Kıvanç arabasını ana caddeden engebeli, çakıllı bir patikaya çıkardığın da güneş sonunda batmıştı. Gökyüzü en azından uzun çamların dalları arasından görebildiğim kısmı, doğuda koyu maviden batıda pembeye çalan pastel mora dönüşüyordu.
Kendimi aniden etrafımızda koyulaşan gölgeler için minnettar buldum; git gide büyüyen huzursuzluğum için uygun bir örtü görevi görüyorlardı. Sanki bir sınava girecekmişim gibi hissediyordum. Sadece Kıvanç'ın ailesini görmekten korktuğum için değil; cadıları çağırıştıran büyükanne bile beni kaygılandırmıyordu.
Fakat Kıvanç kesinlikle beni izliyor, gördüğüm şeylere verdiğim tepkileri ölçüyor olacaktı. Daha da önemlisi, ailesi etraftayken benimle iletişim kuramayacağını biliyordum.Yandan bakışlar, fısıldamalar,notlar olmayacaktı.Varlığımla çok dikkatli bir şekilde başa çıkmalıydı, sanki ben orada değilmişim gibi.
Yani sonuç olarak muhtemelen önümüzdeki birkaç saati sıcak bir aile ortamına geçirecektim ve esasen bunu yanlız başım a yapacaktım.
Kendim için üzülmeye vakit bulmadan araba bir köşeyi döndü ve manzaraya kocaman bir ev girdi. Ne bekliyordum, bilmiyorum. Belki mütevâzi bir çiftlik evi veya şimdilerde bu bölgede bitiveren tuğla ve taştan yapılma o yeni ucube binalardan. Kafamdaki tahmin ne olursa olsun, içimde ne tür endişeler beslersem besleyeyim hepsi önümüzde yükselen bu tatlı ve eski evin karşısında buharlaştı.
Ev yeşil tahta kaplamalıydı, birinci ve ikinci katları tamamen beyaz trabzanlı verandalarla çevriliydi. Her bir duvar ve saçakta, ahşap bölümlerin ortalarında pencereler vardı: Dökümlü perdelerle çevrilmiş kocaman cumbalı pencereler: sadece küçük bir davetkar manzara parçası vadeden minik yuvarlak pencereler. Her bir pencereden şimdi evin tepesine yerleşmiş alacakaranlıkla baştan çıkarıcı bir karşılık oluşturan ılık bir parıltı yayılıyordu. Bu hoş Eflatun loşlukla bile, şimdi Kıvanç'ın bizi geçirdiği bahçenin şeklini seçebiliyordum: gül ağacı Kümeleri, mor salkımlar, evin etrafında muhteşem bir kaos içinde dolaşan Kızılcık fundalıkları ve onları çevreleyen kavak ağaçları.
Bu bir masal eviydi.
![](https://img.wattpad.com/cover/59935730-288-k60716.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP RUH
Fantasy"SAF, DOKUNAKLI VE HAYALETLİ BİR AŞK HİKAYESİ Yine nehirde süzülüyordum. Ancak bu kez nefes aldığımda ciğerlerim , etrafımı saran çamurlu suyla dolmuyordu. Bedenim bu kâbustan önceki kadar hafifti hala. Nehirde süzülüyor , öfkeli akıntının sürüklem...