Camdaki yumruklama sesini duyunca, dudaklarımız tek nefeslik mesafedeyken öylece donakaldık.
Kıvanç sıktığı dişleri arasından " Kim o?" siye sordu.Başımı hareket ettirmeden arkasına doğru bakmaya çalıştım.
"Bir kız," diye fısıldadım.
Kıvanç davetsiz misafirimizle yüzleşmek üzere dönmeden önce parmaklarımı hafifçe sıktı ve elini benimkinden çekti. Camını aşağı indirdi ve kahkaha attı.
"Senin için ne yapabilirim sevgili kız kardeşim?" diye sordu misafire.
"Beni utandırmamakla işe başlayabilirsin," diye homurdandı kız.
Bu elbette Tutkuydu. Onu daha iyi görebilmek için sağa doğru uzandım fakat sadece dar kalçalarını ve onlara dayadığı küçük ellerini gördüm.
"Aman Tanrım, Tutku," dedi Kıvanç sahte bir korku ifadesiyle. "Çok özür dilerim. Senin popülerliğin hayatımdaki en önemli şey biliyorsun."
"Saçmalamayı kes Kıvanç," diye parladı Tutku. "Okula dilenci gibi gelmen yeterince kötü zaten, üstüne birde öğle tatilini arabada kendi kendine konuşarak mı geçireceksin?"
"Münazara dersi için pratik yapıyordum."
Tutku, alaycı bir şekilde homurdandı. " Sen münazara dersi almıyorsun ki. Ayrıca öğle yemeğini tek başına yediğin de olmamıştır hiç. İnsanlar arkandan laf ediyor."
"Peki, bu neden umurumda olmalıymış?"
Tutkunun küçük elleri kalçasından kalkıp dua edercesine birbirine yapıştı. "Çünkü küçük kız kardeşin son senesinde Balo Kraliçesi olmayı gerçekten çok istiyor ve ona yararlı bağlantılar sağlamazsan bunu yapabilecek gibi görünmüyor."
Kıvanç sızlandı ve koltuğuna gömüldü. Bu sızlanmadan yılmayan Tutku, eğilip açık pencereden başını uzattı. Yalvarmak için dudaklarını büzüştürdüğünde bile o alaycı ifade vardı yüzünde.
Şansı varmış ki yalvarışları Kıvanç'ı etkiledi. Pişmanlık besleyen tavırlarını fark edince Kıvanç içten bir kahkaha attı. Tutku'da güldüğünde yüzü tamamen değişti. Sert hatları yumuşadı ve ela gözleri parıldadı. Güldüğünde güzelleşiyordu.
"Tamam," diyerek kabul etti Kıvanç. " Sosyalleşeceğim ama sırf bütün geleceğin buna bağlı olduğu için."
Tutku tekrar homurdandı fakat tartışmaya devam etmenin gereksiz olduğunu düşünmüş olmalıydı. Kendisini toparladı ellerini bir kez daha kalçalarına yerleştirdi ve Kıvanç camı kaparken bekledi.
Sonra bana dönüp fısıldadı "Sınıfa geliyor musun?"
Bir anlığına tereddüt ettim ve fısıldadım: "Sonuçta cebirden kalmaman için birinin yardımına ihtiyacın var."
Kıvanç kapısını açtı ve arabadan çıktı. Tutkunun yanından dolanıp yolcu tarafına geçti. Muhtemelen kendisini inceleyip incelemediğini anlamak üzere kız kardeşine hızlı bir bakış atarak benim kapımı açtı ve yerde duran çantasını almak için eğildi. Yerimde doğruldum ve onun bedeni ile kapının arasında dar açık alandan sürtünmeden çıkmaya çalışarak geçtim.
Görünüşe göre Kıvanç benim kadar dikkat etme ihtiyacı duymuyordu. Yanından çıkarken parmak uçlarıyla üst bacağıma dokundu.
"Hey." diye bağırdım. Kıvanç arkamdan kapıyı kaparken kıs kıs güldüğünü duydum. Gönülsüzce de olsa ona fırça çekmeye başlamıştım ki Tutku yine araya girdi.
"Kıvanç o ses neydi?"
Tek eli hala kapının kolunda olan Kıvanç donakaldı. Yavaşça, temkinlice, Kıvanç'ın yüzünü arabanın üstünden görebileceğim şekilde ayaklarımın üzerinde döndüm. Şimdi yüzü ciddileşmişti, şaşkın bir ifadeyle somurtuyordu.
"Benim kahkaham olmasın o ?" diye sordu Kıvanç.
"Hayır, daha tizdi bir kız sesine benziyordu."
Kıvanç ve ben donakaldık fakat o kendini hemen toparladı. "Belki de arka bahçeden birisi sana sesleniyordur?" diye önerdi.
Tutku başını iki yana salladı. Kaşlarının ortasında inatçı bir çizgi yerleşmişti. "Hayır, Kıvanç tam da buradaydı. Arabanın oradan geldi."
"Tamam, tamam." Kıvanç ellerini havaya kaldırıp gergin ve dikkat çekici bir şekilde güldü. "Ama sesler duyan kızlara mezuniyet balosunda kraliçe tacı takmıyorlar, biliyorsun değil mi?"
Tutkunun yüz hatları yumuşadı. Deli gibi görünme fikrine , belirsiz bir ses duymaktan daha korkutucu gelmişti ona sanki. Muhtemelen duyduğunu sandığı şeyi unutmak için yeniden başını salladı ve gülümsedi. "Asla bilemeyiz, belki de psikoz iki sene içinde çok moda olur."
"Senin iyiliğin için öyle olacağını umalım."
Tutku gözlerini devirdi ve başparmağıyla okulu işaret etti. "Sosyalleşmen gerek Kıvanç, derhal."
Kıvanç elini umursamazca salladı fakat Tutku dönüp okul bahçesine yürüyecek kadar yatışmış görünüyordu. Duyma menzili geçer geçmez Kıvanç'a baktım.
"Bir kız sesi mi?" diye fısıldadım. "Sence beni duydu mu?"
Kıvanç'ın kaşları düşünceli bir halde birbirine yakınlaştı. Birkaç saniye daha kız kardeşinin uzaklaşmasını izledikten sonra gözünün ucuyla bana bakıp dudaklarını oynattı, "kahin?"
ARKADAŞLAR DEVAMINI SİZLERİN OYLARINA GÖRE 1 SAAT SONRA YAYINLAYACAĞIM.
EĞER YETERLİ OY GELMEZSE BU GÜN DİNLENECEĞİM VE YARIN AKŞAM UZUN BİR BÖLÜM PAYLAŞACAĞIM.
Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum, değerli okurlarım ^_^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP RUH
Fantasía"SAF, DOKUNAKLI VE HAYALETLİ BİR AŞK HİKAYESİ Yine nehirde süzülüyordum. Ancak bu kez nefes aldığımda ciğerlerim , etrafımı saran çamurlu suyla dolmuyordu. Bedenim bu kâbustan önceki kadar hafifti hala. Nehirde süzülüyor , öfkeli akıntının sürüklem...