Şaşırmamam gerekirdi. Dünyam elini yanağıma koyduğu an değişmişti; bunu bir kez daha yaptığı anda değişmemesi için hiçbir sebep yoktu.
Fakat eli yüzümü ikinci kez sardığında ikimizin de nefesi kesildi, affallamış halde kendimizi geri çektik. Parmaklarım istemsizce yanağımada ki alev almış noktaya gitti, Kıvanç da sağ elini sol eliyle kavradı.
Dışarıdan bakan biri kendimizi korumaya hatta birbirimizden sakınmaya calıştığımızı düşünebilirdi. Ancak benim için durumun bunla bir alakası yoktu.Teni benimkine temas ettiği an, kafa derimden parmak uçlarıma dek tüm bedenime bir akım yayılmıştı. Bu akım göğüs kafesim deki sızıyı ve o bana her baktığında omurgamda beliren ürpertiyi azar azar yanan közlere çevirmişti. Yüreğim, beynim, tenim hepsi biran için ateşin, sadece yanağımdaki kıvılcımın çaktığı ateşin girdabına çekilmişti.
Daha önce hiç bukadar canlandırıcı birsey hissetmemiştim. Ölüyken de, hatta canlıyken de. Böyle olduğunu derinler de biliyordum.
Kıvanç elini ovalayarak bana bakıyordu. Sanki uzun bir koşudan dönmüş gibi kesik kesik nefes alıp veriyordu. Soluk almakta zorlanarak gülümsedi. Kocaman."Neydi?" Diye sormayı becerebildi. "Neydi o?"
"Hiçbir fikrim yok." Gülmeye başladım. "Bir daha yapmak istermisin."
"Tabii ki," diye hırıldadı ve kucağımdaki elime uzandı.
Yanağımı kavradığında olduğu gibi bir mükemmel temas kuramadık. Yani tam olarak öyle olmadı.Tenin dokusunu veya benimkileri kavrayan parmaklarının gücünü hissedemiyor dum. Yaşayan dünyaya ait bir şeye ne zaman gelen o eski, tanıdık baskıyı hissettim. Fakat uyuşmuş hissetmedim; o hummalı şok yeniden geldi, tıpkı daha önceki gibi güçlü ve inanılmazdı.
Aynı anda ellerimizi Çektiğimiz de yeniden soluk soluğa kalmıştık.
"Bu...Bu sana ne hissettiriyor?" diye kekelemeyi başardım sonunda.
"Ateş gibi. Muhteşem bir ateş. Sana ?"
"Aynısını. Iyi." Mahcup bir şekilde omzunu silktim. "Çok iyi."
"Neredeyse nefessiz kaldım," diye itiraf etti sırıtarak.
"Bende." Güldüm. "Söz konusu kişinin nefes almaya ihtiyacı olmadığını düşünürsek..."
Gülümsemeyi kesti ve başını hafifçe yana yatırdı. Sözcüklerimden anında pişman olmuştum. Aptallık etmiş, bizi o andan koparıp asıl meseleye geri döndürmüştüm. Kendime öfkelenerek başımı iki yana salladım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP RUH
Fantasy"SAF, DOKUNAKLI VE HAYALETLİ BİR AŞK HİKAYESİ Yine nehirde süzülüyordum. Ancak bu kez nefes aldığımda ciğerlerim , etrafımı saran çamurlu suyla dolmuyordu. Bedenim bu kâbustan önceki kadar hafifti hala. Nehirde süzülüyor , öfkeli akıntının sürüklem...