YAYILAN SIR

272 14 5
                                    

Rose, tan ağarırken uyandı. Bu kadar erken ve dakik kalkması, onu tüm okulda en erken kalkan kişi yapıyordu. Ama bugün değil... Doğrulup, başının üstündeki küçük pencereden güneşin doğuşunu izlemeye başladı. Güneş ışınları, gecenin ardından aydınlanmaya çalışan her köşeye kırmızımsı bir ışık saçıyordu. Kızıla bulanan çevrede bir beyaz ( tam beyaz sayılmazdı aslında, daha çok sarı ve beyaz arası bir renkti), bir kahverengi ve birde siyah bir nokta gördü. Ama o kadar... Daha fazlasını göremiyordu. Işıktan veya bakış açısından değil, gözlerinden kaynaklanıyordu görememesi. Henüz kimseye söylememişti ama bazen hem uzağı hem yakını göremiyordu. Bazense gözleri bir kartal keskinliğinde her yeri görüyordu. Tıpkı bilenmesi gereken bir bıçak gibiydi onun gözleri. Bileyince her yeri görüyor, bilemeyince burnun ucunu bile göremiyordu. " Garip! " diye mırıldandı kendi kendine. Gözlerini kırpmadan o nesnelere odaklandı. Uzun süre yaptığı egzersizler sonucunda eğer yeteri kadar iyi odaklanırsa net görebildiğini fark etmişti. Kısa sürede nesneler belirginleşti. Beyaz nokta tartışmasız Scorpius' tu. Yanındaki uzun saçlı olan bir kız olmalıydı... Kahverengi saç, hafif beyaz tutamlar... Astara ve Scorpius bahçedeydiler. Peki ya yanlarındaki? Sorusunun cevabını alamadan görüşü bulanıklaştı. Gözlerini hızla kırpıp tekrar odaklandı. Siyah saçlı kişi nazlanarak yavaşça netleşti. Bu kişi kesinlikle Albus' tu. Rose gülümsedi. "Yakında soyadına birde Malfoy eklerse hiç şaşırmayacağım! Albus Severus Potter Malfoy... Hiç de fena değil aslında." 

----------------------------------------------------

Astara Albus' la beraber bahçeye inmişti. Abisi tam da dediği yerde onları bekliyordu. Scorpius sabahın bu saatinde, hem de bahçede, hem Albus' u hem Astara' yı niye çağırırdı ki?

"Abi, niye BİZİ niye çağırdın?" Astara özellikle 'biz' kelimesini vurgulanmıştı ki, neden çağırdığı değil, neden ikisini de çağırdı önemliydi. Eğer aile meselesi olsa... İhtiyaç odasında buluşurlardı Astara' yla.

"Babam...Babamız büyükbabamızla ve babaannemizle görüşmemizi yasakladı Astara."

"Bunun olmasını zaten bekliyordum abi, sonuçta babamız ve annemiz onlarla görüşmemizi hiç desteklemedi."

"Sen onlarla neredeyse hiç görüşmedin ki Astara!"

"Görüştüm..."

"Ama benim kadar değil."

"Senin için yasakladılar."

"Niye?"

"Belki sen farkında değildin ama seni, seni bizden koparıyorlardı. Kendilerine dönüştüreceklerdi seni. Safkan takıntılı, ego dolu bir güç manyağı olmak ister miydin?"

"Bu görüşe alışmam gerekecek."

"Safkan takıntısı, ego dolu bir manyak olmayan birisiyle veya birileriyle daha yakın ilişki kurarsan daha çabuk alışırsın." Albus iki kardeşin 'aile toplantısı' na neden dahil olduğunu bir türlü anlayamamıştı. Sessizlik sağlanınca Albus toplantının son bulduğunu düşünerek buradaki kendi pasif rolünü Scorpius' a sordu.

"Beni niye çağırdın Scorpius?"

"Astara' nın böyle diyeceğini tahmin ettiğimden..."

"Kahinlik demek ki genetikmiş."

"Yakında beni geçersen hiç şaşırmayacağım abi."

"Lafımı bölmeyin. Astara' nın bu şekilde bir konuşma yapacağını az çok tahmin ettim. Her ne kadar kullandığı tanım biraz ağır da olsa haklı olduğunu bende fark etmiştim. Şimdi, kardeşimi dinleyeceğim. Safkan takıntısı, ego dolu bir manyak olmayan birileriyle, özellikle Gryfindor' larla takılacağım. E Albus senin buradaki rolünde..."

HARRY POTTER VE YENİLER İHTİYAÇ ODASINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin