Hastane lobisinde iken ortağı Doğan ile karşılaştı. Doğan genelde kaba kuvvetle olayları çözmeye çalışan biri idi. Yaser'i görünce '' Adamımız uyanmış, itiraf etti mi bari'' dedi. Yaser sert elmacık kemikleriyle kafasını kaldırıp ''Can katil değil.'' dedi. Doğan yüzünde büyük bir gülümseme ile gerilip ''Bak genç dostum belki farkında olmaya bilirsin ama ben bu mesleği 10 seneyi aşkın bir süredir yapıyorum. Burada bir katil var ise anlarım o adamda şu anda içeride yatıyor. Yaser ortağına bakıp anlatmayı düşündü. Sonrada anlatmanın onun için zaman kaybı olduğunu anlayınca otopsi için merkeze dönmeye karar verdi. Otopsiye gittiğinde kadının göğsündeki mermi izlerine baktı. Tam 5 delik vardı fakat 2 delik göğüs hizasında diğer 3 delik ise karın hizasında idi. Otopsi raporuna baktığında ise göğsüne ateş edilen 2 kurşun zaten kadının işini bitirmişti.2 kurşun uzaktan, 3 ise yakından... Demek ki katilimiz ilk önce Can'ı bayıltıp sonra karısına iki el ateş etti. Ve ardından silahı Can'ın eline tutuşturup yakından 3 el karısının karnına sıktı, işte burada büyük bir hata yaptı. Kafasına takılan bir durum vardı. İçeriye oda servisinin girdiğini söylemişti. Katil kamera kayıtlarında olabilirdi. Arabasına atlayıp otele doğru yol almaya başladı. Otelin kapısına vardığında telefonu çalmaya başladı. Ortağı Doğan arıyordu. İlk başta cevap vermek istemedi sonrasında sonuçlarını düşününce cevapladı.
''Alo! Nerelerdesin sen? Burada bir adamı sorguya çekmemiz gerekiyor.'' dedi sinirli bir sesi tonu ile. Yaser her zaman soğukkanlılığını korumuştur. Sakin bir şekilde ''Adamımız o değil, otopsi raporlarına baktıktan sonra tamamen emin oldum. Adamın kollarına baksana 5 el .45'lik sıkacak sağlam kolu yok ve ayrıca isabetten bahsetmiyorum bile. Göğüse 2 ve karına 3 mermi atılmış. Göğsünde ki mermi delikleri birbirine çok yakın yani burada silah eğitimli birisinden bahsediyoruz.'' Ardından bir süre telefondan ses gelmedi. Sonrasında sakin bir ses tonuyla Doğan ''Tamam senin yolunda gidiyoruz ama sonra suçlu kocası çıkarsa işlem yapmam gerekecek unutma bunu!'' dedi ve telefonu kapattı.
Yaser Doğan'a göre pek de tez canlı değildi. Sonuçlara kesin gözüyle bakmak istiyordu. Dışarıda ki insanları veya hakimi değil, kendini inandırmak istiyordu. Bu da onun ne kadar iyi bir dedektif olduğunun göstergesiydi. Resepsiyona doğru yönelip rozetini masaya koyarak ''kamera kayıtlarınıza ihtiyacım var'' dedi. Elmacık kemiklerinin üzerindeki koyu kahve gözleri ile... Kayıtları kontrol edince çalışanın kim olduğunu sordu. Resepsiyon '' Emre efendim, kendisi daha bir ay önce işe giriş yapmış bulunmaktadır'' dedi. Yaser direk sert tavır ile ''şu anda nerede '' resepsiyonda ki bayan o kadar korkmuştu ki ilk önce yutkundu ve ardından ''Bilmiyorum efendim. Bugün kendisini hiç görmedim''
Sonra adamın ismini alıp otelin kapısına yöneldi. İsmi Emre Bakol idi. Not defterine yazıp merkeze doğru yöneldi. Merkeze vardığında ise ortağı onu bekliyordu. Doğan yüzünde ki emin bir ifade ile ''Ne buldun bakalım?'' Yaser durumu anlattı. Ama kafasında bir şeyler hala oturmuyordu. İşe bir ay önce giriş yapan biri cinayetten sonra ortalıkta yoktu. Neden işe bir ay önce giriş yapmıştı ki? Eğer öldürmek istiyorsa evinde, yolda veya parkta da öldürebilirdi. Bu durum kafasını çok karıştırıyordu. Tabi ortağı için bunlar yeterli olacaktır. Çalışanın gbt'sini(genel bilgi tarama) kontrol ettikten sonra hırsızlık suçundan içeride belli bir süre kaldığı yazıyordu. Biz oraya gelince suçlumuz korkmuş olmalı ki işe gitmedi. Doğana dönüp ''Emre'nin ev adresi lazım oraya gideceğiz'' dedi. Doğan ceketini alıp ''O bende'' diyerek dışarı çıktılar. Evi Eşrefpaşa tarafındaydı. Oraya vardıklarında Emre'yi sokakta gördüler. Bir süre bakıştıktan sonra Emre kaçmaya başladı. Arkasından da Doğan koşturuyordu. Yaser direk alt sokağa doğru koşturmaya başladı. Çünkü Emre sigara kullanıyordu, kondisyon bakımından kötüydü o yüzden yukarıya değil aşağıya koşacaktı. Aşağıya indikten sonra sağa kırıp düz koşmaya başladı. Doğan'ın sesi çok yakından geliyordu sanki bir üst sokaktan, düz devam etmeye başladı. Bir den sesi yakınlaştı ve Emre karşısına çıktı gördüğü gibi üstüne atladı. Doğan alnını silerek ''Sizin yüzünüzden günde iki gömlek değiştiriyorum'' dedi. Yaser kelepçeyi taktıktan sonra arabaya doğru yöneldi. Merkeze geldiklerin de adamı sorguya çekmek için sorgu odasına geçtiler. Doğan her zaman ki sert tavırları ve kaba kuvveti ile sorguluyordu. Yaser ise sadece izlemeyi tercih ediyor, şüphelinin nasıl tavır sergileyeceğini, makro ve mikro ifadelerini gözlemliyordu. Doğan bağırarak Can veya karısı ile ilişkisinin ne olduğunu sordu. Emre bir anlık gözlerini kısıp, yöneltilen soruyu düşünmeye başladı. Yaser, Emre'nin bu hareketiyle durumu anlamadığını ve daha cinayetten haberi olmadığını fark etti. Emre ardından şaşkın bir ifade ile ''Ne Can'ı ne karısı kim onlar'' dedi. Doğan gülerek ''Bana masal okuma evlat sizin gibi insanların ciğerini bilirim. Anlat neden öldürdün karısını?'' dedi kaşlarını çatarak. Emre yemin üstüne yemin etmeye başladı. Yaser Doğan'ı odanın dışına çağırdı.'' Ortak kızacaksın ama bence bu da adamımız değil'' dedi. Doğan ciddi bir ifade ile'' Nasıl değil adam direk kaçmaya başladı. Cinayet günü sonrası otele bir daha uğramadı. Bence soygun içindi, baksana önceden de hırsızlıktan hapis yatmış. Baktı zengin bir çift yaşıyor..." Yaser keskin gözlerini ortağına dikip '' Ciddi misin sen? Bu adam önce ki suçlarında silah kullanmamış ki hadi kullandı diyelim. Nasıl bu kadar iyi bir nişancı kendisi?" Doğan tekrardan düşüncelere daldı. Yaser'e dönüp ''Ama bizden gizlediği bir şey var.'' dedi. Yaser de onaylarmış gibi kafasını salladı. Evet adamımız cinayetten olmasa bile bir suçlu ve kurbanımızı son gören kişilerden birsi de o. Doğan ortağına dönüp ''Hastahaneye gidiyorum. Belki adamımız bir şeyler hatırlamıştır'' dedi.Yaserde bu arada sorgu odasına geçip tekrar sorular sormaya başladı. İlk önce nedenbu kadar çok korktuğunu sordu. Emre cevap vermedi. Yaser yanına yaklaşıp ''Bakeğer ben olmasam şu anda hapisteydin. Hapishane yemeklerinin nasıl olduğunubilirsin. Gerçekten oraya geri dönmek mi istiyorsun?'' dedi emin bir ses tonuile. Emre bir kaç saniye sustuktan sonra Yaser ayağa kalkıp ''Tamam tercih meselesiben pek püre adamı değilim'' dedi ve kapıyı açtı. Emre endişeli bir ses tonuile '' Tamam, tamam anlatacağım. Bekle lütfen gitme'' Yaser istifini bozmadansandalyeye oturdu. ''Evet, seni dinliyorum'' dedi. Emre korku içinde ''Birininöldüğünü bilmiyordum. Yemin ederim ki bilmiyordum'' Yaser geriye yaslanarak ''Pekineden kaçtın?'' dedi. Emre bir kaç saniye sustuktan sonra ''Bir kaç gün önceodaları geziyordum. Gözüme bir kolye çarptı ve çok değerli bir şeydi. Bende onualıp sakladım güvenlik benim çok yakın bir arkadaşım onunla konuştum. Kolyeyisatıp parayı bölüşecektik. Ve benim gbt'em biraz kabarık o yüzden sizlerigörünce çok korktum ve kaçtım. Kolye için geldiniz sanmıştım'' dedi. Yaser öneeğilerek ''Peki kolye nerede şu anda?'' dedi Emre'nin korku dolu gözlerininiçine bakarak. ''Hala otelde arkadaşım saklıyor'' dedi. Yaser ayağa kalkıp ''Buradaki işimiz bitti. Seni bir kaç gün burada tutacağız'' dedi ve odadan çıktı. Notdefterini alıp alt başlığını attı: 'Kolye hırsızlığı!'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Bulut(Tamamlandı)
Mystery / Thrillerİzmir'in o eşsiz karanlık güzelliği ile beraber suçların arasına dalmak, dedektif Yaser ile cinayetleri beraber çözeceksiniz "Bana yukarıdan bakarsanız aptalın tekini görürsünüz. Bana aşağıdan bakarsanız tanrıyı görürsünüz. Bana tam karşıdan b...