için. Fark etmez ben yine yazarım :) Yeter ki karşılıklı birbirimize değer verdiğimiz 10 kişi olsun.
Neyse umarım keyif alırsınız :)
İyi okumalar :)
Sınav haftasının son günüydü ve ben tüm hafta boyunca okulda Keremle artistik pozlar eşliğinde sınavlara girip çıkmıştım. Öyle dibimdeydi ki o yanımda olmadan kimseyle konuşamıyordum. Emre ile uzaktan birkaç kez bakışmıştık. Ali'yi ise o günden sonra hiç görmemiştim. Nerede olabileceğine dair düşünmeye başladığım anda mideme kramplar girse de, Kerem'den uzaksa başı çok da belada değildir, diye düşünerek kendimi teselli etmeye çalışıyordum. Ama üzerimde tüm enerjimi emen kara bir bulut varmış gibi hissediyordum. Üzerinde duruyor ruhuma hatta bazen bedenime ağrı yapıyordu. Ve neyi düşünürsem düşüneyim bu geçmiyordu.
Okulda görünmeyen bir diğer isim ise Banu'ydu. Verdiğim notu ne yaptığını düşünmekten paranoyaklaşmıştım. Getirip onu Kerem'e vermiş olma ihtimali var mıydı? Peki Kerem notu okumuş ve hiçbir şey olmamış gibi karşımda dikilmeye devam ediyor olabilir miydi? Tabi ki olabilirdi. Sonuçta o engelli numarası yapmıştı gözümün içine baka baka. Kerem'in ne kadar sayko bir tip olduğu fikrini aklımdan uzaklaştırmaya çalıştım. Çünkü o kolunu omuzuma atmış yürürken bunları düşünmek pek işime yaramıyordu.
Zil sesi koridorda çınlarken uzaktan Banu'yu gördüm. Bana gel der gibi bakıyordu.
"Tuvalete girmem lazım. " dedim somurtarak Kerem'e.
"Çıkmadan yap demiştim. Topu topu bir saat kalıyorsun okulda. "
"Kızsal bir mevzu." dedim en kısa ve net bahaneydi.
Bu sırada tuvalet koridoruna ilerleyen Banu'yu gördüm gözümün ucuyla.
Kerem bezgince "Tamam kapıdayım 2 dakikaya çıkıyorsun." dedi.
Banu'nun ben girerken Kerem'e görünmeyecek kadar ilerlediğinden emin olunca arkamda Kerem ile tuvalete doğru dönüş yaptım.
"Kızların işi 2 dakikaya bitmez."
İçeri girdiğimde Banu lavaboya yaslanmış sıkıntıyla yere bakıyordu. Son gördüğümden bu yana daha iyi gibiydi. Yine de yüzündeki sivilceler duruyordu ama onları biraz kapatmaya çalışmıştı.
"Merhaba" dedim çekinerek.
O ise kendinden emin bir şekilde "Merhaba Deniz." diye bana döndü.
Düzeltiyorum son gördüğümden bu yana bayağı iydi.
"Notunu Ali'ye verdim. Uzun sürdü çünkü okulde görünmüyor bayağıdır. O da sana bunu yolladı."
Avucunu açtığında dörde katlanmış kağıdı hemen kaptım.
"Her şey senin planladığın gibi ilerliyor. Zor ama katlanmamız lazım, biliyorum. Seni her zaman seveceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sokak Dövüşü
Teen FictionSağlam ve sıradışı bir hikaye okumak ister misin? Cevabın evetse bu hikaye tam sana göre. **** Tertemiz bir hayatı olmasına rağmen feci halde bela arayan asi bir kız. Çünkü yaşadığını hissetmesi lazım. Belalı bir hayatı olmasına rağmen tertemiz bir...